Akgündüz: Said Nursi’nin Doğum Tarihi Mart 1878

Cihan Haber Ajansı’nın Araştırmacı Yazar M. Törehan Serdar’a dayandırarak yayınladığı Bediüzzaman Hazretlerinin doğum tarihine ilkişkin habere Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’den itiraz geldi.

Akgündüz, “Bizim için her ne kadar, Bediüzzaman Hazretlerinin eserleri ve davası önemli olsa da, onun şahsiyeti ve hayatı hakkında sağlıklı bilgiler elde etmek de güzel bir hadisedir. Üstadın doğum tarihi konusundaki yanlış bilgileri tashih etmek, hem doğru bilgiye ulaşmak ve hem de gaybi işaretlere hürmet etmek açısından ehemmiyetlidir” diyerek, Bediüzzaman Hazretlerini doğum tarihi ile ilgili çalışmasını açıkladı.

BEDÎÜZZAMAN’IN DOĞUM TARİHİ HAKKINDA BELGELER KONUŞUYOR:

REBîÜLEVVEL 1295 HİCRÎ/MART 1293 RUMÎ/MART 1878 MİLÂDÎ

Bedîüzzaman’ın doğum tarihi konusunda ancak elimizdeki belgelere göre bir şey söylemek mümkündür. Aşağıda zikredeceğimiz belgelerden anlaşılacağı üzere, Molla Sa’îd’in doğum tarihi olarak 22 Temmuz 1322/4 Ağustos 1906 tarihinde yapılan nüfus tescil kayıtlarında 1288-1289 tarihleri doğum yılı olarak geçmiştir. Bunun Rumî olduğunda şüphe yoktur; zira ilmiye dışındaki memurlar o tarihlerde Rumî tarih kullanmaktadırlar. Kaldı ki, bu tarih Rumî kabul edilirse Bedîüzzaman’ın verdiği 1293 tarihine Hicrî kabul edilmesi halinde uymaktadır. Türkçe Nüfus belgesinde ise, 1289 Hicrî gibi kabul edilerek 1.7.1872 doğum tarihi olarak kaydedilmiştir. Bunların tamamen tahmini tarihler olduğu kanaatindeyiz. Doğrusu kendisinin ifadelerine dayanılarak hazırlanan Nüfus Tezkeresindeki Mart 1293–Mart 1878 ve Rebîülevvel 1295 tarihi olduğunu düşünüyoruz.[1] Bazı araştırmacılar 1877 yılını zikretmişlerse de, bu yılın hiçbir ayı, hem 1293 Rumî ve hem de 1295 Hicrî tarihlerle uyuşmamaktadır.[2]

image013.jpg

1877 yılının Aralık ayının 30’u esas alındğında, 1293 tutsa bile Nüfus Tezkeresindeki Hicrî 1295’i 6 gün arayla tutmuyor

image014.jpg

1878 Mart’ı esas alındığında ise, hem Rebîülevvel 1295, hem Mart 1293 ve hem de Bedîüzzaman’ın Mart ayında dünyaya teşrîfi ile alakalı rivâyetlerle uyuşuyor; ancak günlerin seçimi bizim tahminimizdir.[3]

Önemle ifade edelim ki, Bedîüzzaman’ın eserlerinde kullandığı tarihlerin ekseriyeti Rumî takvime göredir ve şayet Hicrî tarih kasdetseydi Arabî tarih yahut Hicrî tarih şeklinde kayıt düşerdi. Bunu nazara alarak aşağıdaki kayıtları okumakta yarar vardır; aksi takdirde hataya düşülecektir:

Isparta’nın saf menabi-i ilmiyesinden bir zât ki, Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşiye rüesasından ve binikiyüz doksaniki (1292) veya bin ikiyüz doksanüç (1293) arasında dâr-ı bekaya teşrif buyuran Beşkazalızâde Osman-ı Hâlidî Hazretleri,[4] meslek-i ilmiye ve ameliyesiyle alâkadarane keşfiyat ve hâdisatını bir hüccet-i katıa gibi vârislerine vasiyet ve mahz-ı tebşiratlarını şöylece tevarüs eylemiştir. Hattâ Üstâd-ı muhteremimizin tevellüdüne tam isabetli olarak tarih-i mezkûrda “İmanı kurtaran bir müceddid çıkacak, o da bu sene tevellüd etmiş” demiş. Bundan başka dört evlâdından birisinin o zât ile müşerref ve mülâki olacağını ilâve etmiştir.[5]

Risale Haber

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: