Bangladeş: Biz daha İslamiyet’in Neresindeyiz? Bu Kitapların Devamı Yok Mu?

ESSELAMÜ ALEYKÜM VE RAHMETULLAHİ VE BEREKATÜHÜ

Evvela, bütün ağabey ve kardeşlerin geçmiş kurban bayramlarını tebrik edip bu bayramın Âlem-i İslam’ın bayramına mukaddeme olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.

Saniyen; Van’da meydana gelen elîm zelzele sebebiyle geçmiş olsun dileklerimizi arz ederiz. Cenab-ı Hakk vefat edenlere rahmet, yakınlarına sabır ve metanet, yaralılara da acil şifalar ihsan eylesin.

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Elhamdülillah Bangladeş’te de Cenabı Hakk’ın avn ve inayetiyle nur hizmetleri günden güne inkişaf ediyor. Bangladeş’te geçtiğimiz Haziranın başında dershane tutuldu. Dershanemiz başkent Dakka’nın merkezinde olup herkesin rahatlıkla gelebileceği, ulaşımın rahat olduğu bir yerde.

Bangladeş’in yönetim biçimi Cumhuriyet olup 160 milyon nüfusa sahip. Yüz ölçümü yaklaşık olarak Türkiye’nin altıda biri olan; nüfusun %85 Müslüman, %14’ü Hindu ve %1 de Hıristiyanlardan oluşmaktadır.

Ülkenin Bengal körfezine kıyısı olmakla beraber diğer bütün çevresi Hindistan’la çevrilidir. Resmi dil Bengalce olup İngilizce yaygın olarak konuşulmaktadır. Bangladeş 200 yıl boyunca İngilizlerin sömürgesi altında kalmış. 1971 yılında bağımsızlığına kavuşmuş.

Halkın büyük bir çoğunluğu fakir olup günde üç öğün pirinç lapasıyla karnını doyurmaktadır. Hindistan’la etrafı çevrili olduğundan dolayı Hint kültüründen çok etkilenmiş.

Halkın İslamiyeti doğru olarak öğreneceği yerler çok az olmakla beraber burada birçok medrese var. Fakat medreseler halktan kopuk bir şekilde eğitimini sürdürüyor. Medreseler eski tarzda eğitim veriyor ve bu eğitim yıllarca sürüyor.

Medreselere gidenler islamiyetle alakalı bilgileri alabiliyorlar. Ancak bu bilgiler medrese dışındaki insanlara aktarılmıyor. Dolayısıyla medreselerde yıllarca süren eğitime imkânı olmayan ve buna vakti olmayan (üniversite, lise gibi) birçok insan islamiyeti öğrenemiyor. Bir de okuma yazma bilmeyen çok büyük bir kesim var onlar da duyduklarıyla islamiyeti yaşamaya çalışıyorlar. Bu tablo bize burada Risale-i Nur’lara ne kadar ihtiyaç olduğunu göstermeye kâfi.

Buraya geldiğimizden beri birçok medreseyi, üniversiteyi, köyü ziyaret edip risalelerden takdim ettik. Bunun neticesinde şimdilik iki medresede risalelerin Arapçasından haftalık ders yapılıyor. Dua edin bir hafta sonra da başka bir medresede ders başlama durumu var. Medreselerde hocalarla risaleleri okuyoruz her geçen derste daha da risalelerin değerini, bu eserlerin bütün bütün farklı olduğunu, üstadın ne kadar büyük bir âlim olduğunu anlıyorlar.

Ders okuduğumuz medreselerden birine Arapça külliyat bırakmıştık bu medresenin müdürünün kuvvetli bir Arapçası var. Dolayısıyla Risaleleri Arapçasından çok iyi anlıyor. Şimdiye kadar altı tane büyük kitabı okumuş. Hatta tercümeye bile başlamıştı ama sonradan bu eseri tercüme etmenin kolay olmadığını anlayınca şimdilik okumaya devam etmeye karar verdiğini söyledi. Bu zat aynı zamanda Türkiye’ye gelip risalelerin nasıl intişar ettiğini, dershaneleri yakından görmek istiyor. Dua edin Allah bu abimizi tercüme hizmetlerinde istihdam etsin.

Aynı zamanda dershanemizde lisans eğitimini Libya’da tamamlamış burada da master programına devam eden bir Bengal abimizle her hafta Arapça ders okuyoruz. Burada bazı Türk ağabeylerimiz de var onlarla da her hafta dershanede dersimiz oluyor. Her hafta Bengal bir abimizin evinde Bengalce ders oluyor, oraya da o abimizin tanıdıkları bengaller iştirak ediyor.

Aynı zamanda dershaneye gelen Bengal esnaflar var. Bunlardan lisans eğitimini Sudan’da tamamlamış Arapçası çok iyi olan bir abimiz var. Bu zat çok yoğun olmasına rağmen risaleleri ciddi bir şekilde okuyor. Bu eserlerin en kısa zamanda Bengalce’ye tercüme edilmesi ve Bengal halkının istifadesine sunulması gerektiğini söylüyor.Bu vesileyle çok önemli mevkide bulunan bir arkadaşına da verdiğimiz risaleleri takdim etmiş.Bu abimiz risalelerin bir kısmını okuduktan sonra müşahedelerini şu şekilde hulasa etmişti:

Birincisi, bu eserlerin bir veya iki sayfasından edinilen istifadenin diğer eserlerin büyük bir kitabından daha fazla olduğu… Bu eserlerin doğrudan neticeye götürdüğü, birçok kitabı okumaya ihtiyaç bırakmayarak istifadenin de daha fazla olduğu,

İkincisi, bu eseri okumaya başladığınızda kitabın anlaşılmasının çok zor olduğunu zannediyorsunuz fakat Üstad öyle bir temsil, öyle bir misal veriyor ki bu eserin anlaşılmamasının imkansız olduğunu anlıyorsunuz.

 – Üçüncüsü, bu eseri okudukça insanın kalben ve ruhen büyük bir ferahlık ve rahatlık hissettiğini.. ifade etti.

İngilizceyi de bilen bu zat bizden Yirmi Üçüncü Sözün Arapça ve İngilizcesini tercüme etmek için aldı. Kendisi Türkiye’yi merek ediyor ve Türkiye’ye gelip hizmetlerin intişarını yakından görmek istiyor. Dua edin Cenab-ı Hakk inşallah hizmetlerde istihdam etsin.

Yine başka bir medresenin müdürü ramazan ayında Türkiye’ye gelip dershanede kalmıştı. Bu zat şimdi nurlara çok taraftar olup bizden Bengalceye tercüme edilmiş birçok küçük risalelerden aldı. En son yanına gittiğimizde medresesindeki odayı göstererek oraya kitaplık yaptırıp nur dershanesi yapacağını söyledi. Kitapları okuyan talebelerinden bir tanesi kitapların kalbini çok derinden etkilediğini söylemişti.

Bir ay önce Bangladeş’te tanınan büyük bir Âlim zatın yanına gitmiştik. Ona içerisinde Yirmi beşinci söz, Onuncu söz ve On dokuzuncu mektubun mevcut olduğu Arapça bir kitap verdik. Birkaç gün önce tekrar kendini ziyaret ettik. Verdiğimiz kitap hakkındaki fikrini sorunca: “Ben bu kitapta okuduğumu bin kitapta görmedim. Bu kitabın devamını bana getirebilir misiniz.” şeklinde hayret ifadelerini dile getirmişti. Hatta bu zat haftada farklı iki tefsir dersi yaptığını ve bu derslerde bu kitabın muhtevasından da bahsettiğini söyledi. Aynı zamanda da bu zata: “Yeni neslin sorularına nasıl cevap veriyorsunuz” diye sorunca: Bilhassa okuyan gençliğe, ayet ve hadislerden cevap verince; ayeti ve hadisi inkâr ettiklerini, dolayısıyla küfre gittiklerini söyledi. Bu noktada yeni genç neslin sorularına aklen mantıken anlayabilecekleri bir şekilde cevap verebilmek için bütün Bangladeş’teki Âlimlerin bir araya gelip çözüm bulması gerektiğini ifade etti. Biz de kendisine bu tür soruların cevaplarının bu kitaplarda olduğunu söyleyince şaşırdı ve çok hoşuna gitti. Netice olarak kendisi, medresede okutulan ilmin bu asrın insanlarına hitap etmede yeterli olmadığının farkına varmış.

Yine derslere gelen bir Bengal kardeşimize; köyünde dağıtmak üzere bazı Bengalce tercümelerden verdik. O da köydeki bazı akrabalarına ve hanımlar arasında dini sohbet yapan ablasına bu kitaplardan vermiş. Risaleleri okuduktan sonra: “Biz daha İslamiyet’in neresindeyiz. Bu kitap nelerden bahsediyor, biz ne yaşıyoruz, ne anlatıyoruz!.. Bu kitapların devamı yok mu?” diye soruyor ve o ders grubuna risalelerden anlatıyormuş.

Tabii şu an elimizde sadece Bangalce üç kitap mevcuttur. Kitapların en kısa zamanda Risalelerin ruhuna muvafık tercüme edilmesi için dualarınızı bekliyoruz.

Dershanede bizimle beraber kalmaya başlayan üniversiteli bir Bengal var, inşallah bir hafta sonra bir talebe daha gelecek. Biz de hafta içi beş gün Bengalce dil kursuna gidiyoruz, kursta Amerika, Kore, Japonya, Almanya, Srilanka gibi ülkelerden Hıristiyanlar var. Bunlar Hıristiyanlığı anlatmak için Bangladeş’e gelmişler. Kursta tek Müslüman biz varız. Bunların hemen hemen hepsine risalelerden verdik. Onlar Hıristiyanlığı anlatmak için gelmişler biz de onlara İslamiyeti anlatıyoruz. Aynı zamanda İslamiyeti de merak edenler var aralarında.

Türkiye’den bize gönderilen Bengalce risalelerimiz bitti. Dua edin inşallah burada bir tane matbaa ile anlaştık. Eserlerin Bangalce ve İngilizcelerini burada bastırmayı düşünüyoruz. Şimdilik kitap tekrar gözden geçiriliyor yani tashih ediliyor, hazır olduğunda basıma girecek.

Bilhassa hafta sonları bu eserleri ulaştırabileceğimiz birileri varsa ziyaret ediyoruz, kitapları takdim ediyoruz. Tabii burada hafta sonu resmi tatil Cuma-Cumartesi. Aynı zamanda burada haftalık yayınlanan bir gazetede son bir aydır her hafta üstadın hayatını tarihçe-i hayattan Bengalceye çevirip neşreden bir gazete var. Buradaki insanlar Türkiye’yi çok yakından takip ediyorlar. Kiminle görüşürsek bize Türkiye’den bahsediyor.

Mektubumuza son verirken bütün ağabey ve kardeşlerden; bu nurları ihlâs ve istikamet dairesinde layık ellere ulaştırmasını Cenab-ı Hakk’ın nasip etmesini ve bize sabır, metanet, şevk ve ihlâs ihsan etmesi için dua etmenizi arzu ediyoruz.

Dualarınızı bekleriz…

Bangladeş Nur Talebeleri

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: