Çocuklar, aldığınız hediyeleri değil, birlikte geçirdiğiniz zamanı hatırlar!

Çalışma koşulları nedeniyle pek çok ebeveyn, çocukları ile yeteri kadar zaman geçiremediğini düşünüp üzülür. Suçluluk psikolojisiyle de onlara hediyeler alıp, eğlence merkezlerine götürmenin yeterli olacağını sanır. Oysa çocuklarla geçirilen zamanın süresi değil içeriği önem taşır. Uzmanlar, çocuklara yapılacak her türlü ilişkisel yatırımın, onlara alınan değerli hediyeler ve oyuncaklardan kat kat daha kıymetli olduğunu vurguluyor. Buna göre, çocuklarla geçirilen vaktin süresinden çok kalitesine dikkat edilmesi uyarısı yapılıyor.

Psikolog Merve Büyükkucak, son yıllarda, anne-babanın çocuğuyla geçirdiği zamanı nasıl değerlendirdiği sorusunun önem kazanmaya başladığını söyledi. Burada süreden çok kalitenin üzerinde durulduğuna dikkat çeken Büyükkucak, kaliteli zamanı içeriğin belirleyeceğini ifade etti.

“ÇOCUĞUN DÜNYASINA DAHİL OLUN”

Kaliteli zamanı, ‘çocuğun birliktelik ve keyif hissini içerisinde barındıran, karşılıklı etkileşim ve aktivitelerde buluşma’ şeklinde tanımlayan Büyükkucak, şu bilgileri verdi: “Bunlar ebeveynin dikkatinin tamamını çocuğuna verdiği, ilgisini ve sevgisini çocuğuna hissettirdiği duygusal yakınlaşma ve paylaşım anlarıdır. Bu anları küçük sohbetlerde, birlikte oynanan oyunlarda, ya da birlikte gidilen gezilerde yakalamak mümkündür. Duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı, çocuğa duygusal ve sözel olarak tepki verildiği ve anne baba olarak kendinizi spontane şekilde ilişkiye bıraktığınız hemen hemen her yakın ilişkide deneyimleyebileceğiniz bir süreçtir bu aslında. Bu nedenle belirli bir reçete vermek çok mümkün değildir. Ancak çocukların dünyasına dahil olmanın ve ilişkide olduğunuzu hissetmenin, tüm bu paylaşımları yakalayabilmenin yolunun en temel olarak oyundan geçtiğini söylemek mümkündür.”

“OYUNDA YÖNLENDİRİCİ OLMAYIN”

Oyunlara dahil olmanın anne baba için hem çocuğunu yakından tanıma hem de çocuğunun zihinsel ve özellikle de duygusal gelişimine katkı sağlayacağını anlatan Büyükkucak, şöyle devam etti: “Bu etkileşimi en kuvvetli hale getirecek yöntem anne ve babanın oyunda yönlendirici olmaması, çocuğun serbestliğine ve özgürlüğüne eşlik edebilmesidir. Amaç hiçbir zaman o anlarda çocuğa bir şeyler öğretmek olmamalıdır. Aksine anne baba olarak kendinizi oyunun ve size verilen rolün akışına bırakarak ya da sadece gözlemci veya eşlikçi olarak çocuğunuzla duygusal anlamda aynı frekansta buluşabilmektir. Onun oyun sırasındaki duygularını takip edebilmek ve ona bu duyguları ifade ederek anlaşıldığını hissettirebilmek çocuğunuzla ilişkiniz açısından en değerli anlar olacaktır. Örneğin her çocuğun aile içi kuralları ve sınırları belirlediği kadar aynı zamanda bir savaş oyununda yerlerde sürünen ve düşüp kalkan, o esnada çocukla birlikte eğlenen, bağıran, gülen ve kendisi de çocuklaşabilen bir babaya da ihtiyacı vardır. Babasının da o esnada çocuklaşabildiğini görebildiği oranda çocuk da ona kendi dünyasının kapılarını aralayacak ve onu iç dünyasında davet edecektir.”

“ONLARA ZAMAN AYIRMAK HEDİYE ALMAKTAN DAHA ÖNEMLİ”

Çocuklarıyla yeteri kadar kaliteli vakit geçiremeyen ebeveynlerinin, yaşadıkları suçluluk duygusuyla hediyeler alıp, onları oyun merkezlerine götürdüklerini belirten Büyükkucak, onların her isteğinin yerine getirildiğini kaydetti. Büyükucak, şunları dile getirdi: “Çocuklara yapılacak her türlü kişisel ve ilişkisel yatırım her koşulda onlara alınan değerli hediyeler ve oyuncaklardan kat kat daha kıymetlidir. Hatta bu hislerle birlikte aile içi kuralları ve disiplin çerçevesini de zayıflatmalarına sıklıkla rastlanmaktadır. Ancak tüm bu çabalar duygusal bir doyum getirmemekle birlikte boş olan tüm vaktini çocuğuyla geçiren anne ve babada aşırı bir yorgunluğa ve bir zaman sonra da farkında olmadan bir bıkkınlığa yol açabilmektedir. Hâlbuki her çocuğun az da olsa birlikte olduğu süre içerisinde kendisiyle birlikte olmaktan keyif alan ve ilişki içerisinde bıkkın ve tükenmiş değil canlı ve istekli bir ebeveynle buluşmaya ihtiyacı vardır.”

“OLAĞAN DIŞI ŞEYLER YAPMAYA GEREK YOK”

‘Çocukla birlikteyken özel ve olağan dışı şeyler yapmanıza gerek yok’ diyen Büyükucak, birlikte yenen akşam yemekleri, yemek sonrası birlikte oynanan oyunlar gibi günlük rutinlerin zengin paylaşımlar olacağını vurguladı. Yorgun bir şekilde eve gelerek görev gibi oynan oynanmaması uyarısını yapan Büyükucak, “Anne ve babanın” ‘bu akşam ben de seninle oyun oynamayı çok istiyordum ancak yorgunum ve biraz dinlenmeye ihtiyacım var’ şeklinde öneride bulunması daha sonra doyurucu bir birlikteliğe yön verebilir. Veya benzer bir durumda söz konusu ebeveyn aynı açıklama ile birlikte fiziksel anlamda daha az yorucu bir aktivite yapmayı önerebilir. Birlikte olunan her anın oyun vakti olarak değerlendirilmesi yerine belirli zamanları oyun vakti olarak ortaklaşa belirlemek anne babalara da iyi gelecek bir yöntem olabilir.”

Cihan