Kategori arşivi: Video

Risale-i Nurları Ders Kitabı Yaparım – Timurtaş Uçar Hocaefendi

Rahmetli Timurtaş Uçar Hocaefendi bir gün vaazı esnasında konu Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi’ye gelince der;

Vallahi benim elime bir santim fırsat verseler Bediüzzaman Said Nursi’nin bütün eserlerini ilkokuldan üniversiteye kadar okumaya mecbur eder, ders haline getiririm…” diyerek Risale-i Nurların nasıl bir iman dersi verdiğini bize aktarır. İşte o vaazının Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi hakkındaki kısmının bir parçasını aşağıdaki videodan dinleyebilirsiniz.

https://youtu.be/4vwviX0jx5k

Allah’ın “El – Hâfid (Alçaltan, Hor ve Hakir Kılan)” İsmi Ne Demektir? Nasıl Anlamalıyız? (Video)

EL – HAFİD

El-Hâfid: Alçaltan, yukarıdan aşağıya indiren, hor ve hakir kılan manalarına gelir. Cenab-ı Mevla, bu ism-i şerifiyle zalimleri, asileri ve firavunları alçaltır. Onları hem dünyada hem de ahirette zelil ve hakir eder. Bu ism-i şerif ile zalimler zelil kılındığı gibi, bazen Müminler ve masumlar da alçaltılarak sabır ile imtihan edilir. Demek bu isim, bazen kulun zulmünden dolayı ve bazen de sabırla imtihan edilmesinden dolayı kişide tecelli eder.

Şimdi, bu ism-i şerifin âlemdeki tecellilerini görelim:

Zalim devlet reislerinin ve yöneticilerin devrilmesi bu ism-i şerifin tecellisi ile olur. Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller ve onların her asırdaki timsalleri, Hâfid isminin tecellisiyle alçaltılmış ve saltanatlarını kaybederek hor ve hakir olmuşlardır. Demek, saltanatını kaybeden her zalim sultan, bu ism-i şerifin tecellisiyle yerle bir olmuştur.

Bu isim, şahıslarda olduğu gibi devletlerde de tecelli etmiş, Roma, Bizans ve Pers imparatorlukları gibi birçok imparatorluk ve devlet, bu ismin tecellisiyle yıkılarak tarihin sayfalarına gömülmüşlerdir.

El- Hâfid ismi şuralarda da tecelli eder:

Bir yöneticinin makam ve mevkisini kaybetmesi, başarılı bir öğrencinin başarısını kaybetmesi, zengin bir kimsenin malını ve varlığını kaybederek fakir olması, sağlıklı bir insanın sağlığını kaybetmesi, güçlü ve kuvvetli bir insanın kuvvetini kaybetmesi gibi bütün alçalmalar ve yukarıdan aşağıya inmelerde Hâfid ismi tecelli eder.

Şu da bilinmelidir ki, alçalmak sadece işlenen günahlar ve kusurlar sebebiyle değildir. Bazen Cenab-ı Hak, kulunu sabır ile imtihan etmek için verdiği nimetleri ondan alır ve onu alçaltarak El-Hâfid ismine mazhar eder.

Bu isim maddi olarak böyle tecelli ettiği gibi, manevi olarak da şöyle tecelli edebilir: Bir Müslüman’ın dinden dönerek kâfir olması, namaz kılan birisinin namazını bırakması, bir hafızın hafızlığını unutması ve kulun işlemiş olduğu günahlar sebebiyle manevi mertebelerden aşağıya, ahsen-i takvimden esfel-i safiline düşmesi gibi… Hâfid isminin bu manevi tecellilerinden Rabbimiz bizleri muhafaza etsin!

Bu isim dünyada tecelli ettiği gibi ahirette de tecelli edecek, kâfirler ve zalimler cehenneme sokularak orada hor ve hakir kılınacaktır. İşte bu, El-Hâfid isminin belki de en büyük tecellisidir!

Peygamber Efendimiz (sav), El- Hâfid isminin bir tecellisine şu hadis-i şerifleri ile şöyle dikkat çekmiştir:

Hz. Enes (ra) şöyle dedi: Resulullah (sav)’in devesi Adbâ, yarışta birinciliği başkasına vermez ve yarışı başkasına kolay kolay bırakmazdı. Bir gün devesine binmiş olarak bir bedevi geldi ve yarışta onu geçti. Bu durum Müslümanlara pek ağır geldi. Onların bu halini fark eden Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez bir kanunudur.”

İşte bu hadis-i şerif, her çıkışın bir inişi olduğunu beyan etmekle, El-Hâfid ismini ders vermektedir.

Bu ismin tecellisi karşısında kula düşen vazifeler ise şunlardır:

1- Eğer kendisi El-Hâfid ismine mazhar olarak alçaltılmış ise, evvela kendisine bakarak buna sebep olan günah ve kusurlarına hemen terk etmeli ve Cenab-ı Hakk’a iltica ederek O’nun kulluğuna dört elle sarılmalıdır.

2- Bilmelidir ki: Bu dünya bir imtihan dünyasıdır. Dünyada başa gelen birçok sıkıntı ve belalar vardır ki, Allah-u Teâlâ -kulunun sabretmesi şartıyla- o sıkıntı ve belalarla kulunu günahlardan temizler ve manevi makamları kazanmasına o belaları bir sebep kılar. Bu sebeple kul, bu ismin tecellisine rıza içinde sabır göstermelidir.

3- El-Hâfid isminin tecellisiyle helak olan kavimlere, zelil olan sultanlara, makam, mevki, şan ve şöhretlerini kaybeden insanlara ibret nazarıyla bakmalı ve onların halinden bir ders alarak, onların mahvolmasına sebep olan amellerden, yılandan kaçar gibi kaçmalıdır.

Allah’ın Güzel İsimlerini Anlatan Video Serisi İçin Tıklayınız!

Kaynak: Seyrangah.tv

FETÖ Üzerinden Said Nursi ve Risale-i Nur’a Bakmak Fitnedir

11. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu, Kur’an ve Sünnet Rehberliğinde bir iman hizmeti “Müsbet Hareket” sempozyumunda konuşan İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz;

FETÖ üzerinden Said Nursi ve Risale-i Nur’a bakmak fitnedir!

Bediüzzaman’ın talebelerinden anarşiye katılan, bozgun çıkaran hiç kimse çıkmamıştır. Hep müsbet hareket etmeyi, sürekli ihtilaf ve kavgadan uzak tutmuştur. Devletin, milletin aleyhinde olmamıştır. Bir terör örgütünü Nur cemaatinin içinde çıkmakla algı oluşturmaya çalışanlara şunu hatırlatalım. Fetöyu 1980’li yıllarda Nurculuk kendi içinden atmıştır. FETÖ üzerinden Said Nursi ve Risale-i Nur’a bakmak fitnedir. Bu yapı üstünden nurculuğu okumak, cemaat ve tarikatları aynı kefeye koymak büyük bir yanlıştır.

Konuşmanın bi kısmını aşağıdan izleyebilirsiniz;

https://www.youtube.com/watch?v=NYCLpswA3BU

“Kadınsın”

“KADINSIN”

Hem yaratılış hem yetiştiriliş tarzı ve anne olmanın verdiği duygusallığı, kadını anlayışlı sebatkâr çözüm üretici barışçıl kişiler olarak standart bir kılıfa bürüyor.

 

Ayrıca geçmişten günümüze süregelen sosyolojik bakış açısı kadının faklı kulvarlarda olmasının elini kolunu istemsiz bağlıyor yani karşılaştığı güçlüklere karşı çıkmayan, sorun çıkmaktansa zoraki bir anlayışla her olumsuzluğa bitmez tükenmez şefkatiyle göğüs geren, kadın modeline soyut bir kavram oluyor akıllarda…

 

 

Genel bir yakıştırma olan “sen kadınsın” dayatması ile zayıflığını iyice perçinleyen ve hatta kişiliğini zedeleyen kadını bulunduğu konuma sabitleyen sorumluluğunu ağırlaştıran bir yük daha bindiriyor omuzlarına…

 

Belki de karşılaştığı zorlukları gözünde büyütüyor ve her zaman çekimserliğine bir bahane uyduruyor kadın!

 

Fedakârlık Yapan Kadın

 

Bazıları kadere teslimiyetle nasip inancına sığınır çoğu zaman veya dünyevi fedakarlıklara mesela; çocuklarına sizin için katlanıyorum tüm zorluklara diyerek perdeler korkularını çekimserliğini…

 

Hâlbuki çocuklar da bu süreçte umutsuz çekingen ürkek mutsuzluklarla köreliyordur karamsar psikolojisi bozuk bireyler haline geliyordur. Sonucunu çoğu zaman hayatıyla ödediği…

 

Ekonomik özgürlüğünün olamaması aile ve psikolojik desteğinin olmaması daha da geçilmez duvarlar örüyor hayatını düzene koyacak farklı seçeneklere başvurmasına…

 

Kadındır genelde katlandığı her türlü şiddete karşı (fiziksel şiddet, sözel şiddet, ekonomik şiddet) yılmadan bir gün düzelecek her şey, benimde evime doğacak bir gün güneş, yeşerecek umut çiçeklerim diye mücadele gösteren…

 

Kimileri gerçekten inanır bir gün her şeyin çok güzel olacağına, bekler yıllarca… Kimileri kontrolsüz öfkenin hırsın şiddetin kurbanları olur acımasızca…

 

Hatalı Atasözleriyle Kadın Aleyhtarlığı

 

Ve dahi temeli bozuk ailelerin bir gün evlenip anne baba olacağı bir evin sorumluluğunu üstleneceği düşüncesi bile tedirgin eder biz ebeveynleri, geleceklerini hayal bile edemez insan, hasbelkader bir hayata gözü kapalı sürükleniverirler…

 

Bir de kadını bu mecburiyete sürükleyen basmakalıp fikirler düşünceler vardır hatta bazıları atasözü olarak yansır kişiliklere…

 

“Gelinlikle girdiğin evden kefenle çıkacaksın” hoş rastlamadığımız bir örnekte değildir ya!

 

“Evi dişi kuş yapar” dişi kuş bile evini erkeğiyle birlikte yaparken kadına bu sorumluluk yüklenir!

 

“Erkeği rezilde eden kadındır vezirde”

 

Çok acımasızca bir söz kalıbı değil mi?

 

“İnsanı rezilde eden kendidir vezirde” daha rasyonel sağduyulu bir yaklaşım olurdu…

 

“Erkeğinden sonra eve giren kadından hayır gelmez”! Galiba tüm gece nöbetinde bulunan doktor hemşire vb mesleklerde çalışan kadınlar hayırsız kadın konumunda oluyor…

 

Şurası bir gerçek ki,  erkeğin dindar olması kadına şiddet eğiliminin önüne geçen bir unsur olmaya yetmiyor maalesef!

 

Vicdan merhamet kavramları olgunlaşmayan ve dahi temeli bozuk mutsuz ailelerde yetişen bireyler çoğaldıkça bu süreci aşmak imkânsız gibi görünüyor.

RABBİM AİLELERİMİZE HUZUR VE SAADET İHSAN EYLESIN..

SELAM VE DUALAR İLE…

HATİCE BAŞKAN