Kategori arşivi: Haberler

Risale-i Nurlar Bulgaristan’da Kitap Fuarında

Risale-i Nur’lar geçen sene olduğu gibi bu senede Bulgaristan’da kitap fuarında sergileniyor.

Ayrıntılar fuardan sonra ayrıca gelecek, ama bir iki hadiseyi de buradan aktarmak isteriz.

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Parvanov Risale-i Nur’ların bulunduğu standı ziyaret ettiği bildirildi. Fuarda posterlere büyük ilgi gösterildiği ve hatta vecizelerin ziyaret eden kişiler tarafından not edildiği gözlemlendi… ayrıntılar fuardan sonra gelecek inşallah.

İşte fuar alanından bazı kareler:

Hür Adam Filmi en çok izlenen film olmalı!

Yeni Şafak yazarı Ali Murat Güven, Bediüzzaman’ın hayatını anlatan Hür Adam filmini yazdı…

Ali Murat Güven’in yazısı

Zâlimler için, yaşasın cehennemin o güzelim alevleri!

Genç aktör Mürşit Ağa Bağ’ın, İstiklâl Mahkemeleri tarafından “çok sağlam gerekçelerle” (!) asılmış din adamları ve dindarların cansız bedenlerinin sallandığı darağaçları önünde durup onlara hüzünle baktığı, ardından da sağ yumruğunu havaya kaldırarak “Yaşasın zâlimler için cehennem!” diye haykırıp yoluna devam ettiği o tüyler ürpertici sahneyi sinemaseverlerle ilk kez paylaşmak, geçen ay düzenlediğimiz “Beyaz Sinema’nın 40 Yılı” festivalinde bana nasip oldu ne mutlu ki…

“Hür Adam” filminin yapımcı ve yönetmeni sevgili Mehmet Tanrısever’in festivalimize konuşmacı olarak katılırken dinleyicilere jest olarak yanında getirdiği, kurgu masasından yeni çıkmış fragmanların kaydını Galatasaray-Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nin projeksiyon odasından perdeye yansıtırken, bütün hayatımın anlamı ve özeti kabul ettiğim o ünlü bedduayı duyduğum an, “Allah’ım, sana şükürler olsun ki sonunda böyle bir günü de gördüm!” diye mırıldandım gözlerim dolarak…

“Bediüzzaman’ın örnek hayatı, kudretli şahsiyeti ve bu ülkedeki pek çok toplumsal sorun karşısında ilaç mahiyetindeki fikriyâtı sinemada mutlaka işlenmeli… Fırsat buldukça ilhamlarını onun hayat felsefesinden alan gösterişli dramatik filmler yapmalıyız; yanı sıra yine ona adanmış festivaller, belgesel ve kısa film yarışmaları düzenlemeliyiz” diye diye bu sütunlarda yıllarca kendimi yırttıktan sonra, Üstad’ın aziz hatırasının beyazperdeye öyle-böyle değil, en az 4-5 milyon dolarlık bir projeyle, gümbür gümbür gelişine tanıklık eden ayrıcalıklı bir kuşağa mensubum artık…

“Hür Adam” projesi, koşullar uygun olup da bundan bir yıl kadar önce gündeme gelebilseydi, Türk sinema tarihi boyunca içinde Bediüzzaman’a dair kişisel canlandırma ve fikrî değinmelerin yer aldığı ilk uzun metrajlı film unvanını elde edecekti. Gerçi işin “canlandırma” boyutu itibarıyla bu unvanı şimdiden kazanmış durumda; ancak yönetmen Mahsun Kırmızıgül’ün “New York’ta Beş Minare”sinde usta aktör Halûk Bilginer’in müthiş bir performansla oynadığı Bitlisli Hacı Gümüş karakterinin ağzından dökülen Bediüzzaman tespitleri ve Hacı’nın da bizzat şanlı hemşehrisinin yolundan ilerleyen bir gönül adamı şeklinde tasvir edilişinin ardından, “Hür Adam”, meselenin “değinme” boyutunda bu önceliği artık Kırmızıgül’ün yapıtına kaptırmış bulunuyor.

Öyle ya da böyle, vefâtından tamı tamına 60 yıl sonra, ardarda iki Türk yönetmenin bu büyük İslâm bilgesini beyazperdede anlattıkları hikâyelere taşıması, dahası taşımakla da kalmayıp bu millete verdiği hizmetler nedeniyle ona kendi meşreplerince saygılarını sunması, bırakın anılan filmlerin sinemasal niteliklerini, ideolojik yaklaşım olarak bile başlıbaşına birer “devrim”dir. Nitekim, söz konusu cesur çıkışların kültür ve sanat tarihimiz içindeki devrimci anlamı ilerleyen yıllarda çok daha serinkanlı yaklaşımlarla değerlendirilip yerli yerine oturtulacaktır.

Ülkemizde faaliyet gösteren en büyük Amerikan dağıtım şirketlerinden biri olan UIP’nin (United Pictures International) medya ilişkileri direktörü, aynı zamanda da yetkin bir sinema yazarı/habercisi olan değerli dostumuz Hakan Sonok, e-kolay haber sitesinin sinema bölümündeki köşesinde aylardan bu yana “Hür Adam”ın hem gişe başarısı, hem de politik içeriği itibarıyla gerçek bir sinema olayına dönüşeceğini yazıp duruyor. Böyle bir filmin yapılıyor oluşunu ta proje aşamasından itibaren samimiyetle destekleyen Sonok, bizim mahalleyle uzaktan yakından ilişkisi bulunmayan sosyal demokrat görüşlü bir meslektaşımız olarak, şimdiye kadar konuya ilişkin geniş kapsamlı beş makalesiyle Tanrısever’in çabasına sahip çıktı.

Sonok’un “Hür Adam”a yönelik bu ilgisinin ardında, UIP gibi bir dünya devinde uzun yıllardır stratejik bir görevde bulunmasının ve sektörde neyin “yenilikçi” neyin “mevcudun devamı” olduğunu önceden sezebilmesinin de büyük etkisi var elbette… Olaylara komplekssiz bir biçimde, “sektörel profesyonellik” dahilinde yaklaşmasını bilenler için son derece heyecan verici bir proje bu; hem ticarî açıdan, hem de ardarda bir sürü fasa fiso Türk filminin gösterime girdiği bir dönemde nihayet kitlesel tartışma yaratacak potansiyelde bir gösteri olması açısından heyecan verici… Bundan dolayıdır ki bir başka büyük film yapım-dağıtım şirketimiz, Özen Film’in yetkilileri de iki ay kadar önce kaba kurgusu üzerinden izledikleri “Hür Adam”ın Türkiye dağıtımına derhal talip oldular. Özen’in tecrübeli ekibi bu filmi 700 kopyayla dağıtmak üzere Tanrısever’le el sıkışıtı.

20 Ekim Çarşamba günü “Beyaz Sinema’nın 40 yılı” festivali kapsamında konuşmacı olarak ağırladığım Tanrısever’e, “Bu noktadan sonra, sinema yazarları ve sinemaseverler olarak bizlerden ne istiyorsunuz hocam?” diye sorduğumda, “Allah’a şükür, elimdeki sermaye yetti ve bu filmi en yüksek standartlarda tamamlamayı başardım. Çekimlerde dünyanın en iyi kameralarından birini kullandık, bini aşkın oyuncu ve figüran görev yaptı, müzikleri Prag Senfoni Orkestrası tarafından çalındı, ses miksajı ve özel görsel efektleri Londra’da yapıldı. Bütün bu yapım sürecinde hiç kimseden tek kuruş para istemedim, şimdi de istemiyorum. Fakat, geride bıraktığım bir yılın sonunda gerçekten çok yoruldum. O yüzden bana yalnızca dua edin, dualarınızda sevginizi gönderin, bu benim için yeterlidir” demişti.

Yazının Orjinal Metni : Yeni Şafak

Hür Adam Filminin Fragmanı

Senaryosu Mehmet Tanrısever, Mehmet Uyar ve Ahmet Çetin’e ait olan ve Mehmet Tanrısever’in yönettiği Said Nursi’nin hayatını ele alan “Hür Adam” filminin  çekimleri ve montajı tamamlandı ve filmin fragmanı gösterime girdi.

Henüz daha çekimleri esnasında merak ve tartışma uyandıran filmin fragmanında en dikkat çeken kısımlarından biride Said Nursi ile Mustafa Kemal’in diyalogları ve Said Nursi’nin Türk-Kürt kardeşliği hakkındaki “bin yıldır İslama hizmet etmiş  bu milletin torunlarına kılıç çekmek haramdır” sözleri.

Filmin fragmanına bakıldığında Said Nursi’nin rüyasından tutunda üzerinden savaş uçaklarının uçurulmasına kadar tüm nüanslara yer verilmiş.

7 Ocak 2011’de vizyona girecek olan filmin fragmanı Cuma gününden itibaren sinemalarda da gösterime sunulacak.

Malezya’dan Hizmet Haberleri

Esselamüaleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatühü ebeden daimen.

Uzakdoğu pasifik ülkesi Malezyadan binler selam ederiz.

Aziz, sıddık, fedakar diye Aziz Üstadımızın atfettiği siz değerli Ağabeyler ve kardeşlerimizin Kurban bayramını tebrik eder, Alemi islama hayır ve berekete, muhabbet ve uhuvvete vesile olmasını Cenab-ı Erhamurrahiminden niyaz ediyoruz.

Göndermiş olduğunuz kurbanları da aldık. Allah Kabul etsin. Akan kanlarının zerreleri adedince defter-i amalinize sevaplar yazsın.

Değerli ağabeylerimiz, kurban bayramının sevincini yaşarken aynı zamanda Risale-i Nurun okunmasının hem alem-i islam hem alem-i dünya da intişarının ruhlarımızda ve kalplerimizde intibaha getirdigi ulvi hislerden gelen sevinçleri yaşatması bayramlarımızı daha da küllileştiriyor, memnun ve mesrur ediyor.

Biz Malezya nur talebeleri olarak Peygamberimiz(Asm)in evvelen ve ahiren ve Üstadımızın evvelen ve daimen ve siz değerli ağabey ve kardeşlerimizin maddi ve manevi yardımlarını burdaki hizmetlere vesile olduğunu hissederek, buradaki hizmetlerden biraz bahsedelim istedik.

Biraz konumundan, ikliminden bahseder isek muhitin insanlar üzerindeki etkisini gayet iyi bir şekilde tahlil edebiliyoruz. Dolayısıyla hizmetlere sirayetini bu mana ile muttasıl olduğunu anlayabiliyoruz. Zira havası gibi insanları da hakikaten sıcaktırlar ve daimen tebessümün parıltılarını yüzlerinde ve gözlerinde görebiliyorsunuz. Bilakis Müslüman Malaylarda.

Burada genel itibariyle üç ayrı milletin, %55 Malay Müslüman, %35 Budist ve kominist Çin ve %10 da Hinduizm Hintlilerin bir arada birbirlerinin dinine sosyal ve siyasi manada müdahale etmediğini halihazırdaki vaziyetlerinden anlayabiliyoruz. Çinli ve Hindu müslümanlar da var onu da söyleyelim.

Coğrafi olarak çok da büyük olmayan bu ülke, maddi olarak gelişmiş. Hem yüzlerce Üniversite, Kolej ve diğer eğitim kurumlarının bulunmasına rağmen; çok güzel, cemati kalabalık camiler olmak ile beraber ellerinde pastalar börekler, meyveler ile ilahlarına bağışlamak üzere herbir köşede budist ve hindu tapınaklarına giden insanları görmek de mümkün.

İşte hülasa olarak böyle bir vaziyette bulunan Malezyadaki hizmetimiz kemiyyeten ve keyfiyyeten inkişaf ediyor inşaalah.

Haftada mutad olarak, 3 Malayca ders, 3 Türkçe ders, 1 İngilizce ders bazen de Arapça dersler oluyor. Mesala İslam üniversitesinde öğretim görevlisi olan doçent  bir hocamızın evinde Malayca dersler, UKM Üniversitesinde görev yapan bir hocamızın evinde kendi okulunda ki akedemisyenlerin yoğun katılımıyla Malayca bazen Arapça ev dersleri, Bangi dershanemizde Malayca ve Türkçe dersler, İdeman nur dershanemizde Türkçe ve İngilizce dersler, Ayrıca Salı ve Perşembe günleri Malezyada bulunan Türk esnaf ve ağabeylerle Türkçe ev dersleri oluyor. Bazen de üniversite de okuyan kardeşlerimizin himmetiyle getirdikleri arkadaşların ülkelerinin dillerine göre dersler yapılıyor. Arapca, İngilizce, Malayca, Türkçe hatta Çince.

Geçen Ekim Ayı içerisinde UKM üniversitesinde yapılan kitap fuarında yüzden fazla Risale Malayca ağırlıkta olmak üzere İngilizce ve Arapça kitaplar Malezya-Türkiye Kültür Derneğimiz adı altında satıldı ve tanıtıldı. Elhamdülillah Risale-i Nurun ve Üstadımızın Üniversite talebeleri ve hocaları tarafından çoğunlukla tanındığını Nurları okuduklarını ve müştak olduklarını talebelerle olan tanışmalarımızdan, konuşmalarımızdan anlayabiliyoruz. Üstad için “Çok farklı biri, Ledün ilmiyle yazmış, müceddid gibi ; Risele-i Nur için baldan daha tatlı, diğer kitaplardan farklı bir metodu var” gibi ifadeleri duymamız çok barizdir.

İslam üniversitesinde okuyan bir kardeşimizin Üstadımızın hayatını sunum tarzında sınıfında anlatması talabelerin ve hocanın nazar-ı dikkatini celbediyor. Başkent Kuala Lumpur Devlet Hastahanesine 200 tane hastalar risalesi verildi. Hastahanenin başhekimliği de teşekkür yazısı yazarak derneğimize mektup gönderdi. Ayrıca Risaleleri okuyan bir ablamız, oğlunun düğünün de misafirlerine hediye etmek üzere 1000(bin) tane kadar küçük risalelerden aldı. Yine başka bir ablamız 50 tane hanımlar risalesini sipariş verdi, yakınlarına okutup hediye edeceğini söyledi. Ve bunun gibi kitap ve külliyat satışlarımız yapılarak Nurların neşriyatı devam ediyor.

Ayrıca geçen hafta Malezyanın önemli yayın evlerinden birisiyle olan görüşmemizde Risaleleri şimdilik kısmen tab edeceğinin sözünü aldık ve kendisine hanımlar rehberi ve hastalar risalesini verdik. Ve son olarak Malezya İslam Ünviversitesinde bir Öğretim Görevlisi ve UPM Üniversitesinde bir Öğretim Görevlisi ile olan görüşmemizde 2011 Haziran Ayında sempozyum yapılmasını kararlaştırdık. İçeriğini daha sonra inşaalah sizlerle istişare edeceğiz.

Biz Malezya Nur talebeleri hizmetler için burada münbit bir ortam olduğunu mümkün görüyoruz. İnşaalah maddi ve manevi imkanların zaman ve zemin hazır oldukça hizmetlerin daha da inkişaf edeceğine kanaatimiz geliyor. Tüm abi ve kardeşlerimize binler selam eder, sizleri de Malezya ya davet eder ve dualarınızı bekleriz.

Malezya Nur Talabeleri

www.malaysianur.com

Erbil’de Nur Dersanesi açılmıştır

Selamun aleykum değerli ağabeyler ve kardeşler.

Irak’ın erbil şehrinde, elhamdülillah, dersanemiz pek kısa bir süre önce açıldı.

Erbil şehri Irak ın en sakin ve  en huzurlu bir metropol şehridir. Türkiye’den ve dünyanın muhtelif yerlerinden işadamı ve ticaret erbabının cazibe merkezi konumundadır.

Bu vesile ile hizmetteki işadamı ağabilerimizin de sıklıkla uğradığı yerler sırasına girmiştir.

Bölgesel kürt yönetiminin başkenti olan Erbil’in resmi dili, arapçadan sonra kürtçe’dir. Bununla beraber bölge halkı ingilizce,  türkmence ve farsçayı da   bilmektedir.

Risale i nurlar kürtçe türkçe ve arapça olarak okunabilmektedir.

Bölge halkı son derece mütevazi ve misafirperverdir. Dindarlık seviyesi diğer şehirlere göre daha iyidir. Ayrıca hırsızlık kavga gürültü olmaması bunun nişanesidir.

Bölgede eğitime çok önem verilmektedir. Eğitim seviyesi hızla artmakta olup Avrupa ülkelerine ciddi oranda öğrenci göndermektedir.

Ayrıca bölgede yaklaşık sekiz tane üniversite bulunmakta ve üç dilde eğitim vermektedir.

Temennimiz ülkemizle olan ilişkilerin giderek artması ve karşılıklı olarak öğrenci mübadelesinin bir an önce gerçekleştirişmesi ve bu vesile ile Risale-i Nurların intişarının giderek artmasıdır.

Siz kıymetli ağabeylerimiz ve kardeşlerimizden bu temenninin gerçekleşebilmesi için dualarınızı esirgememenizi rica ediyoruz.

Erbil e gelecek ağabilerimizi mutlaka dersaneye bekliyoruz.

Erbil’den Nur Talebeleri…