Dünyayı En Az Zararla Geçmek

dunyaAhiretin varlığı bizleri dünyada aldığımız her zevk ve lezzetten daha bir saadete, mutluluğa ve huzura kavuşturur. Dünyada ahiretin faidelerine ve varlığına yaşayarak, duyarak, hissederek ulaşmamızın en marifetli sebebi ahiretin varlığıdır.

Her zevkin, lezzetin, saadetin bir zahmet kapısından geçtiğini bilerek; ahiretin varlığının da dünya kapısından geçtiğini bilmeliyiz. Eğer ahiretin faide ve güzelliklerine bilerek, inanarak dünyada çalışabiliyor, gayret gösterebiliyorsak; hiçbir dünya zahmeti, meşakkati bizi yolumuzdan alıkoyamaz.

Allah’ın rızası dairesinde dünyanın her müşkiline eyvallah diyerek yürümeye çalıştığımız bu kudsî yolda kimse bizi engelleyemez.

Yalçın ve sert kayaları andıran dünyanın musibetleri, belaları ise bize allı pullu, cafcaflı, süslü dünyanın mahiyetini izah eder, açıklar ve ispat eder: Bir zorluk ve kolaylık; bir iyilik ve kötülük girdabında fânî, geçici imtihan dünyasını, anlatırlar bizlere…

Eğer dünya her türlü sıkıntısı, belası, musibeti, meşakkati, zahmetine rağmen bizlere ebedî, saadetli ve lezzetli bir ahiretin bâkî hayatını kazanmamızda vesile olabiliyorsa bizim için makbul ve masumdur diyebiliriz. Her zaman kendimizi akıllı kabul ederek kâr ve zarar hesabı yaparız ya…İşte hesap, işte aklımız buyurun!..

İnancımız ve itikadımız bizi dünyada karşılaştığımız fırtınalar, engeller ve zorluklara takılmaya, devamlı onları dile getirmeye değil; bizlere ahireti, ahiret getirilerini, kazandırdıklarını anlattırmalı, söylettirmelidir. Açılmış bir kapının özellikleriyle değil açık kapının gösterdiği şeylerle alâkadar olmayı, akıl ve fikir edebilmeyi yine inancımız, itikadımız, imanımız bizlere ders verebilmelidir…

Bizler için en büyük hesap ve hayatımızda en büyük gaye dünya, ahiret muvazenesini en iyi bir şekilde yapabilmek olabilmelidir.

En büyük faidenin geleceğini bildiğimiz ahireti ve ahiretin işlerini; en büyük zararın geleceği dünya ve dünya işlerine hiçbir zaman değişmemeliyiz. Eğer bizim gayemiz, hedefimiz ebedî bir âlemde, ebedî bir hayat vaad eden Cenab-ı Hakkın rızasını kazanmaksa bizler hem dünyaya, hem ahirete Onun emir ve yasakları doğrultusunda bakabilmeli ve yaklaşabilmeliyiz. Elbette bu yolda göstereğimiz sabır, gayretle Cenab-ı Hakkın inayet ve keremine mazhar olabilir, ahiretin mezraası dünyayı en az zararla geçebiliriz. Tevfik ve hidayet Allah’tan…

Rıfat Okyayın / Nur Postası