Kadın der ki: Bu gün neler yaptın? (Kadın demek ister ki: Gel konuşalım. Senin neler yaptığın beni ilgilendiriyor. Umarım sen de benimle ilgileniyorsundur.)
Erkek der ki: Hiç! (Erkek demek ister ki: Yalnız kalmak için sana kısa yanıtlar veriyorum.)
Kadın der ki: Bu gün çok mu hasta baktın? (Kadın demek ister ki: Gerçekten ilgilendiğimi anlaman için sana soru sormaya devam edeceğim. Belki sen de benimle ilgilenmeye devam edersin.
Erkek der ki: Evet. (Erkek demek ister ki: Görmüyor musun? Yorgunum ve seni kırmamak için çok uğraşıyorum. Lütfen başka soru sorma.
Kadın der ki: Bir sorunun mu var? (Kadın demek ister ki: Belli ki bir şey canını sıkmış anlat da rahatla.)
Erkek der ki: Hayır. (Erkek demek ister ki: Tek sorunum sensin çok soru sorup beni bunaltıyorsun.)
Kadın der ki: Bir sorunun olduğu kesin, hadi nazlanma da anlat! (Kadın demek ister ki: Bak hala seninle konuşmak için çaba sarf ediyorum anlasana.)
Erkek der ki: Yok dedim ya! Der ve erkek oradan uzaklaşır.
……………
Ve kıyamet kopar.
Kadın der ki: Sen zaten beni sevmiyorsun? Uzun zamandır benle de ilgilenmiyorsun? Erkek ise kadının bu sonuca nasıl vardığını, nasıl olup da tartışmanın başladığını anlayamaz.
Aslında çok sık karşılaştığımız diyaloglardandır bu. Erkeklerin kadınlara nazaran daha basit özelliklere sahip olmaları ve kadınlar kadar kompleks düşünmemeleridir altta yatan. Bir kadının “hayır” demesi; her zaman hayır anlamına gelmez. Bu hayır değişik zamanlarda değişik duyguları ifade edebilir. Kimi zaman “asla”, kimi zaman “olabilir”, kimi zaman “belki” vs gibi anlamlara gelebilir. Oysa bir erkeğin “hayır” demesi sadece ve sadece “hayır” anlamı içerir. Bundan dolayıdır ki, kadınların kullandıkları kelimeleri anlamak için onların beden dillerini ve içinde bulundukları ruh hallerini de hesaba katmak gerekirken, bir erkek için ise sadece kullandığı lisanı bilmeniz yeterlidir.
Beden dili ve lisan’ı kullanmada kadınlar erkeklerden fersah fersah öndedirler. Bu yüzdendir ki: Bir erkek bir kadınla girdiği savaşta yenilmeye mahkûmdur. Dil, diye otomatik silah kadar hızlı çalışan, hançer gibi keskin olan ve saplandığı yerde derin yara açan bir silaha sahip olan biriyle savaşa girmek, kaybetmeyi baştan kabullenmektir.
Kadınların çoğu zaman erkeklere göre mantıksız görünmelerinin sebebi erkeklerin daha rasyonel düşünmesidir. Bu da kadın mantığının erkek mantığı gibi matematiksel bir mantık olmamasından kaynaklanır. Kadın mantığı dörtlü karışımdan oluşur. Bunlar: Duygu+Hayal+His+Akıldır.. Bu yüzden erkekler kadın mantığını anlamakta zorlanır. Çünkü erkek mantığı sadece “Akıl’a” dayanır.
“Erkek aklı dağdaki patika gibidir, gelen geçen az olur. Kadın aklı on şeritli otobana benzer, hiç boş durmaz.” Bu dörtlü karışımın biri dursa bir diğeri çalışır. Kadın aynı anda hisseder, hayal kurar, düşünür, duygulanır ve karar verir. Dörtlüler hep açıktır.
Erkekler hata yaptıklarında özür dilemek ya da üzgün olduğunu söylemek yerine savunmaya geçmeyi ve tartışmayı tercih ederler. Bunun en önemli sebebi; erkekler hatalarını itiraf etmeyi ve özür dilemeyi bir güç kaybı gibi algılarlar. Oysa erkek hatasını kabul ettiğinde karısının gözünde yücelir. Kadın için bu sevgi itirafıdır.
Kadınlar konuşarak kızgınlıklarını dışarı atarken, erkekler konuşmayı pek sevmedikleri için kızgınlıklarını içlerine atıp biriktiriyorlar. Bence bunun en büyük sebebi: Biz erkeklere yıllarca duygularımızı göstermenin zayıflık olduğu telkin edildi. Erkekler ağlamaz, erkekler her zaman güçlü olur derken, kendimizi bir kalkanın içine almış olduk
Bir kadın duygusal bakımdan sıkıntıya düştüğü zaman erkek yanlışlıkla kadının kendini daha iyi hissetmesi için yalnız kalmaya ihtiyacının olacağını düşünebilir. Erkek kadını kendi haline bırakır ve ona bol bol zaman tanır çünkü kendisi bu tür bir desteğe ihtiyaç duymaktadır. Oysa kadına geçici de olsa ilgi göstermemesi erkeğin yapacağı en kötü şeydir.
Bu konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse:
Kenan, Belma’ya;
“Neyin var? Canını sıkan bir şey mi oldu?” diye sorar.
Belma;
“Bir şeyim yok,” diye yanıt verir. İçinden de “Görmüyor musun ne haldeyim? Azıcık benimle ilgilensene. Bunları hep benim mi söylemem gerekiyor?” diye geçirir.
Kenan:
“Pekâlâ,” der ve Belma’nın yanından uzaklaşır; içinden şöyle demektedir: “Galiba yalnız kalmak istiyor? Daha fazla üstüne gitmeyeyim.”
Burada Kenan aslında sevdiği insana destek verdiğini düşünmektedir. Sevdiği insanla yaşadığı bu diyalogun aslında başarısız bir girişim olduğunun farkında değildir. Aslına bakarsanız erkeklerin çoğu da Kenan gibi düşünmektedir. Oysa Belma’nın;
“Bir şeyim yok,” sözünden, erkeğin ona daha fazla soru sormasını ve onu konuşturmasını beklediğini her kadın anlar. Bir kadının “bir şey yok,” demesi aslında ortada ciddi bir şeylerin olduğunu, kadının içini dökecek birilerini aradığını gösteren önemli bir ipucudur.
Burada göz ardı edilmemesi gereken en önemli nokta: Bir erkeğin bir kadını dinlememesinin en önemli nedeni, kadınların dinlenilmeye olan ihtiyaçlarını tam olarak bilmemelerinden kaynaklanmaktadır.
Günümüz kadınlarının tatminsiz olmalarının bir numaralı nedeni ilişkilerdeki iletişim eksikliğidir.
Uzm. Dr. Kenan Taştan / NurNet.Org / Evliliğinizin Kaçıncı Kilometresindesiniz Kitabından Alıntıdır…