G.Kore Ziyareti İzlenimleri

Cenab-ı Erhamurrahimin’in yolumuzu açmasıyla Kore’yi Ekim ayında ziyaret etmek nasip oldu.

Seul 10 milyonluk nüfusu ile büyük bir şehir. Çok çalışarak, Kore Savaşı’ndan bu yana ülkelerini teknoloji ve medeniyet cihetinden mamur etmişler. Bilhassa savaştan sonra misyonerlerin ülkede faaliyet göstermeye başlaması ile Hristiyanlik dini yayılmış. Ülkenin yarısı inançsız, diğer kısmı da Budist ve Hıristiyanlardan oluşuyor. Müslüman sayısı şimdilik az.

Seul Camii Itaewon bölgesinde bulunuyor. Cami civarında Türk kebapçıları ve Arap marketleri görmek mümkün. Bu manzara “helal” gıda bulmanın mümkün olmadığı Kore genelinde adeta bir Cennet sofrası… Cami’nin hocası Türk, cemaati ise Koreli, Arap, Malay, Afgan, Türk gibi milletlerden oluşuyor.

Namaz dışı vakitlerde, merak edip camiyi görmeye gelmiş gayr-i Müslim Korelilere 22. Söz ve 23. Söz Korece eserlerden veriyoruz. Uzun uzun konuşuyor ve anlatıyoruz. “Yabancı” larin onlara kendi dillerinde eserler vermeleri elbette etkileyici. Allah her birine hidayet nasip eylesin, İman ile kalplerini nurlandırsın, manevi yangınlardan böylece kurtarsın. Amin!

Koreli Müslümanların önde gelenleri ile muhatap oluyoruz, Müslümanları soruyoruz. Diyorlar ki, “Koreli Müslümanlar değişik ülkelere çalışmak vs için gidiyor ve kayboluyorlar, iman zaafiyeti var!”. Biz de kendilerine eserlerin ehemmiyetini anlatmaya çalışıyoruz.. Bu cihette, “hiç olmazsa vazifemizi yaptık” hissiyatı ile ayrılıyoruz. Allah Koreli Din kardeşlerimizin yardımcısı olsun.. Amin.

İkinci durağımız ise Seul’a tren ile 2 saat 45 dakika uzaklıktaki Pusan. Burada Birleşmiş Milletler Mezarlığı bulunmakta.. 1005 Türk askerinin şehit olduğu bu uzak diyarlarda hissiyat bizim açımızdan elbette farklı. Orada yatan bütün ehl-i imanın ruhlarına Yasin-i Şerif okuyoruz çok uzaklardan gelmiş kardeşleri olarak…

Birçok ülkenin yanı sıra ülkemiz de “umumi sulh” u temin için askerlerimizi göndermiş ve duyduğumuz o ki, Türkler savaşta yine mühim bir rol oynamışlar. Bu sebeple, Koreliler bizi seviyorlar, kardeş olduğumuzu ifade ediyorlar. Devlet ise Türk şehit ailelerine Kore’de okuma kolaylığı sağlıyor.

Hz Üstad’ın yakın talebelerinden Bayram Yüksel ağabey’de 1950-1953 yılları arasında gerçeklesen bu savaşa katılacağı zaman, Bediüzzaman Hazretleri soyle demis:

‘’Tamam, ben zaten bir Nur Talebesini Kore’ye göndermek istiyordum. Ya seni, ya Ceylan’ı (Çalışkan) gönderecektim. İnkâr-ı Ulûhiyete karşı gitmek lazım. Orada sıkıldığın zaman beni hatırla. Yanında Cevşen-i Kebiri taşı. Nefis ve şeytan sana musallat olunca beni hatırla. Sana vereceğim bir takım Risale-i Nur Külliyatını Japon Başkumandanına götür. Selamımı söyle. Bizler daima inayet-i ilahiye altındayız. Sen nereye gitsen yanında bir arkadaş edin. Hiç merak etme.’’

Netice itibari ile Kore’de çok sayıda kilise, ayrıca inançsız insan görmek ve İslamiyet’in henüz fazla yayılmamış olduğuna şahit olmak bizi üzse de; Seul Camii’nde muhatap olduğumuz “arayan” insanlar bize bütün ülke hakkında ümit verdi biiznillah.

Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabatı içinde en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır.”

Malezya Nur Talebeleri

www.MalaysiaNur.com

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: