Çanakkale Şehitleriyle Dertleşme

Çanakkale şehitliğine gittim

Şehit kabirlerini ziyaret ettim
Yasin, Fatiha üç İhlâs okuyup
Şehitlerle konuşup dertleştim

 

Yaş yerine kan akıttı gözlerim
Anlatıp tüm derdimi dertleştim
Olan biten her şeyi söyledim
Şehitlere yönetimi şikâyet ettim

 

Dini mübin, vatan millet için
Olmuştun şehit yine sen ilkin
Kurtuldu cephe amma lakin
Çıktı içimizden binlerce hain

 

Ey aziz çok muhterem şehidim
Çanakkale de şehit oldun niçin?
Kurtarmaktı vatanı senin derdin
Dini Mübin uğruna canını verdin

 

Türk, Kürt, Laz, Arap, Çerkez, Boşnak
Sünni Alevi Hıristiyan, tüm halk olarak
Osmanlı’nın cephelerinde savaştınız ortak
Başımıza neler, neler geldi dinle bir bak!

 

Zaferinden sonra masa başında
Mağlup sayıldı ülken düşmana
Gerek duyulmadı tek bir kurşuna
Şer güçler akın etin aziz vatana

 

Padişah Vahdettin; Mustafa Kemal’e
Tam teçhizatlı bir gemi verdi emrine
Gözetimdeyim, anlatamam ben millete
Buradan mümkün değil hizmet ülkeme

 

Git Anadolu’ya, anlat ülke işgal edildi
Kurtuluşa hazırla bu aziz necip milleti
Hamiyetli komutanlara yap bu daveti
Al sana; kırk bin altın Osmanlı akçesi

 

Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas’ta
Kongreler yaptı Mustafa Kemal Paşa
Oluşturuldu güçlü kuva-i milliye ruhu
Millet Meclisi açılmıştı artık Ankara’da

 

Kurtuluş için kurulmuştu millet meclisi
İlk toplantısında bütün milletvekilleri
Padişaha, halifeye; etti bağlılık yemini
Geldi sıraya, hain düşmanın temizliği

 

Asil, necip millet olurumuydu esir hiç
Düşmana, hücum etti işte Mehmetçik
Kurtuldu vatan döküldü denize düşman
Aziz millette başladı büyük bir sevinç

 

Zaferde sonra, son verildi Osmanlıya
İlan edilmişti artık cumhuriyet halka
Kaldırıldı halifelik vicdan parça, parça
Terk et denildi vatanı, Vahdettin Padişaha

 

Aziz Osmanlı toprağında elli bir devlet kuruldu
Her bir devlet, senin ülkene; kinle dolduruldu
Sömürge olmaktan, sorumlu Osmanlı; tutuldu
Mehmetçik ruhu bile, böylece işte kayboldu

 

Bir gece içinde, on binlerce cahil yetişti
Osmanlı’nın Türkçesi; Latinceyle değişti
Çok sevinir hain düşman, muradına erişti
Neslimizi de teslime, düşman böyle girişti

 

Bir sabah kalktık, cüppe sarık olmuş yasak
Bastı bir karabasan üzerimizden bir atsak
Şaşırdık, sorduk büyüklere acaba ne yapsak?
Ağızlar kerpetenle açılmıyor, dilleri tutsak

 

Üst üste gelmeye başladı dini musibetler
Ruhumuz esir alındı, hür olmuştu cesetler
Kapatıldı tekke, dergâh bütün medreseler
Depo, ahır yapıldı satıldı, mescitler camiler

 

Yasaklandı din öğretimi, toplatıldı Kuran
Tanrı Uludur! Diyerek okundu Türkçe ezan
Müslüman bütün âlimler, takiptedir her an
Hapishanelere atıldı, dini bir makale yazan

 

Cesedimiz hürdü, fakat ruhumuz esir alınır
Başımızdaki fesimiz sarığımız yasaklanır
Karşı çıkan, suçludur mahkemede yargılanır
İdam sehpasında binlerce kelleler sallanır

 

İl, ilçe kasaba köylerin, değiştirildi isimleri
Kürtler sürgün, bombaladı uçaklar Alevileri
İrticacı şeriatçı diyerek hapsettiler Sünnileri
Anne’ne, kız kardeşine yasakladı başörtüleri

 

Dini mübin İslam için himmetiyle karşı çıkan
Şeyh Said asıldı, Kuran vatan için verdi can
İskilipli Atıf hoca, idam edildi şapka suçundan
Hiç bunları yapar mı, halis bir Müslüman?

 

Senin şiirini, ülkenin İstiklal Marşını yazan
Mehmet Akif’in ise, Mısır oldu ikinci vatan
Ülkesini terk edip korkudan dışarıya kaçan
Vatan hasreti ile öldü, yüzlerce evladı vatan

 

Damların başında bekçi, ahırda öğrencileri
Ellinde elif balar, Kuran Kerim okuyan dilleri
Süleyman Hilmi’nin, gizli olan Kuran dersleri
Sıkıntı meşakkat çile içinde geçer bütün günleri

 

Bu asrın bir Kuran tefsiri olan, Risale-i Nuru yazan
Defalarca zehirlenip, yirmi sekiz sene hapis yatan
Hayatında vefatında, kabrinde de rahat bırakılmayan
Naşı dahi ilden ile edildi sürgün, işte Bediüzzaman

Dünyada ki, bütün Müslümanların hali ise, vahim
Düşman ülkeler çok kurnaz, nefisle şeytan zalim
Müslüman, birbirlerini öldürmek için yapıyor talim
Kanı durdurup, nasihati tesir edecek yok hiçbir âlim

 

Sen şehit olunca, böyle geçti yüz yılın hüzün günleri
Sabır iğnesiyle kuyu kazıp, tedbire havale ettik hüneri
Ne yapalım ne diyelim? Böyle imiş ülkemizin kaderi!
Bir asır bekledik, bu karanlık gecelerin nurlu zaferini

 

Ayasofya’nın mihrabı minareleri halen yas tutar
Sultan Ahmet’ten duyulan ezanla yatar kalkar
Cemaati yok, ruhu kalbi için için derinden yanar
Bilmiyor bu durumu; devam edecek nereye kadar?

 

Sabır içinde tek, tek gerçekleşiyor tüm ümidim
Ayasofya; garip kaldı ey aziz muhterem şehidim!
Bir çevrilse camiye, çok rahatlayacak yüreğim
Oda olur inşallah, o an işte gerçek benim zaferim

 

Ey aziz şehidim kaybettiklerimiz alındı tekrar
Pahalıya mal oldu, neslimize verdi çok zarar
Senin dilini öğrenmek için; yapılıyor tartışmalar
Dine karşı yetişti bir kısım; Ayşe’ler Mustafa’lar

 

Canı canan şehidim, girdi kurt gövdenin içinde
Ümidimizi hiç kaybetmedik, sürüyor mücadele
Karşımızda olan ise; kendi kardeş neslimizle
Atışa devam cihat siperinde; şefkatle sevgiyle

Bekir Özcan-Borborunbekir

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: