Coronavirüs ve insanlarda evhamın tahriki

Covid virüs kategorisinde olan Corona (Korona) virüsü hayvanlar arasında yaygın olan büyük bir virüs grubudur. Hayvanlarda olup insanlara bulaşmamış olan halen bir çok virüs bulunduğu muhakkaktır. Mazide Sars, Mers gibi bir çok Covid virüsü görülmüş olup insanlara bulaşmış olup nice enfekte hastalar olmuştur.

Şimdi bu yeni tespit edilen ve insanların enfekte olduğu Covid-19 (Corona) virüsü dünya genelinde insanlar enfekte olmaktadır.

Dünya genelinde vaziyet bu şekildedir. İnsanlar evhama müptela olmuş olup evham bataklığında debelenip, evham evham üzerine katmerlenmektedir evhamı.

İnsanlar, plan ve program yaparken kader cihetine bakmadığı ve hesap edemediği için hedef sapmaları yaşamaktadır.

“Kader, sebeble müsebbebe bir taalluku var. Yani, şu müsebbeb, şu sebeble vukua gelecek.”[1]

Bu kaide daima her şeyde caridir. Kader, meyil (cüz-i ihtiyar) ve meşiet-i ilahi her şeyimizde hükümfermadır.

Dünyada insanları korkutan, yeisle mültebis ederek evhamlara gark etmeye çalışmaktadır bu Covid-19 virüsü. Evham ve yeise mübtela olan insanlar helal ve haram çizgisini hadisat-ı hazıranın getirdiği gafletle unutmaktadır. Neticesinde iki cihanda ruz-u mahşerde pişman olacağı işlere imza atabilir.

Kader canibinde Covid-19 virüsü insanlığa ne diyor diye bakacak olursak karşımıza hikmet levhalarından çıkan ifade şu olacaktır.

“Fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfr ü küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle, arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zîr ü zeber edecek. Allahu a’lem, o dabbe bir nev’dir.”[2]

Zevk, sefa ve dünya peşinde koşmanın getirdi yeis ve gafletle hudud-u ilahiden çıkmaya ve ilahi istikametten yani sırat-ı müstakimden, esfel-i safiline meyleden insanlığa meşite-i ilahiyeyi hatırlatmak için olduğu apaçık bir surette görünecektir.

“İnsan, küfür ve isyanla tahribat tarafına gidiyor. Az bir hizmetle pek çok işleri yapar. Onun için ehl-i iman, onlara karşı Cenab-ı Hakk’ın inayet-i azîmine muhtaçtır.”[3]

Dünya genelinde insanlık Allah’ın muradına muhalif ve göndermiş olduğu hakikatlerden uzak kaldıkça daima bir buhranla sarsılacaktır ta ki insanlığın aklı başına gelene dek.  

“Müslümanlık nezafeti, temizliği, nezaheti bütün sâliklerine farz etmekle, birçok tahribkâr mikropları imha etmiştir.”[4]

“Mü’minler iman bereketiyle ve sefahet ve sû’-i istimalâttan tecennübleriyle kurtulmasına işareten, âyet, iman hususunda o hayvanı konuşturmuş.”[5]

Maddi ve manevi nezafetine dikkat eden, sefahetten içtinab eden, sui istimalden uzak kalan insanlar maddi ve manevi mikroplardan kendisini biiznillah muhafaza edecektir.

“Kâinatın iki ciheti var, âyinenin iki vechi gibi. Biri mülk, biri melekûtiyet.

Mülk ciheti, ezdadın cevelangâhıdır. Hüsn kubh, hayr şer, sıgar kibr gibi umûrun mahall-i tevarüdüdür. Onun için vesait ve esbab vaz’edilmiş, ta dest-i kudret zahiren umûr-u hasise ile mübaşir olmasın. Azamet, izzet öyle ister. Hakikî tesir verilmemiş, vahdet öyle ister.

Melekûtiyet ciheti ise, mutlaka şeffafedir. Teşahhusat karışmaz. O cihet vasıtasız Hâlık’a müteveccihtir. Terettübü, teselsülü yoktur. İlliyet ma’luliyet giremez. İ’vicacatı yoktur. Avaik müdahale edemez. Zerre şemse kardeş olur.

Kudret: hem basit, hem nâmütenahî, hem zâtî, mahall-i taalluk-u kudret hem vasıtasız, hem lekesiz, hem isyansızdır. Büyük küçüğe tekebbürü, cemaat ferde rüchanı, küll cüz’e nisbeten kudrete karşı fazla nazlanması olamaz.”[6]

“Arkadaş! Acele etme, burada bir parça durmak îcab eder. Onların pek vâhî ve zaîf şübheleri vardır. Bu şübheler, müteselsil bazı vehimlerden neş’et etmiştir. O vehimler de, bazı mugalatalardan husule gelmişlerdir.”[7]

İnsanlıkta görünen yeni Covid-19 ile bir evham hükmetmeye başlamış durumda. Halbuki insan saadet içinde olduğunu zannettiği bir zamanda “edna bir vehimle, sürur zâil olur.” [8]

Katmerli vehimlerde insan boğuşurken, cidalleşirken boş ve istikametsiz kalan aklına “kendi kendilerine vücud bulmak tevehhüm edip; hiçbir zihin, hattâ vehim dahi kabul etmediği ve her cihetle muhal ve imkânsız hurafelerin kapısını kendilerine açmışlar.” [9]

Akıl, eğer akıl olup istikamet üzerine gitmezse şayet “vicdan, akıl ve vehim gibi, haricî ve ebedî hakikat hükmüne geçmiş bir azabdan yapılan terhible müteessir olur.”[10]

Elhasıl: kendimizi, akıl ve kalbimiz başta olmak üzere, hayatımızı Allah’ın istikametinde, onun kavaidi çerçevesinde tertip edersek biiznillah musibetlerden en az zayiatla kurtulanlardan olacağız.

Çevremizde karamsarlık yerine ümit ve sabır ile hakkı tavsiye ederek insanların kuvve-i maneviyesini takviye etmek her müminin üzerine borçtur.  

Rabbim, arzi ve semavi musibetlerden muhafaza eylesin.

Selam ve Dua ile

Muhammed Numan ÖZEL

[1] Sözler (467)

[2] Şualar 591

[3] Sözler (465)

[4] İşarat-ül İ’caz – 222

[5] Şualar 592

[6] Sikke-i Tastik-i Gaybi 16

[7] İşarat-ül i’caz 156

[8] İşarat-ül i’caz 150

[9] Şualar 667

[10] İşarat-ül i’caz 81

Kaynak: RisaleHaber

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: