Beyza

Mehmet Abidin Kartal

Beyza;  beyaz, daha beyaz, çok temiz, lekesiz, parlak, günahsız.

Günahtan kaçınmış, günahla kirlenmemiş.

Sevilen, el üstünde tutulan manalarına gelmektedir.

Cennetteki bir bahçenin ismi olan Beyza kız çocuklarına da isim olarak  verilmektedir.

Beyza isminin Kur’an’daki anlamı: Beyazdır.

Araf suresi 108. Ayette ve Neml suresi 12. Ayette geçmektedir.

“Ve elini çıkardı. Bir de ne görsünler, o da seyredenlerin gözleri önünde bembeyaz oluvermiş ” Araf suresi 108. Ayet (Firavun, Hz. Mûsâ’nın tebliğinde gerçeği söylediği ve sağlam ispatlara dayandığı şeklindeki açıklamalarını yeterli bulmayıp kendisinden doğruluğunu ispatlayacak bir mucize göstermesini isteyince Hz. Mûsâ iki mucize sergiledi: Asanın bir anda yılana dönüşmesi ve –esmer tenli olduğu halde– elini cebinden çıkarınca renginin, olayı takip edenlerin gözleri önünde ve onları hayrete düşürecek şekilde bembeyaz hale gelmesidir)

“ Şimdi elini koynuna sok da kusursuz bembeyaz olarak çıksın. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine git. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavim oldular.”Neml suresi. 12.ayet

Beyza isminin özellikleri şöyle ifade edilmektedir.

Dost canlısıdırlar, dost canlısı oldukları için arkadaş edinmede sıkıntı çekmezler.

Güzel konuşurlar . Maddiyattan ziyade maneviyata önem verirler.

Eleştirmekten ve eleştirilmekten kesinlikle hoşlanmazlar.

İnsanları  severler ve kalpleri herkese açıktır.

Gezmeyi, eğlenmeyi severler. İnce fikirli  ve zariftirler.

İş hayatında başarı için enerjik özellikleri barındırırlar.

Mücadeleyi seven bir yapıları vardır.

Kişiye Beyza ismiyle hitap edildiği zaman harflerin titreşimleri hem toplumda hem de hitap edilen kişide kişiliğine ait anlamalar yüklenildiği ifade edilmektedir.

B : Hisleri kuvvetlidir. Yardımsever ve merhametlidir.

E : Sıkıntılardan kurtulmak için mücadele etmeyi çağrıştır, soyadınız da dahil bir tane e harfi olabilir.

Y : Geçmişten iyi ders alan manası uyandırır, duruma göre konabilirse de olmaması daha iyidir. İsminde Y bulunan kimse zorluklardan kolaylıkla sıyrılır.

Z : Bilimsel açıdan, okumayı seven birini çağrıştırır, bir tane z harfinin isminde olması iyidir.

A : Atılgan-enerjik anlamı uyandırır, ikiden fazla bu harften olmamalıdır.


Beyza kız ismi olarak ülkemizde çok kullanılan isimler arasında yer almaktadır. Araştırmalar Beyza isminin Türkiye’de 86.921, İstanbul’da 17.387, Ankara’da 6.696, İzmir’de 3.787 kişinin ismi olduğunu söylemektedir.

Benim tanıdığım Beyza Ahirzaman  müceddidine talebe olan bir anne ve babanın kızıdır.

Babası Cenab-ı Allah’ın Şafi isminin tecellisi olan mesleği yapıyor.

“Ya Öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen , ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma (yani bunların dışında kalma) helâk olursun”  (Taberani)

Annesi öğreten yani öğretmen.

Ne diyor Ahirzaman  Müceddidi:  “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir… Validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esâsiye müşahede ediyorum. ”

Beyza’nın birde abisi var. Mehmet Kerem.  Bilgisayar mühendisi. İnşallah marka olacak yerli yazılım programlarına imza atacak.

Beyza, babasının mesleğinden dolayı ilk, orta, lise eğitimini Türkiye’nin değişik şehirlerinde yaptı.

Üniversite öğrenimini Gaziantep’te yaptı.

Beyza üniversitede okurken bir gün sokakta hasta simsiyah ölmek üzere olan bir kediye rastlar, ismi ile müsemma olan yardımsever ve merhametli  Beyza kediyi evine getirir. Onu veterinere götürerek, şefkatle bakarak sağlığına kavuşturur. Kedisine ‘Gölge’ ismini koyar. O günden sonra kedisinden hiç ayrılmaz.

Beyza’nın kedisi  saadet asrındaki şu olayı hatırıma getirdi.

Abdurrahman bin Sahr adlı bir sahabe (Ebu Hureyre) sokakta kalmış kedileri evine  götürür onları yedirir severmiş. Peygamberimizin (sav) bundan haberi yokmuş.

Sahabelerden biri bir gün Peygamberimize (sav) söylemiş:

Abdurrahman bin Sahr “Pis kedileri toplayıp kulübesinde bakıyor!” demiş. Peygamberimiz (sav)  o anda bir şey söylememiş. Peygamberimiz (sav) Abdurrahman bin Sahr’ı  daha sonra sokakta görmüş. Peygamberimiz (sav) bir şey der diye  elindeki kedi yavrusunu  hemen hırkasının içine saklamış. Efendimiz (sav) kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı açmış küçük bir kedi yavrusu. Peygamberimiz (sav) yavruyu sevmiş, okşamış, ve Abdurrahman bin Sahr’a: “Ebu Hureyre utanma, öğün. Sen kedi babasısın” demiş.

O günden sonra Abdurrahman bin Sahr’a artık Peygamber Efendimiz (sav)’in hitap ettiği gibi “Ebu Hureyre (Kedi babası)”diye  hitap edilir olmuş. 

Bediüzzaman Said Nursi, kediler için “Nasıl bu vazifesiz  canavarcıklara mübarek denilir?” sorusunu soruyor ve cevabını yine kendisi veriyor. İşte 24. Söz’ün Birinci Dal’ında yer alan o satırlar:

Hatta bir gün kedilere baktım. 

Yalnız yemeklerini yediler, oynadılar, yattılar. Hatırıma geldi: “Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübarek denilir?” Sonra gece yatmak için uzandım. Baktım, o kedilerden birisi geldi, yastığıma dayandı, ağzını kulağıma getirdi, sarih bir surette “Yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm“ diyerek, güya hatırıma gelen itirazı ve tahkiri, taifesi namına reddedip yüzüme çarptı.

Beyza geçen günlerde evlendi. Evlendiği hayat arkadaşına şu şartı ileri sürmüştü. Kedim  Gölgede bizimle yaşayacak kabul ediyor musun? Alperen Beyza’ya da Gölgeye de Evet demişti.

Efendim bu vesileyle Beyza’ya ve Alperen’e Cenab-ı Allah’ta iki cihan mutluluğu diliyorum. Yolunuz ve bahtınız açık olsun inşallah…