Arjantin Kitap Fuarından Kareler

Arjantin’in başkenti Buenos Aires’ten tüm ağabey ve kardeşlerimize selamlar,

“Peygamberimiz (SAV) neslinden birisinin gelmesi ve bize dinimizi anlatması çok güzel olurdu, onu bekliyoruz.” 

“Biz kör gibiydik. Risale-i Nur ile görmeye başladık. Fakat her bir kelimesi nur ve hikmet olan ve bir anda karşımıza çıkan Risale-i Nur, adeta bir projektör gibi gözlerimizi kamaştırdı. Biz şimdi onu okudukça daha iyi görüp, daha iyi anlayacağız.”

“Çölde susuz kalmış gibi bir vaziyetteydik, şimdi Risale-i Nur’u okuyarak susuzluğumuzu gideriyoruz.” 

Bu sözler Cordoba kitap fuarı vesilesi ile tanıştığımız ve nurlara muhatap olan bazı Arjantinli Müslümanlara ait.

Geçtiğimiz Eylül ayı içerisinde Arjantin’in ikinci büyük şehri Cordoba’da yaklaşık 30 yıldan bu yana devam eden kitap Fuarına katıldık. Sözler Neşriyat adına iştirak ettiğimiz ve 200 binden fazla ziyaretçisi olan bu fuardaki tek İslami stand olarak, Kur’an-ı Kerim ve başta İspanyolca olmak üzere farklı lisanlardaki Risale-i Nur eserlerini sergiledik. 20 gün süren fuar boyunca bilhassa gayri müslümlerin Kur’an’a, İslam’a ve Nurlara olan merakları ve iştiyakları ve Müslümanların da kısa süre içerisinde çok istifade etmeleri bütün yorgunluğumuzu alıp götürmüştü. Öyle ki; elimizde çok az Kur’an-ı Kerim bulunmasından dolayı herkese veremiyorduk. Fakat hususen kolej öğrencileri ve öğretmenler adeta yalvarırcasına Kur’an istiyorlardı.

Hatta standa yaklaşan bir gencin Kur’an’ı eline alıp öptüğünü görünce sorduk; “Sen Müslüman mısın?”, dedi: “Hayır, fakat ben tek bir Yaratıcı’ya, Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğuna ve Hz.Muhammed’in(sav) de O’nun peygamberi olduğuna inanıyorum.” Daha da garibi bu sözlerin aynısını muhtelif kişilerden de duymuştuk.

Kur’an’ı görenler hayranlıkla inceliyorlardı. Kur’an harflerini gören birisi, “Ben bu yazılanları anlamıyorum fakat onlara bakmak bile bana yetiyor. Her bir harf sanki bir sanat eseri gibi” demişti. Bu hadise, Ami avamdan veyahut aklı gözüne inmiş maddiyunlar tabakasına karşı, Kur’ân’ın gözle görünecek bir işaret-i i’câziyesi olduğu hakikatini bize hatırlatmıştı.

Çocuklar adeta bir oyuncağa koşarcasına standa dalıp Risale-i Nurları eline alıp, okuyorlardı. Hatta 7 yaşlarında bir çocuk, küçük kitaplardan birisinin kapağını açıp, en baş sayfadaki Külliyat fotoğrafını öpüp sonra yerine bıraktı. İnşallah imanlarını kurtaracak olan bu eserlerin kıymetini ruhen hisseden bu masumlar Emirdağ Lahikasındaki şu cümleleri derhatır ettirdi; “Risale-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta, masum çocuklardır.” 

Geçen yıl aynı vakitlerde Cordoba caddelerinde broşür dağıtıp isteyenlere kitaplardan ulaştırıyorduk. Hamdolsun, bu yıl ise küçük bir medrese-yi Nuriye hükmündeki mütevazi standımızda ziyaretçilerin İslam ve Risale-i Nur hakkındaki sorularını yanıtladık. Standımızın bir köşesinde, bilhassa üniversiteli ve kolejli gençlere çay ikram edip onlarla dersler okuduk.

“Bir kelebeğin midesini tanzîm eden, Manzûme-i şemsi dahi o tanzîm etmiştir.” Gibi Risali Nur’dan tekbir cümle okuyan birçok kişi hemen bu sözlerin hangi kitapta geçtiğini sorup o kitabı alıyorlardı.

“Şükrün mikyâsı kanaattir ve iktisattır ve rızadır ve memnuniyettir. Şükürsüzlüğün mizanı hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram-helâl demeyip rast geleni yemektir.”  Cümlesini okuyan başka birisi, “Bu bir cümle değil adeta bir kitap”  diyerek hayretini ifade etti.

33 Pencereden sadece bir parça okuyan diğer bir kişi, Risale-i Nur’un tarz-ı beyanındaki farklılığı hissedip,  “Bu tercümelerin bir ziyafet, bir tatlı, yok yok sanki baklava gibi”  demişti.

Henüz Asa-yı Musa mecmuasını okumaya başlayan ve ölüm hakkında araştırma yapan bir psikoloji öğrencisi ise, bütün külliyatı okuması gerektiğini çünkü bir risalenin bir başka risalenin anahtarı olduğu tespitinde bulunması bizi şaşırtmıştı. Belki de  şiddet-i ihtiyaçtan istifadeleri de çok hızlı oluyordu.

Velhasıl, Doktorlar, öğretmenler, avukatlar, mühendisler, liseli ve üniversiteli öğrencilerden oluşan ziyaretçilere, ve yüzlerce kişiye Nurlar ulaştı. Rabbim hidayet versin inşallah.

Fuar vesilesi ile tanıştığımız Meksikalı Abdülkerim ile, Meksiko City İslam merkezine ve Meksika’nın ikinci büyük şehri Guadalajara(Guadalahara)’da bir yıldan beri nur dersleri yapan Müslüman bir gruba kitaplarımızdan gönderdik. Yine fuarda tanıştığımız Venezuela’dan Musa ile de başkent Karakas’taki İslam merkezine ve oradaki Müslümanlara Risalei nurları birer çekirdek misali gönderdik. Rabbim neşvü nema verdirsin, Risale-i Nur bu ülkelerde de kökleşsin, imanlarını kurtardığı insanları onun meyveleri nevinden cennete göndersin inşallah, amin.

Fuar hizmetinin en güzel, en tatlı ve zahir neticesi de fuarın sonunda zuhur etti. Biz son gün otelden çıkış hazırlıkları yaparken fuarda tanıştığımız Sergio adındaki elektrik mühendisliği okuyan bir öğrenci, otele ziyarete geldi, yeni tanıştığımız ve henüz bir haftadır nurları okuyan bu kardeşimiz, kararını verdiğini ve Müslüman olmak istediğini söyledi. Bizim gibi zayıflara mükafat-ı acile nevinden gelen bu haber bizi ziyadesiyle sevindirdi. Hemen o gece, yani Cuma gecesi artık Adem Musa olarak hayatına devam eden Sergio’nun şehadetine şahitlik ettik. İlk namazını kılan ve duasını o gece yapan Adem ile, ertesi gün de Cuma namazını kıldık, Rabbim kabul etsin…

Bu yaklaşık bir aylık Cordoba fuar hizmetinin ardından başkent Buenos Airesteki hizmetlerimize de kaldığımız yerden devam ediyoruz. Geçen Cuma günü yine hapishane ziyaretlerimiz oldu. Oradaki Müslümanlarla beraber Cuma namazı kılıp, dersler okuduk. Radyo programımız ve derslerimiz devam ediyor.

Tercümelerden de en son olarak büyük sözlerin tercümesi bitti. İnşallah kontrolleri bitirdiğimizde ve imkanlarımız el verdiğinde onu da baskıya vereceğiz. Diğer taraftan şu anda Şuaların da yarısının tercümesi bitmiş durumda. Hızlı ve kaliteli bir şekilde tercümelerin tamamlanması ve kitaplarımızın basılması için dualarınızı bekliyoruz, zira heryerde olduğu gibi burada da bazen bir kitap hayatlar değiştiriyor…

Arjantin ve Latin Amerika hizmetleri ile yakından alakadar olan Sungur Abimizin ve  Said Özdemir Abimizin sağlıklarına kavuşması için dua ediyoruz. Başta  Hüsnü Bayram, Ahmet Aytemur, Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı Ağabeyler olmak üzere bütün abi ve kardeşlerimizin dualarını bekliyoruz.

Buenos Aires/Arjantin Nur Talebeleri

www.NurNet.org

11.10.2012

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: