Bayram Gecesinde Yapılan İbadetler

Hazreti Muhammed (a.s.m.) hadis-i şerifte: “Sevabını Allah’tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez.” Buyurarak bizleri iki bayram gecesinde ibadet etmeye teşvik etmiştir. Bu mübarek gecelerde uyanık bulunmanın, kalbin uyanıklığına vesile olduğunu bildirmişlerdir.

Sa’d bin Evs -el-Ensârî hazretleri der: Resulullah, (a.s.m) Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: “Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat etiniz, mükâfatınızı alınız.’’ buyurmuş.

Bayram namazında cemaat halinde getirilen tekbirler, akıl, kalp ve ruh üzerinde bulunan gafletin kalkmasına ve Cenab-ı Allah’a şükür vazifesinin yerine getirilmesine en büyük bir vesiledir. Mü’minler, beraber getirdikleri tekbirlerle adeta yeryüzü tek bir ağız ve bir dil ile tevhit sesleriyle, kâinatı bir semazen gibi vecdeye getiriyor.

Peygamberimiz, (a.s.m.) günlük iftarların adabı, bayramda da yerine getirirlerdi, orucunu tatlı bir şeyle açmayı adet edinen Efendimiz (a.s.m.) Ramazan Bayramı sabahında da hurma gibi bir tatlı almadan evinden ayrılmazdı. Ramazan bayramı, adeta her gün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade ediyor.

Ramazan bayramının bir diğer adı da ‘’İydü’l-fıtr’’ yani fıttır bayramı demektir. Bu nedenle  fıttır, zekât ve sadakayı fakir ve yardıma muhtaç kimselere dağıtılarak, bayramın sevincini hep beraber paylaşılır.

Bayramlarda küskünler barıştırılır, kabir ziyareti yapılır, akraba, komşu ziyareti yapılır. Dolayısıyla, memleketimizin her yöresinde ayrı ayrı güzelliklerle bayram adet ve sevinçleri paylaşmaktadır. Şarkî Anadolu’da da geleneksel olarak hemen hemen her evde pişirilen bayram yemeği bayramlaşmaya gelenlere teberrüken ikram edilir. Bu yemek ikramı hem berekete, hem de bir nebze karşılıklı hal hatır sormaya vesile olmaktadır.

Görüldüğü üzere, bayramlar fakir ve yardıma muhtaç kimselere yardım elinin uzatıldığı, sevgi ve saygının artmasına vesile olduğu, dargın ve küskünleri bir araya getirdiği, dar-ı bakaya intikal etmiş kabirlerinden bir dua ve Fatiha bekleyenlere kadar uzanan güzel bir haslet ve güzel bir sosyal yardımlaşmadır.

Hulâsa, bayramlar Rabbimizin bizlere hediye ettiği maddi manevi hasılat için mümbit bir zemindir. Bu mübarek gün ve gecelerin şükrünü eda edebilmeyi, yapılan ibadetlerin mükâfatını ihsan etmeyi Yüce Mevlâ’mızdan niyaz ediyorum.

Bayramınız mübarek olsun…

Rüstem Garzanlı

www.NurNet.org

16.07.2015

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: