Bayram Ağabey ve gazozlar konusu

Prof. Dr. Mustafa NUTKU

Hayatın en büyük gerçeği ölümdür. Her nefis ölümü tadıcıdır. Allah vefat etmiş bütün Risale-i Nur talebelerine ve ehl-i imana rahmet etsin. Âmin. Vefat yıl dönümleri onlarla ilgili bazı hâtıraları da bize tekrar hatırlatıyor; Bayram Ağabey’in vefatı da öyle. Onunla ilgili benim de bazı hâtıralarım olmuştu.

 *  *  *

İlkokuldan fazla mektep tahsili de olmamasına rağmen; belki mü’min feraseti, Bediüzzaman’ın en yakın talebelerinden olması gibi sebeblerle, bazı mühim dinî meseleleri o kolaylıkla çok iyi kavrar ve gereğini yapmaya çalışırdı. Kendisiyle ilgili mühim bir hâtıram da buna bir misâl teşkil ediyordu.

 *  *  *

Bakkal ve marketlerimizde en çok satılan ürün olduğundan bahsedilen gazozların imalinde tad, koku verici ve yağ cinsinden oldukları için de suda çözünerek suyla tam karışmayan “bazı esansları” suda çözünür hale getirebilmek için “ara çözücü” olarak, “hayatî bir zaruret olmadıkça bir damlasının bile vücuda ithali haram olan “sekerat (sarhoşluk) verici etil alkolü” kullanmak, gazozların imalinde –çok nadir bazı istisnaları hariç- çok yaygın bir usuldür.  

Coca-Cola ve Pepsi-Cola adlarını taşıyan, merkezleri Amerika’daki dünyanın en büyük gazoz imalatçıları, bir asırdan fazla zamandır sürekli rekabet halinde olarak, komünist ülkelere de dahil olmak üzere, çok büyük miktarlarda gazoz üretip pazarlamalarıyla tüm dünyada en başta gelmektedirler. Maalesef o gazozların, nüfuslarına nisbeten en fazla tüketicisi olan müşterileri de İslâm ülkeleri olmaktadır!

Sekerat (sarhoşluk veren, geçici olarak aklı gideren) yiyecek ve içeceklerin vücuda alınması İslâm’da Kur’an âyetiyle haram kılınmış ve Peygamberimiz’in (asm) “Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır” buyurmasıyla da, sekerat verici bir içeceğin -hayatî bir zaruret olmadıkça- bir damlasının bile vücuda alınmasının haram olmasına rağmen, “etil alkol” adlı sekerat vericinin kasdî bir işlemle bileşimlerine dahil edildiği gazozların, nüfuslarına oranla en fazla tüketildiği ülkelerin İslâm ülkeleri olması “çok büyük bir tezad ve üzerinde durulması gereken bir konu” teşkil ediyordu.

 Bu konuda 28.07.2003 tarihinde, “Yeni Şafak” gazetesinin “Düşünce Günlüğü” sayfasında “Cola rekabeti” başlığıyla yazmış olduğum yazıyla halkımızı aydınlatmaya çalışmış; o yazım çok kişi tarafından okunmuş, iktibas edilmiş, istifade edilmiş  ve paylaşılmıştı. Fakat Risale-i Nur talebelerinden bir kısmının ve hattâ Risale-i Nur dershanelerinde sürekli kalanların bazılarının da, o yazımla yapmış olduğum  bilgilendirmeden  hiç haberleri yoktu.

Coca-Cola ve Pepsi-Cola gibi, dünyanın  en büyük sermayeli gazoz üreticilerinin, kendi gazozlarında (sekerat verici) etil alkolün kullanıldığı, fakat az miktarda kullanıldığı, kendi itiraflarıyla da medyaya yansımış olmasına rağmen, o açıklamalarından haberleri olmayan bazı Müslüman halkımız ve Risale-i Nur talebeleri ve Risale-i Nur dershanelerinde sürekli kalanlar, o “alkollü gazozları” içmekte devam ediyorlardı! Hattâ bir bayram ziyareti için gittiğim bir Risale-i Nur dershanesinde, “Bu kurban etleri beraberinde Coca-Cola olmadan yenmez” sözlerine bile şahit olmuş ve çok üzülmüştüm.

*  *  *   

Bir Müslümanın hayatında en fazla dikkat etmesi ve hassasiyet göstermesi gereken konulardan biri, “kendisinin ve bu mevzuda mesuliyetini taşıdığı aile efradının ve diğer kişilerin yiyeceklerinin ve içeceklerinin helal olması”dır.  

 *  *  *

Bilhassa Risale-i Nur dershanelerinde sürekli kalanlardan bazılarının bile, küresel sermaye ürünü o gazozların helal mi, haram mı olduğunu bilmemeleri karşısında, bu mevzuda ne yapmam gerektiğini düşünmüş; buna çare olarak da, Bayram Ağabey’e bir mektup yazarak, ona bu konuyu iletmiştim. O, mektubumu alınca bu konuda hemen anlayış ve hassasiyet göstererek, konuyu “Umumî Meşveret Heyeti”ne ve “Vakıflar Meşveret Heyeti”ne getirmiş ve gereğinin yapılmasını sağlamıştı.

Halbuki aynı konuda, ülkemizdeki bazı meşhur fıkıh âlimleri bile, “aklın nuru fünun-u medeniyeye” de itibar etmeleri gerekirken bunu yapmadan, bu mühim fıkhî meseleye sadece “vicdanın nûru ulûm-u dinîye” ile ve gazozların hiç mevcut olmadığı ve adlarından bile bahsedilmediği asırlar öncesinde yazılmış fıkıh kitaplarındaki bilgilerle baktıklarından; -bu konuyla ilgili fetva vermek için yeterli olmayan- “suların temizlik hükümleri” ile gazozlar meselesini kıyâslamaya çalışıyorlar, “kıyâs ma’a’l-fârık” yapıyorlar; bazılarının arasında “ekmekte ve meyvelerin bazılarında da alkol olduğundan” bahsedenlere de rastlanıyordu. Kendilerinden bu mevzuda fetva bekleyen Müslüman halkımızın bu mevzuda İslâmî bakımdan gerektiği şekilde bilgilendirilmelerini yapmıyorlar ve “helal-haram meselesiyle alâkalı” olan bu mühim konuyu sanki “hafife almağa” çalışıyor gibiydiler! 

Allah Bayram Ağabey’den, bu konuda gösterdiği feraseti, anlayışı ve çok isabetli tavrı sebebiyle de razı olsun. Âmin.