Hayırlı Eş, Huzurun Başlangıcıdır – Hz.Ali (r.a)

Mü’minin aile ve evliliğe bakışı, her şeyden önce ibadet nazarıyladır. O, rabbinin haklarında; “Onlar ki, ey Rabbimiz derler. Bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözbebeğimiz olacak (salih insanlar) ihsan et. Bizi takva sahiplerine rehber kıl” (Furkan, 25/74) buyurduğu övülmüş kullardan olmak için evlenir. O, Peygamberin, ‘Evlenin, çoğalın.” tavsiyesinin bir gereği olarak ve “Allah, kendisine Saliha bir eş lutfettiği bir erkeğe dininin yarısında yardım etmiştir. Diğer yarısı için de Allah’tan korksun ve takva dairesinde yaşasın” (Keşfu’l-Hafâ, 2/313)

Hz. Peygamber, hanımlarıyla aralarındaki sevgi bağlarını pekiştirecek, yakınlığı artıracak tarzda senli-benli olurdu. Bunun en güzel örneklerinden biri, Hz. Âişe ile evliklerinin ilk yıllarında yaptıkları koşudur. Validemizin anlattığına göre, Resûl-i Ekrem (s.a.s), bir sefere giderken, yanına Hz. Âişe’yi almıştı. Yolda yürüyorlardı. Hz. Peygamber yanındaki sahabilere, siz yürüye durun, buyurdu. Sahabiler, bir hayli gittikten sonra Hz. Aişe’ye ‘Yarışalım mı?’ diye sordu. Hz. Âişe de bu teklifi severek kabul etti. Yarıştılar; genç ve enerjik Hz. Âişe yarışı kazandı.

Aradan yıllar, geçtikten sonra, yine bir seferde beraberdiler. Hz. Peygamber yine; ‘Yarışalım mı?’ diye sordu. Hz. Âişe, bir zamanlar yaptıkları yarışı hatırlayarak teklifi memnuniyetle kabul etti. Yarıştılar, bu defa da Hz. Âişe kaybetti. Çünkü kendi ifadesiyle söyleyecek olursak, kilo almış ve biraz şişmanlamıştı. Hz. Peygamber gülerek, ‘Bu, vaktiyle kazandığın müsabakanın rövanşıdır.’ buyurdu” (Müsned 6/39, 264; Ebû Dâvud, cihad 61)

Mü’min erkek ve hanımlar, huzur ve mutluluğun yerinin kalp olduğunu; birtakım manevî rahatsızlıklarla malûl insanların hiçbir şeyle, hiçbir kimseyle tatmin olamayacağını da bilmektedirler. Kalb, Rasulullah (s.a.s.) Efendimiz’in bildirdiğine göre Allah’ın elindedir. Allah, kalbi dilediği yöne çevirendir. Bundan dolayı Efendimiz (s.a.s.) Allah’a yakınlaşmak için çaba göstermemizi ve şöyle dua etmemizi tavsiye ediyor: “Ey kalbleri evirip çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl!” (Tirmizi, kader 7).

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)

“Ahlakını ve dinini (islama bağlılığını) beğendiğiniz biri size talib olarak geldiği zaman, onu (onları) evlendiriniz. Eğer bunu yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve bozgunculuk çıkar.” buyurmaktadır. Buradan anladığım kadarıyla bir çığır açılmış olunur ve bu çığırı işleyenler de açan gibidir.

Bir hadisi şerifte Efendimiz (s.a.v.), evliliğine engel olunan, evliliği güçleştirilen ve bu nedenle evlenemeyen gençler, şehvetleri imanlarını kuşatır da eğerki herhangi bir mekanda herhangi bir şekilde zinaya karışırlarsa, bu girdikleri haramdan, bu işi güçleştirenler de aynen bu günahı işlemiş olacağını anlatmaktadır.

(Ebu Davud- Buhari- Sünen-i Tirmizi)

Peygamber efendimiz (s.a.v.), Saliha bir kadının özellik ve vasıflarından bir kaçını şöyle sıralamaktadır;

“ Mü’min bir erkek, Allah (c.c.) korkusundan sonra, Saliha bir kadından gördüğü hayır kadar başka hiçbir şeyden görmemiştir. Onun yüzüne baktığı zaman huzur bulur. Onun adına hakkında yemin etse, yeminini boşa çıkarmaz. Uzak bir yere gidecek olsa, hem kendini hem efendisini hem de efendisinin malını korur.,” buyurmaktadır.

(İbni Mace- Nikah 5)

Eşler, amel-i ve kalb-i nazarda birbirlerini Allah (c.c.) yolunun gülü gibi görmelidirler ki, yuvanın ve hayırlı bir neslin daimiyeti vuku bulsun.

Ve son olarak bir tavsiyede bulunmak isterim, evlilik yoluna yeni adım atmış nişanlı kardeşlerim, birbirinizi, oruçlu bir kişinin iftar sofrasında ezanı beklediği gibi bekleyin ki, birbirinizin geri çevrilmeyen duası olun. inşaallah.

Şüphe yok ki, Allah (c.c.) en doğru olanı bilir.

Selam Ve Dua İle..

Hatice BAŞKAN

www.NurNet.org