Elin En Güzeli Elindeki

Özü bulamayan kabukla meşkul oluyor, hakikati tanımayan hayale sapıyor, surati mustakimi bulamayan ifrat ve tefrite giriyor, zahire bakıyor hurafata meyl ediyor. Muvazenesiz olan, elinde bir ölçüsü olmayan çok aldanır ve aldatır. Allah alemde herşeyi mükemmel yaratmıştır, şöyle olsaydı daha iyi olurdu demek haddi aşmaktır. Yarattıklarını yaratırken bize sormadı ki kendi murad etti. Sorsaydı burnumuzu koyacak yeri bile bilemezdik, belkide gözümüz kulağımız gibi burnumuzda iki tane olsun derdik.

Kendi bozuk zevkinle aleme nizam vermeye çalışma, tüm insanlar toplansa, en güzelini hayal etse mevcut olandan daha güzel olamaz. Akıl pek büyük bir nimettir, hayvanlara verilmemiş, verilseydi hiçde iyi olmazdı. Devlet Sultan Ahmet gibi bir camiyi anadolunun bir köyüne yapmaya muktedirdir, ama yapmıyor çünkü israf olur, Allah daha güzelini yapabilirdi elbet ama bu dünyanın mahiyetine münasip budur, daha güzeli cennette olacak. Kurgu filimlerinde kahramana kurşun işlemez, dünyada da böyle olsun istiyorlar bu realiteyle örtüşmüyor. Farklı farklı varlıklar yapıyorlar uzaylı falan, hiçbiri Allah’ın yarattıklarından daha güzel değil.

Haset, kıskançlık zahiren hoş değil ama renklerin, derecelerin ortaya çıkması için gerekli, çetin eleklerden geçmeden cennete layık olunmuyor. Cehli mürekkep ülfeti meydana getiriyor, alemdeki harikaları göremiyor bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor. Yaratılanlara bak, göklere, yeryüzüne, aleme, ağaca, çiçeğe, insana, dağlara. Kuranın yıldızları sana yön versin, karanlıkları yırtsın, ülfet perdeleri kalksın, kâinattaki tekfini ayetler seni cehaletten çıkarsın. Tıp ilmiyle vücudumuzun, astronomi ilmiyle gökyüzünün harikalarını keşf ediyoruz, oku emrine itaat et, ilim öğren, bilenle bilmeyen bir olmuyor. Kabı, kapağı yalamakla bal tadı alınmaz, kapağını açmalısın, Kuranın ayetlerinin hakikatine varmalısın.

Dağ tepesinde küçücük olan kar tanesi yuvarlana yuvarlana aşağıda çığ olduğu gibi, hurafelerde böyle oluyor, hayale alışanlar kolay kabul edemesede hak gelir batıl ölür. Geçmişte birileri bizi cahil bıraktı, dinin gerçeklerini öğrenmeyelim diye Kuranı ve hakikatlerini eğitim müfredatından kaldırdılar, öğrenirsek saltanatları bitecekti. Geldiğimiz noktaya bakarmısınız, ayaklarının altına cennet serilen analarımızın, kadınlarımızın hakkını Allah’ın kitabından değil de, kızların diri diri toprağa gömüldüğü bir zamanda kızını omuzunda taşıyan Allah’ın Resulü’nden değilde, analarını huzursuzluk evlerine kapatanlardan kadını her türlü eğlencenin baş aktörü, düzenin metası yapanlardan öğrenmemizi dayatıyorlar.

Kuranı muhafaza edecek olan eğitim yuvalarıdır, bir an önce Kuran hakikatleri buralarda ders olarak okutulmalı. Bu hayal değil mutlaka gerçekleşecektir. Peygamberler, Allah’ın tabiata koyduğu kanunlara en fazla uyan kimselerdir, Adetullaha itibar ederler, bizede onların yolundan gitmek düşer. Bu yol nedir? Nasıl bir yoldur? Nereye varır? Bunu bilmek her Müslüman’ın hakkı, bu haktan hiç bir kimseyi mahrum etmek hiç bir kimsenin hakkı olamaz. Bir teklifi imtihandayız, Allah bizden görünen güneşe değil, görünmeyen meleklere inanmamızı istiyor. Mahiyetimize ekilmiş olan tohumlar İslam güneşiyle çiçek açacak, kabiliyetler inkişaf edecek. İslam güneşinin önüne çektiğiniz kara bulutları aradan kaldırma vakti çoktan geldi.

Çetin Kılıç

Kaynak Şadi Eren muhakemat dersleri

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: