Cennete Giren Fazilet Sahiplerine Melekler Sorarlar?

Peygamberimiz (a.s.v.) bir hadis-i şeriflerinden şöyle buyurmaktadır:
     
Cennete giren fazilet sahiplerine melekler sorarlar:

“Faziletiniz nedir?”

Onlar da: “zulme uğradığımız vakit sabrederdik; bize kötülük edilince de, rıfk  (şefkat) ile davranırdık” diye cevap verirler.

Bediüzzaman Hazretleri sabırla alakalı şöyle diyor: “Sen üç sabır ile mükellefsin. Birisi: Taat üstünde sabırdır. Birisi: Masiyetten sabırdır. Diğeri: Musibete karşı sabırdır.1

“Taat üstünde sabır”Bir müminin Cenab-i Allah’ın emrettiği şekilde sıkılmadan, nefsin gayri meşru isteklerine karşı gelerek ibadetlerini devamla kılınmasıdır. Samimi ve daimi kılınan bir ibadet elbette güzel ahlakı da beraberinde getirir. Düzgün ahlaka sahip birinin hem kendine, hem ailesine hem de topluma faydalı olur,

İbadeti devamla ifa eden biri, bunca zamandan beri ibadet ve iyilik yaptım biraz ara vereyim dememek lazım, Çünkü ecel gizlidir ne zaman geleceği belli değil, uhrevi hayat için ne kadar ibadet yapılırsa o kadar kardır. Taatta yorulma, iyilikte ara verme yok, devam var.

“Masiyyetten sabır”  Günah işlememeye sabretmektir. Nefis daima kötülükleri arzu eder.  Bugünkü ortamda ahlaksızlığın, hayâsızlığın, haram ve günahların çoğaldığı ve bu ahlaksızlığın zemini de hazır olmasına rağmen günahlardan korunarak “nahy-i anil münker” yani dinimizin yasakladığı, Allah’ın razı olmadığı işlerden uzak kalmak ancak sabırla mukabele etmekle olabilir. Böylesi güçlü sabrın kaynağı da ancak hakiki imanla olur.

“Musibete karşı sabır” Halık-ı Rahim bu dar-ı dünyada insanın terakkiyatı için birçok imtihanla tabi tutmaktadır. Uhrevi terakkiyenin en önemli sebepleri olan hastalık, açlık, fakirlik, kaza ve musibetlerdir, sabır ve şükür etme noktasında insanı tecrübe eder,  böylece Allah’a tevekkül etme,  O’nun verdiği musibet ve kaza takdirine razı olma metaneti öne çıkmaktadır; şeytan, musibetzedenin nefsiyle, kalbiyle meşgul olur,  kaderi tenkid ettirmeye çalışır. Şeytanın bu vartasından ve itirazından kurtulma çaresi ancak kadere teslim ve musibete karşı sabırlı olmaktır.

Vakti  zamanda köy komşularımızdan  biri rahmetlik olur. Adamın eşi hem  genç hem de  bir kaç çocukla ortada kalınca,  merhumun ağabeyi dul olan yengesiyle ikinci evliliği yapar. Bu evlilikten rahatsız olan eski hanımı Gülnaz teyze  inat olarak namazı bırakır,

Komşuları, “Gülnaz, neden namazı bıraktınız?”

Gülnaz, “inadına namazı bıraktım” der.

Aslında Gülnaz teyze namazlı, niyazlı, çocuklarına dini vecibelerini öğreten, itikatlı; misafirperver, köyde de çok sevilen biri, her nedense kumaya tahammülü olamayınca eşinin inadına bir kaç gün namazı askıya almakla tepkisini gösterir,

Gülnaz teyzenin kocası bir müddet sonra fani dünyadan baki dünyaya irtihali vaki olur, ruhunu Rahman’a teslim eder.  Gülnaz teyze hem kazaya bıraktığı namazlarından Allah’a karşı mahcubiyetten hem de kocasına yaptığı tepkiden duyduğu pişmanlığını akan gözyaşları gösteriyordu.

Gülnaz teyzenin hadisesinden önemli bir kıssa!

Teyzenin evvela, Allah’a sığınarak hem ibadetine devam hem de vaki olan hadiseye karşı sabırlı olmasıydı; lüzumsuz ve zararlı tepkiler sonradan üzüntüye neden oluyor, önemli olan dünyevi musibetleri büyütmeden şükürle mukabele ederek Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmaktır. Çünkü: “dünyevi musibetlerin sonları ekseriyetle ferahlı ve hayırlı oluyor.” 2

Allah sabredenlerle beraberdir.”3 Ayet-i Kerimenin mealinde de anlaşıldığı üzere Allah (cc) insanları sabra davet etmektedir. Akıllı olan bu davete icabet edip kadere teslim olmaktır. Onun için taat üstünde sabır, masiyyetten sabır ve musibetlere karşı sabır etmek hem musibetzedeye bir teselli hem de Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olur.

Cenab-ı Allah(cc) tüm mü’minlere sabr-ı Cemil ve hüsnü hatime versin. Âmin…

Rüstem Garzanlı / DİYARBAKIR

Kamu Yöneticisi

 

Kaynaklar:

1- sözler, 21.ci söz

2- şualar, 13.cü şua

3- Bekara /153