Asırların…Yılların…Yılbaşının… İdamı

Saliseler, saniye; saniyeler dakika çarkını çevirir
Dakikalar, saate; saatler gün dilimine devredilir
Günler, aylara; aylar, mevsime yapar devir teslim
Mevsimler, seneye; seneler asra inkılâp eder daim
Geçen saniyeler, insan üzerinde bırakır çok derin izler
Bir anda ne duyulur, ne hissedilir, nede görür gözler?
Üç yüz altmış beş günün, en son saniyesine gelinir
Gelir emir, bir insan en sadık dost için ölecek denir
En sadık dost olarak, çıkamaz ortaya hiçbir insan
Bulundu vefalı dost, işte ortada duruyor zaman
Hakiki can dost, gerçek arkadaş en iyi kardeş olarak
İşte benim dedim çıktım meydana, hem de nara atarak
Çok safmışım meğerse esas gerçeği görüp bilemedim
Herkesi kendim gibi sanıp, hakiki arkadaşı seçemedim
Hâlbuki ne güzel günler geçmiş, ne hatıralar saklı
Sevmenin, vefalı ve sadık olmanın bumudur hakkı?
Çok derinden yaralanmıştı gönlüm kalbim
Üzüntüden yaş yerine, kan akıttı gözlerim
Tüm dostlarım çıktı acımasız, hem de vefasız
Her kötülüğü yapan onlardı, ben ise günahsız
Hiç bir kusurum yok, tamamen masumum
Benim suçum, sizle saliselere mahkûmum
Acımasızca, geçen günlerin yapıldı merasimi
Görüp bilmeseydim keşke, parçaladı kalbimi
Şehir meydanına kurulmuştu idam sehpası
Tüm dostlar yerine, yas tutuyordu darağacı
Keyiften dört köşe olup, atıldı naralar
Mutluluktan, patlatıldı neşeli kahkahalar
Tutuldu alkışlar, tempo müzik eşliğinde
Etrafımda, dans edildi yanan meşalelerle
Heyecanla sevinçle, fırlatıldı hava-i fişekler
Keyifle seyredildi havada, Renga renk şekiller
Alkış tufanına tutuldu, idama giden mahkûm
Duyup görünce bunu, tutuşup yandı ruhum
Acı içinde, on adım kalmıştım idam sehpasına
Dokuz, sekiz, yedi diye başlandı geri sayıma
Kenetlendi kollar, şerefe diye kalktı kadehler
Çılgınca bağırılacaktı, tutuldu en son nefesler
Çıktım sehpaya, boğazımdan geçirildi ilme
Tüm duygularım parçalandı, oldu lime lime
Büyük bir sevinçle, vuruldu sehpaya tekme
Her yıl otuz bir Aralık ayı, saat yirmi dörtte
Her sene otuz bir Aralıkta, yapılır törenle infazım
Sevinecek ne var? Sizin üzerinde kaldı günahım
Yaşadığınız zaman, öldü gömüldü mazi mezarına
Günah enkazını, ziyaret ediyorsunuz her yılbaşında
Borborunbekir
Bekir Özcan
www.NurNet.org