Erkek Üzgün Olduğu Zaman

Erkekler genelde üzgün olduklarında içlerine kapanırlar ve yalnız kalarak olay hakkında düşünmek isterler. Kadınlar ise üzgün olduklarında konuşarak duygularını açığa vururlar. Oysa erkekler ancak bir sorunu çözebileceklerine inanırlarsa, konuşmayı tercih ederler. Günümüz karı-koca tartışmalarına getirilen öneriler arasında, üzüntülü ve kızgın olarak yatağa girmemeleri konusunda tavsiyeler verilir. Bu kural gece tartışma öncesinde uygulanabilirse etkilidir. Ancak tartışma olmuş ve eşler birbirlerine kırılmışlarsa durum o zaman farklı bir hal alır. Kadının bu durumda erkeğin yatağa öfkeli girmemesi için konuşmayı sürdürmesi yanlış olacaktır. Bir erkek öfkeliyken, bence eşi ona anlayış göstermeli ve yatıp uyumasına izin vermeli veya bunu bizzat kendisi önermelidir. Erkeğin canını sıkan konu hakkında konuşmadan önce biraz sakinleşmesi her iki taraf için de iyi olacaktır.

Ancak bir kadının canı sıkıldığın zaman erkek sabır göstererek onu dinleyebiliyorsa, erkeğin konuşmayı desteklemesi, sorular sorması ve kadını rahatlatması uygun olacaktır. Öfkeli bir haldeyken yatağa girmemek, erkeklerin kadınları anlamaları için ortaya atılmış bir çözüm yoludur. Oysa kadının bu uygulamayı eşi için yapmasına gerek yoktur, çünkü kocası canı sıkıldığı zaman genellikle tek başına duygularıyla başa çıkmaya çalışacaktır ve genellikle de erkekler bunda kısmi de olsa başarılı olurlar.

Bir erkek üzüntülüyse ve konuşmak isterse, kadın onu konuşarak sakinleştirebileceğini düşünür. Oysa bu ancak kadının erkeğin her sözünü onaylaması ile gerçekleşebilir. Unutmamak gerekir ki, erkekler üzüntülü olup da konuşmak istediklerinde haklı çıkmak isterler.

Kadınların çoğu erkeğin duygularını paylaşmasını ertelemek istemezler, çünkü eğer erkek dinleyebilecekse, söyleyecekleri sözlerin ertelenmesi işlerine gelmez. Bir kadın başka bir kadının konuşmasını ertelemeye kalkışırsa, kabalık etmiş olur. Bir erkek kadını dinleyebilecekken onun konuşmasını ertelerse, bu da kabalık olur. Ama kadın erkek kızgınken onunla aynı düşünceleri paylaşmayacaksa veya en azından onu takdir etmeyecekse, erkeğe karşı kabalık sayılsa bile kadının konuşmayı ertelemesi yerinde olacaktır.

Kadının ertelemeyi nasıl yönlendireceği önemlidir. Suçlayıcı bir tavır takınmamalıdır. Aksi takdirde bu davranışı “kaş yapayım derken göz çıkarmaya” benzer. Çünkü erkek bu duruma daha çok kızar. Kadının yapması gereken şey, kısaca onun duygularını onaylayıp tartışmayı ertelemektir. Daha sonra da hiçbir şey söylemeden, sanki yaptığı şey çok normalmiş ve her şey yolundaymış gibi oradan uzaklaşmaktır. Bu erkeğin sakinleşmesini sağlayacak yeni bir ilişki becerisidir.

Kadınlar onların aksine, erkeklerin sakinleşmesi için zamana ihtiyaçları olduğunu ve olayları düşünmeleri gerektiğini bilmelidirler. Bir erkek üzüntülü ve öfkeliyken ona sorular sormak öfkesini daha da arttırır.

Erkekle konuşmanın en uygun zamanı, bir sorun hakkında düşünmeye fırsat bulduktan ve olumsuz duygularını dışa vurduktan sonradır. Eğer erkek bir süre tek başına kaldıktan sonra hala öfkeli ve sinirliyse, kadınlar tartışmak için baskı yapmamalıdır. Ertesi gün erkeğe konuşmak istediği bir konu olup olmadığını sorabilirler. Eğer erkek, “Bir şey yok,” derse ve sevecen bir tavır takınmamışsa, erkeğin kabul edildiğini hissetmesi için yaptıklarının takdir edildiğini anlaması için daha fazla zamana ihtiyacı var demektir.

Uzm. Dr. Kenan Taştan / NurNet.Org / Evliliğinizin Kaçıncı Kilometresindesiniz Kitabından Alıntıdır…

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: