Bu dünya kime kalır? -1

And olsun, Biz Tevrat’tan sonra Zebur’da da ‘Yeryüzüne, onu ıslah ve imar eden kullarım vâris olacak’ diye yazdık.

Enbiya Suresi 105. ayet meali

Bu dünya kime kalır?

Sağlam soru.

Tarih ışığında düşünelim bakalım.

Bilhassa da Peygamberler Tarihi…

Dünya Firavun’a kalmamıştı.

Musa’ya kalmıştı.

Dünya Nemrut’a değil…

İbrahim’e kalmıştı.

Diğer örnekler de bunlar gibi…

Peygamberler Tarihinin bütün örnekleri.

Dünya, yeryüzünü ıslah ve imar edenlere kalır.

Gelelim 2016’ya…

Şimdilerde manzara Müslümanların aleyhine gibi görünüyor.

Güç zehirlenmesi yaşayanlar… Reklam ve silah manyakları…

Petro-Dolar heveslileri… Borsa endeksleri…

Euro Dolar pariteleri…

Hepsi Müslümanların üzerine üzerine geliyor.

Nükleer başlıklar… Kıtalararası füzeler…

Mü’minleri tehdit ediyor.

Hemen bir ayeti hatırlayalım:

 “Hani o inkâr edenler seni yakalayıp zindana atmak veya öldürmek yahut yurdundan çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Oysa onlar tuzak kurdukça Allah da onların tuzağını başlarına geçiriyordu. Zira Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.”

Evet, yine tarihin en zorlu dönemeçlerinden birindeyiz.

Acaba bu viraj nasıl alınacak?

Bu süreç nasıl aşılacak?

Bu sorular, manevi denge ve denklemler dikkate alınarak cevaplandırılır.

Bu sorular ekonomiyi, sosyolojiyi aşıyor.

Ekonomi-politik mevzuları aşıyor.

Bu sorular, dünyanın manevi göstergelerine gelip dayanıyor.

Dünyanın manevi dengeleri, manevi haritaları da ne ola ki?

Şimdi düşünelim:

Bütün kusurlarına rağmen, Allah’a iman eden iki milyar Müslüman var.

İslamiyeti yaşayan, yaşamaya çalışan iki milyar mü’min…

Bunlar olmasa Allah’a kim inanır?

Kur’an-ı Kerim’i kim okur?

Kim mazlumların yanında, zalimlerin karşısında olur?

İşte dünyanın manevi denge ve denklemleri bu sorularda saklı.

….

Zalimlerin karşısında heybetli bir ülke var:

Türkiye Cumhuriyeti.

Bu ülkenin heybeti coğrafyadan, tarihten, jeostratejiden geliyor.

Ama en mühimi de…

İmanından, inancından, mazlumun yanında oluşundan, zalimin karşısında duruşundan geliyor bu ülkenin heybeti.

Bakın bu ülkenin yumruğu, öyle elin Coni’sine, Hans’ına benzemez.

Gülle gibidir.

Merak edenler şöyle yakın ve uzak tarihlere bir baksın.

Kıbrıs’tan, Kore’den, Çanakkale’den geçsin…

Kutül Amare’den taaa Preveze’ye…

Oradan Malazgirt’e uğrasın.

Dünya kime kalır?

Bu soru önemli, bu soru ufuk açıcı.

Cevabı, Tarih ve Kur’ân-ı Kerim ışığında yeniden düşünün.

Hakiki imanı elde etmişseniz, dert etmeyin.

Gelişmeleri ibret penceresinden izleyin.

Bediüzzaman’a kulak verin:

Şu istikbal inkılâbâtı içinde en yüksek gür sadâ, İslâm’ın sadâsı olacaktır.

 N. Kağan Çetin – Nuraniyyat