Bediüzzaman’dan “Kur’an mı Risale mi okumak sevaptır?” Sorusuna Cevap!

Kamuoyunun yakından tanıdığı Ayşe Böhürler‘in Risale-i Nur anlayışına dair sarf ettiği cümle şaşırttı. Böhürler, Kur’an’ın tefsiri olan Risale-i Nur’u “bir harekete özgü dini yorumları içeren bir kitap” olarak yorumladı.

Böhürler, Yeni Şafak‘taki köşesinde bugüne kadar kasıtlı veya yanlış algı neticesinde defalarca gündeme getirilen “Kur’an-Risale” karşılaştırmasına dair bir soruya yer verdi:

“Dün bir arkadaşım odama büyük bir soru ile girdi.

-Ayşe, acaba Risale mi daha çok satılıyor yoksa Kur’an mı?

Bende azar hazır.

-Bu da nereden çıktı, tabii ki Kur’an! İkisi birbiri ile karşılaştırılabilir mi? Birisi temel bir metin diğeri ise bir harekete özgü dini yorumları içeren bir kitap.

-Gelirken radyoda duydum, sanırım Mehtap radyo idi. Dini soruların cevaplandığı bir programdı. Bir kişi ‘Kur’an okumak mı daha sevap yoksa Risale okumak mı?” diye sordu. Bu soruları cevaplayan şahıs ‘Kur’an okumak sünnettir, fıkıh okumak farzdır, bu nedenle Risale okumak daha sevaptır’ diye cevapladı. Şaşırdım kaldım…

Doğrusu ben de şaşırdım kaldım. Meslek hayatımın içinde memlekette ki din bilgini potansiyelini de halkın din algısını da yakından görme imkânı bulmuştum. Hala şaşırmadan edemediğim sorular ve cevaplar varmış demek ki…”

BÖHÜRLER’İN RİSALE-İ NUR’U OKUMADIĞI BELLİ

Böhürler’in şaşkınlığı bizleri de şaşkınlığa uğrattı. Zira, Müslüman bir ailede doğmuş 7 yaşındaki bir çocuk bile, hiçbir kitabın Kur’an ile kıyaslanamayacağını bilir. Hayatını Kur’an hakikatlerinin anlaşılması için feda eden Bediüzzaman Said Nursi ve Nur talebeleri hem Kur’an-ı Kerim’i çok okur hem de ondaki hakikatleri açıklayan Risale-i Nur’daki metinleri okur.

Böhürler’in Risale-i Nur’u hiç okumadığı “bir harekete özgü dini yorumları içeren bir kitap” cümlesinde kendini açıkça gösteriyor. Ancak okumadığı bir eser hakkında yorum yapması da şaşırtıcı.

Zira Risale-i Nur’daki metinler bir derneğin tüzüğü gibi sadece o dernek üyelerini kapsayan metinler değildir. Risale-i Nur’da en başta tevhid inancı, Kur’anın mucizeliği, Peygamber Efendimizin (asm) peygamberliği, mucizeleri, ahiret inancı ve İslam ile ilgili binlerce sayfa açıklama yer alıyor. Bu izahlar sadece bir harekete ait değildir. Başta Müslümanlar olmak üzere dünya üzerindeki milyarlarca insana ulaştırılması gereken gerçeklerdir.

RİSALE-İ NUR NASIL BİR TEFSİRDİR?

Risale-i Nur klasik tefsirlerden ayrılır. Konu ile ilgili Bediüzzaman Hazretlerinin ifadeleri şöyle:

“Tefsir iki kısımdır:

Birisi, malûm tefsirlerdir ki, Kur’ân’ın ibâresini ve kelime ve cümlelerinin mânâlarını beyân ve izah ve ispat ederler.

İkinci kısım tefsir ise, Kur’ân’ın îmânî olan hakîkatlerini kuvvetli hüccetlerle beyân ve ispat ve izah etmektir. Bu kısmın pekçok ehemmiyeti var. Zâhir, mâlum tefsirler bu kısmı bâzan mücmel bir tarzda derc ediyorlar; fakat, Risâle-i Nur, doğnzdan doğruya bu ikinci kısım esas tutmuş, emsâlsiz bir tarzda, muannid feylesofları susturan bir mânevî tefsirdir.”  (Tarihçe-i Hayat)

SAİD NURSİ’DEN “KUR’AN’A MI ÇALIŞMAK RİSALE Mİ OKUMAK” SORUSUNA CEVAP

Ayşe Böhürler’e gelen sorua benzer bir soru da yine Said Nursi Hazretlerine sorulmuştu. Kastamonu Lahikası’nda verilen cevap şöyle:

“Hıfz-ı Kur’an’a çalışmak ve Risale-i Nur’u yazmak, bu zamanda hangisi takdim edilse daha iyidir?” diye sualinizin cevabı bedihîdir. Çünkü, bu kâinatta ve her asırda en büyük makam Kur’an’ındır. Ve her harfinde, ondan ta binler sevap bulunan Kur’an’ın hıfzı ve kırâati her hizmete mukaddem ve müreccahtır. Fakat, Risale-i Nur dahi o Kur’an-ı Azîmüşşanın hakaik-i imaniyesinin bürhanları, hüccetleri olduğundan ve Kur’an’ın hıfz ve kıraatine vasıta ve vesile ve hakaikini tefsir ve izah olduğu cihetle, Kur’an hıfzıyla beraber ona çalışmak da elzemdir.”

İbrahim Mert

RisaleHaber.com

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: