Bu insan kendi makamını korumalı

Başka türlü katiyen olmaz. Ancak onu hiçten yoktan var eden Allahın kanununa uymak ile olur, kafadan boş fikir üretmek asla doğru olamaz. Çünkü fikir üretmeye başlandığı zaman, insanlar adedince fikir ortaya çıkar ki o zaman, bu güzel dünyamız, yaşanmaz hale gelir. Her fabrikanın kendine göre bir düzeni bir sistemi var. Fabrikanın lazım olan mahsulatını elde etmek için, oraya alınan işçilerin her biri fabrikanın şartlarına uymaları lazım. Yoksa alınan işçinin bile orada para kazanması zor olur.

Bunun çok bariz delili 5-6 yüz sene ayakta durabilen Osmanlının idare sistemidir ki yalnız müslümanları değil diğer dinlere mensup olanları da memnun edebilmişler. Bunu başarmalarının başka sebepten ötürü değil ancak onların Allahın kanununa bağlı kalmalarıdır ki üç kıtaya yayılabilmişler.

Ben Balkanlarda doğduğum memlekette hıristiyanlarla beraber yaşadım. Bir sefer Yovan isminde bir sırpın yanında Osmalılardan bahs ediliyordu Yovan Osmanlılara karşı hürmetinden rükûa varır gibi eğildiğini görünce ben çok hayret etmiştim.

Allahın kanunu hakim olmadığı yerde huzur yok. İnsanlarda biri diğerine saygı hürmet yok, anne baba evladından memnun değil. Damatla gelin biri diğerine lazım olan sevgiyi devam edemiyorlar. Kurdukları yuvayı hiç çekinmeden bozabiliyorlar. İcabında zaruret olunca yuvayı bozmak meşru olduğu halde Allahın hiç hoşlanmadığı bir husus.

Düşünün vatandaşlarımız o kadar dünya perest oldular ki adam yirmi otuz sene tahsil ediyor, astronomi profesörü oluyor. Bir milyon üç yüz bin defa dünyamızdan büyük olan güneşin ve diğer gezegenlerin hareketlerini bildiriyor. Bu güneş, hava boşluğunda hiç bir yere dayanmadan döndüğün insanlara bildiriyor. Zavallı profesör! Bunun ustası yoktur kendi kendine olmuştur diyebiliyor. Dünyamız ile güneşin arasında yüz kırk dokuz milyon küsur mesafe var diyorlar. Peki ateş kitlesi olan bir güneş, olduğundan bir az bize daha yakın olsa idi bizi yakıp kül ederdi. Biraz daha uzak olsaydı, ne olurdu? Her şey donardı. Dünyamız dündüğü şekilde dönmesi için ayarlı olmasaydı ne olurdu? Ya her zaman gece, ya her zaman gün olurdu. Mantık böyle diyor. Peki bunları kim ayarladı? Bu işler için nasıl denilebilir?

Kendi kedine olmuştur. Siz söyleyin? Nasıl kendi kendine olabilir? “Bir iğne kendi kendine olmazken. Bir harf biri yazmadan yazılmazken.” Nasıl oluyor da dünyada bütün bu hassas işler kendi kedine olabiliyor. Nokta kadar küçük bir böceğin önünde parmağımı koydum hemen böcek başka tarafa gitmeye yürüdü. Demek o böceğin de gözleri var. Yalnız gözleri değil, ona lazım olan duyguları da var. Allah bütün mahlukata ikişer göz ve lazım olan duygular da vermiş. Bu işler katiyen kendi kendine olmaz.

Bu ilim adamlarının ortaya serdikleri bu fikirlerin en büyük zararı insanlara oluyor ki Allahın insandan istediği ibadeti onlar yapmamakla hem dünya hayatında: Ya var ise? Fikri onlara, bütün dünya hayatlarında acısını çektiriyor. Hem ölümden sonra, var olan sonsuz bir hayatta cennet mutluluğunu kaybediyor. O kadarla kalmıyor. O ebedi hayatta da cehennem ateşinde yanmayı da hak ediyor. Bu günkü şehit torunları materyalist tahsilliler, cehennem ateşinde ebedi bir vakitte yanmayı hak ediyorlar.

Vatandaşlarımız o kadar dinden cahil kaldı ki bir insan ölünce hayat değiştirdi demek lazım iken ona hayat kaybetti diyorlar. Çünkü ölen kişi geçici hayattan, sonsuz bir hayata gidiyor. Bunu bilmeliyiz ki müslümanın ölümü, onu sonsuz mutlu hayata götürüyor. Burada geçici şeyleri bırakıp orada onun en büyük sevgilisi olan Allahına kavuşmuş oluyor. Tabi ki daha önce imanla ölmüş olan akrabalarına orada kavuşacak. Garide kalan imanlı, akrabaları de bir gün ölüp ahirette ona kavuşacaklar.

Düşünün; memure hanım 15 gün sonra polis vazifesini alacaktı, memure hanıma araba çarpıp, vazisini daha almadığı için, şehit olmuyormuş. Onlara göre vatani bir vazife yaparken ölen müslüman şehit olurmuş. İster imanlı olsun ister imansız. O yanlış. Vatan uğruna şehit olan şüheda derecesini kazanır o başka. Yalnız şehit olmak için, imanlı olmak ile Allahın emirlerini uyup yaşamış olması şartı var. Allah vatana hizmet edenlere iman ve amel nasip etmesini dua edelim. İnşaallah Allah onlara bu şerefi nasip eder diyelim bu kadar. Yoksa cumhuriyet devrinde müslümanların iç ve dış düşmanlardan yedikleri darbenin tesirinden kurtulmak çok zor.

Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: