Hikmetle yaratılanlara bakıp ders alalım

Allahın sonsuz kuvvetine bak: bütün yiyecekleri, basit topraktan yaratıyor. Hatta daha verimli olması için, buğday tarlasına hayvanların tezeklerinin gübresini atarız, daha çok verim alırız. O buğdayın unundan yapılan ekmeği veya böreği yerken hiç kimse tiksinmez. Çünkü büyük Allah onu dezenfekte etmiş. Allah gübre pisliğinden kullarına asla yedirmez. Affedersiniz! Tavuğun pisliği çıktığı yer olan kıçından çıkan yumurtayı hiç tiksinmeden yeriz. İneğin sütünü içerken, aman ya dışkısından, kanından süte karıştırmış ise demeden rahatlıkla sütü içeriz. Evet akıllı insan Allahın yarattıklarında rahatlıkla, Allahı görür.

İnsanın BÖBREKLERİ: 1.200.000 filitreye sahip. İnsanın GÖZÜ: 576 megapixele sahp. İnsanın Kuvve-i HAFIZASI 2.5 milyon GB. İnsan Ömür boyunca 250.000.000 defa atan KALBE sahip. İnsanın vücudunda 100.000 DAMAR AĞI mevcut. Bu paha biçilmeyecek kadar değerli olan organları bir avuç topraktan yaratan ALLAHA ne kadar şükretsek azdır. Kardeşler insan 1×2 m. büyüklüğünde olan kapıyı bir marangoza, biri diğerine benzememek şartıyla 1000 tane kapı yaptıramaz. Akıllı insan bunu yapamazken nasıl oluyor da 20×20 cm büyüklüğünde insanların yüzleri, hazreti Ademden günümüze kadar bütün insanları karşına alsan, göreceksin ki %100 hiçbir insan biri diğerine benzemiyor. Akıllı insan biri diğerinde farklı 1000 tane kapı yapamazken; nasıl oluyor da aklı yok, görmesi yok, işitmesi olmayan tabiat  milyarlarca insanı biri diğerinden farklı yapabiliyor? Aklı başında olan kardeşlerim! Buna ne dersiniz? Tabii ki bunu ancak Allah yapar diyeceksiniz. Tekrar ediyorum, bunu tabiat değil, yapsa yapsa ancak Allah yapıyor.

Aman kardeşler, yapıp ne yapıp, tabiatçıların safsata fikirlerini kabul etmeyelim. Allah korusun, eğer kabul edersek: Allahın biz müslümanlara vaad ettiği sonu olmayan mutluluk yeri olan cenneti kaybetmiş oluruz. O kadarla da kalmaz kendimizi cehennem ateşinde yanmak için cehenneme bir odun yapmış oluruz.

Bakalım her şeyin üstün ve daha hikmetle bir varlık yaratılmış olduğumuz biz insanları Allah meni-spermden olan bir hücreden nasıl insan yaratmış. Öyle sanatlı yaratmış ki akıllı insanı hayrette bırakıyor. Bu insan kendi kendine oldu demek, aptallıktan başka değildir. Bu insanı Allah ufak tefek ibadetle mükellef kıldığı için o vazifeden kendini kurtarmak için, bazı ahmaklar dini terk edip, tabiat yaptı safsata fikirsizliğine sapıyorlar? Çok üzücüdür din kültürü almayan anne babalar evlatlarına din terbiyesi vermemekle, hiç çekinmeden evlatlarını cehennem ateşinde yanmak için birer odun hazırlıyorlar.

Arıların bal yaptığını bilmeyen, görmeyen birine, arıyı göstererek bu sinek bal yapar desek; siz söyleyin inanır mı? İnanmaz. Ama yarım kilo bal için arı 38000 km. yol kat ediyormuş. Çiçeklerden yalnız zehirli olmayan kısmını alıyor, yolunu hiç kaybetmeden petekteki yuvasına geliyor, buluyor. Böylece arı işine devam ediyor. Peki, aklı başında olan insan merak etmez mi? Bu arıya bu işleri kim öğretti. Bir kuvvet tarafından bu böcek yönetilmeseydi, bal gibi balı arı yapabilir miydi? Hiç İmkânı yok! Ama siz söyleyin kaç kimse bunu böyle düşünüyor. Düşünen kimsenin muhakkak imanı kuvvet bulur, ama mealesef, bunu düşünen çok az kimse.

AKILSIZ GÜNEŞ İLE DÜNYAMIZIN DENGESİ
Işık saniyede 300.000 km. hızla gidiyor. Güneşin ışığı dünyamıza 8 dakikada ulaşıyor. Güneş ile dünya arasında 144.000.000. km. mesafe var. Bu mesafe 143.000.000 olsaydı Güneş bizi yakar kül ederdi. Mesafe 145.000.000 km. olsaydı bizi dondurur idi. Bu dengeyi Allahtan başka elinde kim tutabilir. Güneş dünyanın çevresinde saatte 108.000 km. hızla gider. Dünyamız elips şeklinde olduğundan giderken bir yerde 27 derece eğilir 23 dakika öyle gider. 

Bir kilo balın olması için 40 bin Arı’nın 6 milyon adet çiçeği dolaşması gerekirmiş. 5 vakit namaz abdest ile beraber; günde 45 dakika, haftada 6 saat, ayda 1 gün, yılda 12 gün alır. Her gün ölme ihtimali olan insan, 15 yaşından sonra eğer ömrü varsa 60 yaşına kadar (45 sene içinde) toplam 1,5 sene namaz kılıyormuş.

Peki namaza vaktim yok derken; ömrünün yarısı uykuda, 20-25 senesi çalışmakta, kalan kısmı yemek, gezmek, muhabbet, tuvalet ve internetteyken; hayatımızda en az vakit alan namazı kılmak ne sebepten bize zor geliyor?

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır