Hiç Bu Merhamet Dini Adına Terör Cinayeti İşlenir Mi?

İlk terör eylemi, Adem babanın oğlu Kabil’le başlamıştır. Zalim Kabil, kardeşi olan masum Habil’i hunharca öldürmüştür. İlk terör eylemini o başlattığı ve adam öldürme çığırını ilk o açtığı için[1], o yolda giden, kan döken her insanın günahından bir pay Kabil’in defterine yazılacaktır.[2]

 Yüce kitabımız Kur’an’da Masum bir insanı haksız yere öldürmek, bütün insanlığı öldürmek,[3] hatta bütün bir kainatı yıkmak kadar büyük bir günah sayılmıştır. Çünkü bir insan, bir kainat demektir.

Üstad-ı Muhterem’ın ifadesiyle “İnsan kainatın bir misal-i musağğarıdır.” Yani küçültülmüş şeklidir. Bu söz, Hz. Ali’nin şu sözünden ilhamını almıştır:

“Sen kendini küçük bir cirim sanıyorsun. Halbuki büyük alem olan kainat sende saklanmıştır.”

Koca incir ağacını, minnacık çekirdeğinde saklayan Allah’a, hiç kainatı  insanda toplamak ağır gelir mi? İnsanı açmış, kainat haline getirmiş; kainatı toplamış, insan yapmıştır.

Bir insan, bir kainattır. Kainat onun için yaratılmış ve ayarlanmıştır. O, Allah katında bu kadar önemlidir. İnsan bir kudret mucizesi, bir sanat harikası, ve bir hilkat acubesidir. İnsan yaratılış ağacının en cami bir meyvesidir.

 “Andolsun, Biz insanı en güzel şekilde yarattık.”[4]

 “Andolsun, Biz adem oğlunu en saygıdeğer bir varlık yaptık.”[5] ayetlerini Yüce Yaratıcı onun için söylemiştir.

 Bu keyfiyetinden dolayıdır ki, Hadis-i şerifte: (“İnsan binasının mimarı Allah’tır); insan Allah yapısıdır, kim o binayı haksız yere yıkarsa (dünyada ve ahirette) hep lanetle anılacaktır.”[6] buyurulmuştur.

Bir mü’mini kasden öldürmek ise

“Kim bir mü’mini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedi kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”[7]

Ümmetin allamesi İbn–i Abbas ve bazı alimler bu ayeti kasten bir mü’mini öldüren kimsenin tevbesinin kabul olunmayacağı ve ebedi cehennemlik olduğu şeklinde tefsir etmişlerdir.[8] Ayrıca masum bir insanı öldürmek Allah’a şirk koşmakla birlikte zikredilmiştir.[9]

İslam’da terörün olmadığına dair deliller

 İslam’da terörün olmadığına dair deliller hesaba gelmez. Biz onlardan sadece birkaç tane arz edeceğiz:

 1-İslam dünyaya ilan etmiştir:

لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ ٌ

“Dinde terör (zorlama ve zorbalık) yoktur.”[10] Ne birey terörü, ne gurup terörü, ne de devlet terörü, hiç biri yoktur.

نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ وَمَا أَنتَ عَلَيْهِم بِجَبَّارٍ فَذَكِّرْ بِالْقُرْآنِ مَن يَخَافُ وَعِيدِ

2-“Biz onların dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur’an’la öğüt ver.”[11]

لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ

3-“Sen, onların üzerinde bir zorba değilsin.”[12]

4-Terörle İslam bağdaşmaz. Karanlıkla ışığın bağdaşmadığı gibi. Işık varsa, karanlık yoktur, karanlık varsa ışık yoktur. İslam varsa, terör yoktur, terör varsa İslam yoktur.

 -Neden islam terörle bağdaşmaz?

 Çünkü İslam, Allah’ın kanunudur. İslam’ı gönderen Allah, Kendisini “Erhamürrahimin”,[13] yani “Merhametlilerin En Merhametlisi”, olarak ilan etmiş, İslam’ı uygulayan Peygamberini de “Rahmetenlilalemin”[14] yani “Alemlere Rahmet” bir peygamber olarak göndermiştir.

 Böylesine mübarek kaynaklardan gelen bir dinden hiç terör çıkar mı? Çıkmaz. Böyle bir dine mensup bir Müslüman hiç terörist olur mu? Olmaz.

 5- Yüce Allah, nafileleriyle beraber kılınırsa günde beş vakit namazda 40 defa Besmele’yi ve Fatiha’yı okutturuyor sevgili kullarına.

-Neden?

-Ta ki Müslüman anarşist ve terörist olmasın. Çünkü Besmele ve Fatiha’da Allah’ın Rahman ve Rahim isimleri vardır. Mükafat ve ceza yurdunun ihtarı vardır.

Fatiha’yı ve Besmele’yi okuyan, alemlerin Rabbi olan Allah’ın Rahman ve Rahim isimlerini görecek, o iki isim ona iki meme gibi şefkat ve merhamet sütünü sunacaktır.

“Malik-i yevmiddin” ifadesi ona hesap gününü hatırlatacak, yüreğini hoplatacaktır.

“İyyake nabüdü ve iyyake nestain”ifadeleriyle bütün varlıkların ibadette olduğunu görecek, onların safına katılacak, onlarla beraber hayırda kalmak ve şerre alet olmamak için Allah’tan yardım isteyecektir.

Fatihadaki “ihdinassıratelmüstekim”, ifadesiyle Allah’ın razı olduğu yolda kalmak, yolsuzluğa ve hırsızlığa bulaşmamak için Allah’tan yardım isteyecek, bu ifade aynı zamanda ona kıldan ince, kılıçtan keskin olan sırat köprüsünü hatırlatacak, sırat köprüsünden düşmemek için, İslam yolundan düşmemeye ve dürüstlükten ayrılmamaya dikkat edecektir.

“En’amte aleyhim” ifadesiyle Allah’ın nimet verdiği, eliyle-diliyle kimseyi incitmemiş yumuşak kullardan biri olmayı Allah’tan isteyecek,

Ğayrilmağdubi aleyhim veleddallin” ifadelerinden azıp-sapan, lanete ve azaba müstehak hale gelen kullardan olmamak için Allah’ın dergahına sığınacaktır.

 Günde kırk defa Besmele ve Fatihadan bu dersi ve ihtarı alan insan cana kıymak, boğaz kesmek, ırza tecavüz etmek, diri diri insan yakmak, canlı bomba olup kendiyle beraber bir çok masum insanı havaya uçurmak gibi rezilliklere tenezzül etmez. Bunları yapabilmesi için Müslümanlıktan çıkmış olması lazım.

Allah, haşa yalan söylemez. Sözünde yalan olmayan Allah, bakın, namazın terör ve ahlaksızlık zehrine karşı nasıl bir panzehir olduğunu ortaya koyuyor:

 

اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

“Kitaptan sana vahyolunanı oku ve namazı ayağa kaldır, dosdoğru kıl. Şüphesiz namaz, şehvete dayalı günahlardan, aklın ve dinin çirkin gördüğü her şeyden, her ahlaksızlıktan ve haksızlıktan, anarşi ve terörden insanı uzak tutar.”[15]

 Ayette terör düşmanını gebertecek üç büyük silaha dikkat çekiliyor:

 1-İlim. Kitabı okumak insanı ilme götürür. İlim, insanı Her Şeyi Bilen’e götürür, Her Şeyi Bilene giden teröre tenezzül etmez.

2-Namaz. Namaz, insanı fahşa ve münkerden alıkor, uzak tutar. Terörden de. Çünkü terör de fahşa ve münkerin içindedir.

3-Zikr. Zikir, Allah’ı unutmamaktır. Terör, Allah’ı unutmuşların işidir. Allah’ı hep anan, hep Onunla olan teröre yol bulamaz.

 6-İslam, kemaldir, nimettir,[16] rahmettir,[17] ilimdir, hikmettir, güzel öğüttür,[18] yumuşak sözdür,[19] selamdır,[20] barıştır,[21] kardeşliktir,[22] aftır, istiğfardır,[23] sabırdır,[24] öfkeyi yutmaktır,[25] ihsandır,[26] cömertliktir, infaktır,[27] iyilikte ve takvada yardımlaşmadır,[28] isardır,[29] diğergamlıktır, ihlastır,[30] iyiliği emretme, kötülükten sakındırmadır,[31] eliyle diliyle kimseyi incitmemektir, haktır, hukuktur ve adalettir.[32] Nefsin heva ve hevesini değil, Allah’ın rızasını ve arzusunu tercih etmektir.

 7-Şiddeti tamamen yasaklayan hadis:

 Bir hadis vardır ki, o da Müslüman’a tamamen şiddeti yasaklamakta ve haram kılmaktadır. O da şudur: “Müslüman, eliyle, diliyle başkasına eziyet etmeyen, şiddet uygulamayan insandır.”[33]

 Şimdi soralım:

 -Böyle bir din terörist mi yetiştirir, yoksa şefkat kahramanı mı?

-Elette şefkat kahramanı. Hatta teröristi bile şefkat kahramanına dönüştürür.

 Misal:

 Bir kaç adam öldürüp hapishaneye düşen bir insan, hapishanede bulunan bir mürşidin irşadıyla dinini öğrenme fırsatını bulup namaza başlamış. Günlerden bir gün, bu birkaç adam öldüren mahkum canını inciten tahta kurularını yakalamış, hapishanedeki din alimine götürüp sormuş:

 -Efendim, bunları öldürsem günaha girer miyim?

 İşte din insanı bu hale getiriyor. Bu adama biz, küçük yaşlarda bu dini öğretseydik, hakiki namaz nedir, onu belletseydik; belki ne o katil olup hapishaneye düşecekti ve ne de onun vurduğu insanlar vakitsiz mezara girecekti.

 Şiddet, müslüman’ın işi değil, cahiliye toplumunun ve cahiliye devri adamlarının işidir.

 Yukarda terörün bir adı da şiddettir, dedik. Şiddet, İslam öncesi cahiliye toplumunun işi idi. Akif’in: “Bir insan dişsiz mi, onu kardeşleri yerdi” mısrası, o devrin şiddet ve vahşetini anlatmaktadır.

 İslam’dan önce şiddet vardı, zorbalık vardı. İslam geldi şiddeti kaldırdı.

Kız çocuklarına ve kadına yönelik şiddeti kaldırdı. Ana-babaya, eşe-arkadaşa, kadına-kıza, kardeşe-komşuya, havaya-toprağa, ağaca-kuşa, bitkiye-hayvana, denize-ormana kısaca çevreye şiddeti kaldırdı.

 İslam, zaten şiddeti, başıboşluğu ve adaletsizliği kaldırmak için gönderilmişti. Biz bu söylediklerimizi iki madde de özetleyebiliriz. Bu iki madde aynı zamanda İslam’ın özetidir. Daha doğrusu İslam insanlıktan iki şey istemiştir:

 1-Allah’ın emirlerine hürmet,

2Allah’ın yarattıklarına şefkat.

 Ana-babaya şefkat, eşe-arkadaşa şefkat, kadına-kıza şefkat, kardeşe-komşuya şefkat, havaya-toprağa şefkat, ağaca-kuşa şefkat, bitkiye-hayvana şefkat, denize-ormana şefkat, kısaca çevreye şefkat. İşte İslam budur.

Hayvanlara eziyeti yasakladı.[34]  Kesmek üzere bir koyunu bağlayıp, koyunun gözü önünde bıçağını bileyen şahsa Hz. Peygamber: “Onu defalarca öldürmek mi istiyorsun?”[35] diyerek çıkıştı. Kediyi hapsedip, aç ve susuz bırakarak ölmesine sebep olan bir kadının bu sebepten cehenneme girdiğini[36]; susuz bir köpeye su verenin bu amelinden dolayı cennete gittiğini,[37] söyledi. Yeni doğum yapmış yavrularını emzirmekle meşgul bir köpek ve yavruları rahatsız olmasın diye onların başına nöbetçi dikti, ordusunun yolunu değiştirdi. İşte İslam budur.

HAKİKİ MÜSLÜMAN

Yukarda anlatılan şefkat ve nezaket, hakiki Müslüman’ın şefkat ve nezaketidir. Hakiki Müslüman, “Yaratılanı YARADAN’dan ötürü severiz.” sözünü laf olsun diye söylemez. Gerçekten Yunus olur, Yunus gibi söyler, Yunus gibi sever. Hatta sevmediği, zarar gördüğü Müslümanları da affeder, affıyla onları yeniden kazanmaya çalışır.

Hakiki Müslüman:

“Kazanda su kaynasa sanki ben pişiyorum,

  Bir kuş bir kuş öldürse ben can çekişiyorum.” Der.

İşte hakiki Müslüman’ın hali ve karakteri budur. Nerde şimdi bunlar? Bu kadar şefkatli Müslümanlar nerde?

Bunlar ya yok oldu veya çok azaldı ki Akif:

“Kaç hakiki Müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir.”

dedi.

SÖZÜN ÖZÜ

Vahşetten, türlü türlü sahtekarlıklardan ve terörlerden kurtulmanın çaresi,hakiki Müslümanlığa dönmektir. Çocuklarımızın kafasına ve kalbine Allah sevdasını ve korkusunu işlemektir. Eğitimi, İslam terbiyesiyle ve Peygamber ahlakıyla eğitmek ve yoğurmaktır. (devam edecek)

Not: Son terör olayında ve diğer terör olaylarında dünyadan ahirete irtihal edenlere Cenab-ı Haktan rahmet ve şehadet, yakınlarına ve milletimize de sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

Dr. Vehbi Karakaş

Risale Ajans

[1] İlgili hadis şöyle:“Bir kimse İslam’da güzel bir çığır açar da, kendisinden sonra onunla amel edilirse, o kimseye bu çığırla amel edenlerin ecri kadar sevab yazılır. Amel edenlerin ecirlerinden de bir şey eksilmez. Ve her kim islam’da kötü bir çığır açar da kendinden sonra onunla amel olunursa, o kimsenin aley­hine- bu çığırla amel edenlerin günahı kadar- günah yazılır. Amel edenlerin günahlarından da birşey eksilmez” (Müslim, İlim, 15).

[2] Buhaari, Cenaiz 33; Müslim, Kasame 27 (3104)

[3] Bir insanı hayata kavuşturmayı da bütün insanlığı hayata kavuşturmakkadar büyük bir sevap saymıştır. (bkz. Maide, 5/32)

 [4] Tin, 95/5

[5] İsra, 17/70

[6]

[7] Nisa, 4 / 93

[8] Taberi, Camiu’l-Beyan, 4 / 295; İbn-i Kesir, Tefsirü’l-Kur’ani’l- Azim, 2 /332

[9] Furkan, 25/68; Enam, 6/151

[10] Bakara, 2/256

[11] Kaf, 50/45

[12] Ğaşiye, 88/22

[13] Enbiye, 21/83

[14] Enbiya, 21/107

[15] Ankebut, 29/45

[16] Bkz. Maide, 5/3

[17] Bkz. Neml, 27/77; Rum, 30/21; Zümer, 39/35; Ğafir, 40/7

[18] Bkz. Nahl, 16/ 125

[19] Bkz. Taha,  20/44

[20] Bkz. Nisa, 4/94

[21] Bkz. Nisa, 4/128

[22] Bkz. Hucurat, 49/10

[23] Bkz. Al-i İmran, 3/159

[24] Bkz. Zümer, 39/10; Bakara, 2/153

[25] Bkz. Al-i İmran, 3/124

[26] Bkz. Bakara, 2/127; Nahl, 19/90

[27] Bkz. Bakara, 2/3, 215, 219, 261262,265, 274; Al-i İmran, 3/117, 134

[28] Bkz. Maide, 5/2

[29] Bkz. Haşr, 59/9

[30] Bkz. Zümer, 39/3

[31] Bkz. Bakara, 2/44; A’raf, 7/157; Al-i İmran, 3/104, 110, 114

[32] Bkz. Nisa, 4/58; Maide, 5/7

[33] Buhari, İman 4, 5, Rikak 26; Müslim, İman 64, 65. Ayrıca bk. Ebu Davud, Cihad 2; Tirimizi, Kıyamet 52, İman 12; Nesai, İman 8, 9, 11

[34] Heysemi, Mecmaü’z–’Zevaid, 9/9

[35] Hakim, Müstedrek, 4/231

[36] Buhari, Bed’ü’l–Halk 17; Müslim, Birr 151