Hayatı Azaba Çeviren 2 Şey; Korku ve Evham

Bu salgın hastalıklar konusunda bir diğer nokta ise şudur ki; insanların evhama kapılması ve yersiz korkmalarıdır.

Bu konuyu daha iyi anlamak için Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin Mektûbât eserinde verdiği şu misal bize örnek teşkil etmektedir;

«Bir zaman –Allah rahmet etsin– mühim bir zat kayığa binmekten korkuyordu. Onun ile beraber bir akşam vakti, İstanbul’dan köprüye geldik. Kayığa binmek lâzım geldi. Araba yok. Sultan Eyyüb’e gitmeye mecburuz. Israr ettim. Dedi: “Korkuyorum, belki batacağız!” Ona dedim: “Bu Haliç’te tahminen kaç kayık var?” Dedi: “Belki bin var.” Dedim: “Senede kaç kayık gark olur.” Dedi: “Bir iki tane, bazı sene de hiç batmaz.” Dedim: “Sene kaç gündür?” Dedi: “Üç yüz altmış gündür.” Dedim: “Senin vehmine ilişen ve korkuna dokunan batmak ihtimali, üç yüz altmış bin ihtimalden bir tek ihtimaldir. Böyle bir ihtimalden korkan; insan değil, hayvan da olamaz!”

   Hem ona dedim: “Acaba kaç sene yaşamayı tahmin ediyorsun?” Dedi: “Ben ihtiyarım, belki on sene daha yaşamam ihtimali vardır.” Dedim: “Ecel gizli olduğundan her bir günde ölmek ihtimali var, öyle ise üç bin altı yüz günde her gün vefatın muhtemel. İşte kayık gibi üç yüz binden bir ihtimal değil belki üç binden bir ihtimal ile bugün ölümün muhtemeldir, titre ve ağla, vasiyet et!” dedim.

   Aklı başına geldi, titreyerek kayığa bindirdim. Kayık içinde ona dedim: “Cenab-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip için değil! Ve hayatı ağır ve müşkül ve elîm ve azap yapmak için vermemiştir. Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hattâ beş altı ihtimalden bir olsa ihtiyatkârane bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimal ile havf etmek evhamdır, hayatı azaba çevirir.”» (Mektubat, s 470-471)

Bu misalde çok güzel bir şekilde olaylara nasıl bakmamız gerektiği ifade edilmiştir.

Buradan aldığımız derse binâen, Koronavirüsten dolayı evham ve korku yapanlara biz de diyoruz ki; “Ecel gizli olduğundan her bir günde ölmek ihtimalimiz var, öyle ise eğer on yıl daha yaşayacağımızı düşünüyor isek üç bin altı yüz elli günde her gün vefatımız muhtemeldir, ihtimal dairesindedir. İşte bu Koronavirüs gibi üç yüz binden bir ihtimal değil belki üç binden bir ihtimal ile bugün ölümün muhtemeldir, titre ve ağla, vasiyet et!” İşte işin hakikati budur.

 

Virüsün insanlara bulaşma ihtimali yüzdelik olarak bakılınca az bir ihtimaldir. Fakat ölümün geleceği ise kat’idir, kesindir. Bunun oranı ise bütün insanlar için “%100” oranındadır. Öyle ise ölümden sonraki hayat için bize lazım olan şeylere çalışmalıyız, tabi dünyadan da hissemizi (nasibimizi) unutmadan. (bkz. Kasas Sûresi, 77. Âyet ve Meâli)

Ve unutmamak gerektir ki; “Cenab-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip için değil!” Misal olarak; kaza yaparım düşüncesi ile trafiğe hiç çıkmamak, virüs bana bulaşır korkusu ile haddinden fazla abartılacak şekilde korunmaya çalışmak, ‘ya batarsa’ deyip gemiye binmemek, çok zayıf düşme ihtimalinden dolayı uçağa binmemek gibi meşru olmayan abartılı korkular hayatı korumaz, aksine hayatı çekilmez hale getirir. Hayatı o kişiye zehir eder. Korku damarının insana hayatı korumak için verilmesi ve hayatı tahrip etmek için verilmemiş olmasındaki hakikat budur.  Vesselâm…

Abdulkadir Çelebioğlu

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: