Hizmet Sırrı

Yaptığımız, bilhassa hususi kurban, zekat, hac gibi ibadetlerimizi Cenab-ı Hakka şahsi manevi adına taktim etmeliyiz. Risale-i Nur Külliyatında verilen örneklere baktığımızda bunun mutlaka böyle olması gerektiğini idrak etmek zor değil. Şahsi manevinin azalarıyız. Fabrikanın çarkları hükmündeyiz. Geminin hademeleriyiz. Bu asırda insanı kamil’i Risale-i Nur talebelerinin şahsi manevisi temsil edebilmektedir. Risale-i Nur talebeleri Allah’ı hakkıyla bilir ve itaat ederler.

Risale-i Nur talebeleri vücudun azaları gibidir. Kimi el gibidir alır, taşır, getirir, götürür,kimi ayak gibidir gider, gelir, kimi ağız gibidir anlatır, kimi kulak gibidir dinler, hepsinin toplamından bir vücut meydana gelir yalnız başına sadece vücudun bir azasıdır. Bu zamanda insanı kamil özellikleri bir tek kimsede toplanmaz. Bu hizmet saadeti ebediyeyi netice veriyor. Burada fabrika çarkları örneği mükemmel ötesi. Çarkı gözümüzün önüne getirelim, bir diş bir boşluk vardır ve fabrikanın çalışması için çarkların hareket etmesi gerekir, çarkların hareket edebilmesi için bir çarkın boşluğunu diğer çarkın dişi doldurması icap eder,yani hizmetin devamı için bir kardeşin eksiğini, noksanını diğer kardeş tamamlar boş bırakmaz.

Burada hizmette en önemli şeylerden birinin kitap okumak olduğunu hatırlatmadan geçemeyeceğiz. Geminin hademeleri örneği fabrika çarkı örneğinde aşağı değildir. Hademenin sözlük manası: “bir işyerinde temizlik ve ayak işlerine bakan kimse, odacı” diye yazar. Risale-i Nur talebeleri, yolcu gibi istirahat edemez, seyahat etmek için orada değildir, hademe, geminin yoluna devam edebilmesi için elinden geldiği kadar gayret ettiği gibi yolcuların rahat ve güvenli bir şekilde seyahat etmeleri içinde aynı azimle çalışır.

Adem(as) ‘dan bu zamana kadar Risale-i Nur talebeleri hariç, hiç bir cemaat, az bir meşekatle çok büyük mükafat kazanmamıştır. Sebebine gelince. Zamanın ehemmiyeti, tahribatın dehşeti, ahir zaman fitnesi, Risale-i Nuru ehemmiyetli hale getirmiştir. Hz Ali(ra) taa 1400 yıl önce Risale-i Nur u görmüş. Uzaktan küçük şeyler gözükmez, 1400 yıl öteden görülebildiğine göre Risale-i Nur çok büyük bir şey.

Burada çok önemli bir şey daha var. Geminin hademelerinin gemi sahibiyle anlaşması vardır, hademenin görev tanımı ve alacağı ücret bu anlaşmanın içerisinde yer alır. Risale-i Nurun neticesi, kazandırdıkları için bin can feda edilir. Bütün bunların olabilmesi için en başında söylendiği gibi şahsı manevinin olması gerekmektedir.  Şahsi maneviyi bozan şeyler nedir? Bunu bilmeliyiz.

Birincisi tenkit etmek.
İkincisi de Faziletfuruşluktur. (Faziletfuruş: kendini salih ve manevi makam sahibi görüp başkalarından saygı ve hürmet görme arzusudur. )
Aynı vücudun azaları birbirini tenkit etmez, tenkit ederse vücut tahrip olur hatta ölür. Kalp ruhun ayıbını görmez, aynen öylede hizmette kimseye olumsuz, kırıcı, tenkit edici vaziyet alınamaz , alınmamalı. Hizmette bazı kardeşler büyük işler yapar, bazıları küçük, ne büyük küçüğe, ne küçük büyüğe faziletfuruşluk yapamaz, çünkü hizmette büyük iş küçük iş yoktur, hangi iş makbul hangisi muvaffakiyetli bilinmez.

Ebul Vefa hazretleri vefatına yakın kavuğunu masaya koymuş, – Kavuğumu kim kaldırırsa benden sonra benim yerime o geçecektir. Alleme talebelerden kimse kaldıramaz ama, çaycılık yapan talebe kavuğu kaldırır ve başına koyar. Hizmet için, netice için, ihlas sırrı için Tesanüt ve hakiki ittihada mecburuz, hoşumuza gitsin gitmesin. Sırrı ihlassız uhuvvetsiz hizmet sahte para gibidir, ahirette geçmez.

Allah(cc) hepimize bu sırları anlamayı yaşamayı nasip etsin. Amin.

Çetin Kılıç
Kaynak :
Risale-i Nur Külliyatı.
Murat Dursun sohbeti

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: