Çocukları oruç tutmaya nasıl alıştırabiliriz?

Çocuklarının Ramazan ayında oruç tutmasını isteyen anne-babalar öncelikle Ramazan’ın gelişini sevinçle karşılamalı ve bunu çocuklar tüm davranışlarımızda görmelidir.

Bu kutlu ayı sevinçle karşıladığımızı hoşnutluğumuzu, sevincimizi yansıtmalıyız. Çocuklar ailelerinde ve çevrelerindeki oruç tutanlara heveslenebilirler, anne-baba çocukların heveslerini kırmadan ama sağlıklarını bozmadan orucu anlatabilir ve gerekirse oruç tutmalarına izin verebilirler. Bu zevkten, bu mutluluktan çocukları mahrum etmemek lazımdır. Tutulan oruçlardan, kılınan namazlardan dolayı çocuklar tebrik edilebilir, ödüllendirilebilir. Burada amaç, çocuklara farz olmadığı hâlde oruç tutturmak değil, oruç ibadetini kavratabilmek, sevdirmek ve alıştırmaktır. Ramazan’ın rahmet ve huzur iklimini, çocuklar acı bir ilaç gibi değil, bir zevk olarak algılamalıdır.

Çocuklarımıza Ramazan ayında pek çok yönden diğer zamanlardan daha iyimser ve şefkatli bir ortam sunmak için çabalamalıyız. Bu güzel rahmet ayında çocuklarımıza karşı asla sinirli, telaşlı, hoşgörüsüz davranmamalıyız. Aksi durumda ibadetlerin insan üzerinde uyandırdığı yüce, güzel duygu ve düşünceleri onlara kabul ettirmekte hiç şansımız kalmayabilir.

Okulöncesi çocuklar oruç tutmak isterlerse nasıl davranalım?

Okulöncesi yaşlardaki çocuklara oruç tutturmak uygun değildir. Ancak çocuklar, sahura kaldırılabilir, 2-3 saatlik veya yarım günlük denemeler yaptırılarak tam gün tutmuş gibi sevindirilebilir. 7-10 yaşlarındaki çocukların sağlık durumları müsaitse hiç olmazsa birkaç gün oruç tutturulabilir. Örneğin, çocuğun tuttuğu yarım günlük orucu, küçük hediyeler karşılığında “satın alabiliriz”.

10-13 yaşlarda ise oruç ibadeti daha ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu yaşlar ergenliğin başlangıcıdır ve artık ibadet sorumluluğu da başlamaktadır. Çocuklar ‘Niçin oruç tutmalıyım?‘ diye sorduğunda ‘Allah böyle emrettiği için‘ şeklinde bir cevap vermek yerine, onlara oruç ibadeti hakkında detaylı bilgi vermek gerekir. Orucun kazandırdığı irade, sabır, kendine hakim olma, öz denetim, paylaşma, sahip olunanların değerini anlama, şükretme gibi önemli özellikleri açıklanmalıdır. Elbette bunu sadece lafla değil, önce kendimiz yaşayarak anlatmalıyız.

İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı, çocuklarımıza ibadet alışkanlıkları ve ahlaki değerleri kazandırma noktasında anne-babalar için güzel bir fırsat olabilir. Çocuklar, görerek ve taklit ederek öğrenir. Ramazan ayı içerisinde yaptıklarımız ve yapmadıklarımız, çocuklarımızın kişiliği üzerinde oldukça etkilidir. Bu nedenle güzellikleri sadece anlatmayıp bizzat yaşatmalıyız.

Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın / Zaman Gazetesi

Sende yorum yazabilirsin