Babanın Ailedeki Fonksiyonu

17 yaşında halamın torunu olan yeğenim var. Lise 3.sınıfa gidiyor. Babası 8 yaşındayken vefat etti ve hepimiz el bebek gül bebek ona bakıyoruz. Takip ediyoruz.

Yalnız bu çocukta sorumsuzluk var. Ne gittiği yeri haber verir,geç gelir, telefonuna bakmaz, okuldan kaçar… Belki de ergen psikolojisine girdi.

Ben onunla konuşurken, yapmaması gerektiğini anlatırken en son şunu dedim: “Sen hayata bir sıfır yenik başladın. 8 yaşındayken baban öldü. Annesi babası hayatta olan insanların birer gram sorumluluk duygusu olması gerekiyorsa senin iki gram sorumluluk duygun olması lazım. Onlardan iki katı daha fazla sorumlu olman lazım.Bu yüzden daha dikkatli olman lazım ve babanı onurlandırman lazım” dedim.

Ben böyle konuştum iş işten geçti de şimdi size soruyorum: Çocuğun psikolojisinde olumsuz bir etki yaratır mı bu söylediklerim. Sonra ben kendi kendime suçlandım. Acaba çocuğun psikolojisini bozar mıyım? Yoksa bu dediğim olumlu muydu? Olumsuzsa bunu nasıl telafi edebilirim? Telafi edebilir miyim acaba? 

Bu kadar hassas dinleyicilerimizin olduğunu bilmek beni çok sevindirdi.

Halasının torunu olan 8 yaşında babası vefat etmiş ve sorumluluk bilinci olmayan bir yakını için telefondaki ses tonundan da anlıyorum ki ıstırap duyan bir beyefendi var. Ne kadar mutlu oldum böyle dertli bir kişiyle karşılaştığım için.

Bir ailenin içinde babanın fonksiyonu kırmızı hat takip ettirmektir arkasından gelene. Yani baba bir kuyruklu yıldızdır. Arkasında yıldızları yetiştirir. Eğer baba azıcık bir yalpa yapacak olmuş olsa arkasındaki yıldızlar dökülür, aşağıya düşer.

Babanın hattı otoriter olmasıyla, babanın asaletiyle, babanın onurlu ve vakur duruşuyla; evin içerisindeki çocuklar babaya sağdan bakar hizaya gelir.

Ama bunları söylerken bazen de endişe ediyorum. Yani baba vakur duruşuyla veya asaletiyle veya onurlu haliyle derken; elini arkasına koymuş, elinde sopa var, hay huy diye bağıran bir babayı tarif etmiyorum ben.

Hayır, evin içerisinde kural koyan ve o kurallara kendisi de dahil olmak üzere ev halkına uygulattırmak için yol ve yöntemler bulup onu işleten babadan bahsediyorum. Yoksa öyle kaba saba bir babalıktan değil.

Annenin, evin içerisinde bir hanımefendi olduğu ve onun da kendi eşi olduğu nezaketiyle sesinin tonunu dahi ayarlayan ve etrafındaki çocuklara karşılaştıkları problemlerde çözüm önerileri bulan bir baba…

Çocuk yanına gelmiş. Baba gazete okuyor. “Baba! Baba! Bir şey söyleyeceğim, öğretmenim…” diyor. “Oğlum bir dakika, bak gazetede önemli bir haber okuyorum” diyor baba.

Olmaz ki böyle! Babanın fonksiyonu oldukça önemlidir. Çocuğun sorumluluk sahibi olması, çocuğun kendi aldığı karaları uygulayabilmesi ve hayata direnebilmesi açısından baba oldukça önemlidir.

Baba olmazsa ne olur? Ortadaki ip olmazsa tesbih taneleri ne olursa çocuk da öyle olur. Çocuk sorumluluğunu kaybeder ilk önce baba olmadığı için…

Çünkü sorumluluk anneden aşılanan, anneden gelen bir yöntem değildir. Asıl babadan gelen bir yöntemdir. Hele ki idol olarak babayı alan bir erkek çocuğu için babanın olmamasında ilk kaybedilen şey sorumluluk duygusudur.

İkincisi çocuk yalpa yapar. Yani bu gün karar verir, yarın vazgeçer. Çocuk bir türlü o kararlı istikametini (eğer baba var da yok ise de dahil olmak üzere, evin içerisinde baba var ama baba, baba gibi bir baba değil) aldığı kuralları da kendisi uygulayamaz. “Ders yap.” “Baba biraz sonra yapacağım.” …Bir türlü o düz çizgiyi takip ettiremez. Bu, babanın yokluğunun çocuğun üzerindeki tesiridir.

Bu dinleyicimiz ‘kurduğum cümleler doğru mu’ diye soruyor; ‘Sorumluluk sahibi ol oğlum’ demiş.

Sorumluluk dediğimiz şey söz ile olmaz. ‘Kal’ ile olmaz, ‘hal’ ile olur. Onun için baba çok önemli. Baba ‘hal’ ini sergileyecek ki evin içerisinde ondan dolayı çocuk sorumluluk sahibi olacak.

Şimdi siz çocuğa derseniz ki “Oğlum sorumluluk sahibi ol”, çocuk bu nasıl bir şey bilmez ki olsun.

Eğer bu dinleyicimiz halasının torununa iyilik yapmak istiyorsa, çocuğu sözleriyle bunaltmasın. Çocuğun yapamayacağı şeyleri, çocuğun üzerine boşaltmasın…

Onu yanında tutmaya çalışsın. Baba figürünü kendisi gerçekleştirmeye çalışsın. Onu yanında bulundurma çalışsın. Çocuk onun yanında, dayısının ne kadar sorumluluk sahibi olduğunu görürse eğer, kendisi de o istikamette gidecektir.

Örnek kişilerle tanıştırsın veya kendisi örnek olarak çocuğun hemen yakınında bulunmaya çalışsın. Vaktini ona ayırsın.

 Çocuk Deyip Geçmeyin Bölüm 1 Kısım 3

Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: