Din ve Bilim İlişkisi
Sâni’-i Kadîr, bu âlem içinde binler muntazam âlemleri yerleştirmiştir.
O âlemler içinde insanı bir merkez hükmünde yaratmış, kâinat içinde en mühim hikmetler ve faydalar, insana bakıyor. İnsan dairesi içinde de rızkı bir merkez hükmüne getirmiş.
İnsanlar şuurları vasıtasıyla fenleri keşf etmişler. Keşf olunan her bir fen Hakîm isminin cilvesini tarif ediyor, yani Allah(cc) kâinatta bütün varlıklarda en kolay şekli, en kısa yolu, en faydalı biçimi uygulamış ve varlıkları faydalı ve düzenli şekilde karıştırmadan idare etmektedir.
Mesela tıp fenni için kainat adeta kocaman bir eczahane, içinde binlerce ilaç hazırlanmış şekilde bekliyor.
Kimya fenni için mükemmel bir kimyahane, sayısız işlemlerin yapıldığı binler labaratuarlar. Ziraat fenni için her türlü bitki yetiştirilen tarla.
Ticaret erbabları için muntazam sergi, intizamlı pazar, sanatlı mallarla dolu dükkanlar. Gastronomi ilimi için her türlü erzakın, nevalenin, ürünün bulunduğu uçsuz bucaksız ambar.
Askerler için arz tam bir ordugah. Her bahar mevsiminde zemin yüzünde çadırlar kuruluyor, binler muhtelif milletler ayrı ayrı silahları ile, ayrı ayrı erzakları ile, ayrı ayrı elbiseleri ile, ayrı ayrı talimleri ile oradalar. Herbirinin teskeresi ayrı, herbirisinin tüm ihtiyaçları hiç eksiksiz, karıştırılmadan, unutmadan, şaşırmadan zamanında karşılanıyor.
Bütün bunlar tek bir Kumandanın emriyle, kuvvetiyle, merhametiyle, gayet muntazam yapılıp idare ediliyor. Elektrik fenni için bu muhteşem sarayın damı muhteşem bir şekilde elektrik lambaları ile süslenmiş, o kadar harika ki arzımızdan bir milyon üçyüz bin defa büyük bir lamba hiç durmadan yanıyor Gürültü yok, is yok, kül yok, yangın çıkarmıyor, kesinti, arıza, bakım yok. Onun yanmasını temin eden gaz, yağ, odun her ne ise nereden geliyor hiç tükenmiyor. Küçük lambamıza bile bakmaz bakımını yapmaz yakıtını koymasak söner.
Milyonlarca seneden beri yanan bu lambaya her gün bir milyon dünya büyüklüğünde odun göndersek, denizler okyanuslar kadar gaz yağı doldursak acaba yeter mi? Kömürsüz, yağsız yandıran, söndürmeyen Hakîm-i Zülcelal’in hikmetine, kudretine bak, ‘Sübhanallah’ de.
Güneşin ömür dakikaları adedince ‘Mâşâallah, bârekellah, lâ ilahe illâ hû’ de
Bütün bu kadar faydalı, hikmeli intizamlı maslahatlı, gayeli işler bir irade ile bir kudret ile istemekle olabilir, başka olmaz. İhtiyarsız, iradesiz, kasıdsız, şuursuz sebep doğa ve tabiatın işi olamaz, onların müdahaleleri dahi mümkün değildir.
Bütün bunları hadsiz kudretiyle, hikmetiyle intizamlı, faydalı bir şekilde yapan Sâni i Hakîm’i bilmemek veya inkâr etmek, ne kadar acib bir cehalet ve divanelik olduğu tarif edilmez.
Bu dünyada en ziyade hayret edilecek bir şey varsa o da bu inkârdır. Çünkü kâinattaki hadsiz intizam ve hikmetleriyle, varlığına ve birliğine milyonlar şahitler bulunduğu halde; onu görmemek, bilmemek, ne derece körlük ve cehalet olduğunu, en kör cahil de anlar.
Allah imanımızı son nefesimize kadar son nefesimizde dahil daim kaim etsin. Amin.
Çetin KILIÇ
Kaynak :RNK