Bence Mezhebi..

Bence mezhebi ve Allah’ın helal kıldıklarını kendilerine haram edenler…
Aslında süreç tersinden işliyor genelde. Genelde Allah’ın haram kıldıklarını kendimize helal ediyoruz. Öyle yorumluyoruz ayetleri; allem edip kallem edip bence mezhebine tabi tutup; tesettürün, namazın, orucun aslında olmadığını ilan ediyoruz nefsimize.
Niye korktun olum, yok ki zaten öyle bir şey İslamda” deyip okşayı veriyoruz nefsimizin ensesini. Ya da azcık nefsimizin hoşuna gitmeyen bir zekat hükmü görsek , bir şekilde kendi “ hayrımıza(!) “ bir fetva veriyoruz ya da buluyoruz fetvayı bu mezhebe mensup birilerinden.O zamanda hüküm kuvvetleniyor; bizce mezhebi olmuş oluyor çünkü .Kuvvetleniyor hüküm.Sonuçta benceciler icma edip bizce olmuşlar kolay mı? Bence mezhebinin en büyük kaynağı da; “O zaman şartlar öyleymiş, şimdi işler değişti.” cümlesi…

Ha bir de “Canım istemiyor.” “Yok artık” “Hangi asırda yaşıyoruz” cümleleri de var ama onlar zayıf kaynak sayılıyor…

Olsun ama , bizim “bence mezhebimiz” var. Her şeyin üstesinden gelir, nefsimize hem Müslüman olup hem de vicdan azabı çekmeden  dinin hükümlerinden nasıl kaytarabileceğinin yollarını öğretiriz.
Yapmamız gereken tek şey ,her isteğimizin başına bence “ kelimesini getirmek. İslami konularda fetva vermenin müçtehidin imamlarının bile ne kadar çekindiği bir şey olduğunu kulak arkası edip her isteğin başına bu kelimeyi koy, iş bitsin. Mesela bence helal gıda konusunda bu kadar hassas olmaya gerek yok, bence bu zamanda gençlerin kızlı erkekli takılmalarında bir sorun yok, bence sigara mekruh değil, bence internette namahremle mesajlaşınca konuşmuş olmuyorsun ki haram değildir, bence kredi çekmek caizdir, bence baş örtülü olsun yeter gerisi nasıl olursa olsun tesettür olur, bence öyle de namaz olur, bence abdestim duruyordur…
 
Ne sihirli bir kelimeymiş değil mi? Bakın her şey nasıl da helal olu verdi. Aşk olsun nefsim, sen de nedense korkmuştun sebepsiz yere….”Bence” ….Bence deyince herşey halloluyomuş meğer……….mi?
 
Biz bu bence mezhebine öyle kaptırdık ki kendimizi bu haramları “bence” ye göre helal yapmakla kalmayıp, helal olanları da haram ettik kendimize…
 
Nasıl yani? 
 
Çocuğumuzu sevmek helaldir. Konu-komşuyla konuşmak ,sohbet etmek helaldir. Ev temizlemek helaldir. Helalin olan eşini sevmek helaldir. Helal gıdaları  yemek helaldir. Spor yapmak, koşmak, yüzmek helaldir ve sünnettir de…
Peki futbol helal midir? Sonuçta o da bir spor. Hem ne sakıncası olabilir ki? “Bence” helaldir…
 
Şimdi öncelikle ,özellikle de “bence” demeden önce olayı hafiften bir irdeleyelim; klişe bir cümleyle başlayalım: 11 tane adam, 11 tane adamla top oynuyor. Sonra insanlar bu 11’liden birinin tarafını tutuyor. Onun oyunuyla heyecanlanıyor,karşı takımı yenince onunla gurur duyuyor.Maç esnasında küfredenler ve bağırmaktan sesi kısılanlar oluyor. O akşam bütün programlar iptal oluyor. Oyundan önce ve sonra neler yapıldığı ve yapılması gerektiği konuşuluyor. Oyundan sonra facebooktan veya ertesi gün yüz yüze gelinen insanlara, hiç katılmadığı bir mücadele için sırf tarafını tuttuğu takım kazandı diye;”Yendik şişirdik, dolma yaptık pişirdik” paylaşımları yapılıyor…
 

Esasen olay şu arkadaşlar; futbol bize helal bir zevk olarak yedirilmeye çalışılsa da;
 
1) Müslümanların ,mücadele ve cihat güdülerini sanal bir şekilde tatmin ettiğinden asıl cihat edilecek şeylere ya da tepki gösterilecek şeylere gayreti azaltıyor; artık Kudüs’te ağlayan yetimleri, ölen çocukları,çizmelerle çiğnenen mescid-i aksayı görünce tepki göstermez hale geliyor apastrof Müslüman…
 
2) Taraftar olmak hissi sanal bir şekilde tatmin edildiği için ,asıl tarafgirlik duyulması gereken din kardeşliği, iman birlikteliği gibi çok önemli şeylerdeki hassasiyetleri azaltıyor,
 
3) Küfreden insanları duyup “Ya işte bu şekilde stres atıyorlar, dokunmayın. İçkisi yok, sigarası yok, karı-kıza gitmez, bırakın bu da olsun, gençtir.” demekle haram olan küfretmek gibi bir şey meşru gösteriliyor,
 
4) Aramıza bunca ayrılıkların üzerine bir ayrılık unsuru daha sokulmuş oluyor; Fenerbahçeli bacanak sırf Galatasaraylı diye eniştesinin evine gitmiyor.
 
5) Bir müslümanın gayesi, davası, sevinci, heyacanı, üzüntüsü ve gururu ; İslamiyet ve İslamiyete dair şeyler olması gerekirken araya parazitler giriyor…
 
6) En tehlikelisi de tarafgirlik damarı aşılıp ,tabusal ve teabbüdi bir tavırla yaklaşıldığında” Canım sana feda olsun ,sen en büyüksün, Benim takımımda kusur olmaz, Biz her zaman en mükemmeliz.Şu an takımımızın mekanındayız; mabedimizdeyiz” (haşa) gibi sadece Allah’a ait söylemleri dile getirmekle küfrün kapısı çalınabiliyor…HAFAZANALLAH…
 
Maça gidicem diye 3 vakit namazını feda ediyorsan, küfredip ,namahremle omuz omuza bağırarak zıplayıp, el yakan fiyattan takım forması alıp, 3 tane sahabenin adını arka arkaya söyleyemezken takımda oynayanların her birinin ailenin kaçıncı çocuğu olduğunu bile biliyorsan, fakire 5 lirayı kıyamazken bir bilete 150 lirayı için sızlamadan verebiliyorsan , üstüne de “değdi be, ne maçtı ama” diyebiliyorsan,Allah’ın yapmasını da seyretmesini de “normal “ şartlarda helal ettiği bir sporu kendine haram haline getirebiliyorsan o futbol hiç kusura bakma ama senin sarhoşluğundur.
 
Ne ki bizi İslamiyetten, dini hassasiyetlerimizden uzaklaştırıp gaflete atıyor, uyutuyorsa o sarhoşluktur. Eğer evladına olan şefkatin bile sende bu etkiyi uyandırıyor, çocuğunu nazlamayı Allah’ın emrinden üstün tutuyorsan ,o çocuk senin sarhoşluğundur.Helalin olan eşinin istekleri Allah’ın isteklerinin önüne geçiyorsa o eş senin sarhoşluğundur. Evinin temiz olması, etraf-konu komşunun ne diyeceği, kariyerin, bilgisayarın, telefonun seni Allah’a ibadetten ve din için gayrete gelmekten alıkoyuyorsa onlar senin sarhoşluğundur. Sarhoşluğun her türü de Kur’an’da yasaklanmıştır.
 
O halde şu “bence” mezhebine uyup  haramı helal, helali haram edene kadar, bence” nin asıl kaynağı olan nefsine ve onun dayandığı kaynak olan “O zaman şartlar öyleymiş, şimdi şartlar değişti” cümlesine Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin sözüyle cevap ver.
Bak Bediüzzaman ne diyor dinle; “Ey nefsim! Deme, “Zaman değişmiş, asır başkalaşmış. Herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maişetle sarhoştur.” Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalb olup başkalaşmıyor. Acz-i beşeri, fakr-ı insani değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür’at peyda ediyor.”
 
Bence, bu cümleyi duyduktan ve idrak ettikten , Kur’andan gerekli dersini tam aldıktan sonra “bence” mezhebi bile mezhep değiştirip hidayete erecektir…
Asuman Kılıç
RisaleAjans

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: