Hollandalı Corriene 16 yaşında Müslüman Oldu

16 yaşında Müslüman olan Hollandalı bir bayan Corriene (Nisanur), Müslüman ülkelerden Hollanda’ya gelen Müslüman işçilerin yaşayış tarzları ve yaptıkları yanlışlar sonucunda İslâma karşı fikirlerinde değişiklikler olan, fakat hiçbir zaman içinden atamadığı “Ben kimim? Nereden geliyorum? Nereye gidiyorum? Bu dünyada vazifem ne? Niye namaz kılıyoruz? Nasıl Allah rızasını kazanmalıyız?” gibi sorulara daima cevap arayışında olan bir insan. Ne var ki, bulamadığı her cevap için umutsuzluğa düşmüş. Etrafındaki Müslümanlara sorduğunda, onlardan da cevaplar alamamamış ne yazık ki. Etrafında gördüğü Müslümanların yaşayışlarını İslâma göre değil de, İslâmı kendilerini uydurduklarını görmesi onu daha da içinden çıkılmaz bir duruma sokmuş. Tâ ki, Flemenkçe’ye çevrilen Risale-i Nur’dan Küçük Sözler’i (Korte Worden) buluncaya kadar. Sonunda, aradığı soruların cevaplarının açık ve net bir şekilde bu eserde yer aldığını görmüş. Okuyunca hayatı değişmiş. Ve şimdi o, Rotterdam İslâm Üniversitesi tarafından Risale-i Nur eserlerinin Flemenkçe diline çevrilmesi işinde tashih çalışmalarında ve aynı zamanda tercüme ekibinin içinde bulunmaktadır. Bu konuda verdiği teşvik ve şevklerden dolayı Sn. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz Hocamıza da ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz, Allah ebediyen razı olsun.
Şimdi, hayatını Nisanur hanımdan dinleyelim…

Ne zaman ve nasıl Müslüman oldunuz?
Ben daha önce Katolik olan, daha sonra dinini terk eden bir ailenin çocuğuydum. O yüzden dinsiz bir yaşantım oldu. 16 yaşına geldiğim zaman, biliyordum ki bazı şeyler olmalı, bazı şeyler hayattan daha önemli olmalıydı, fakat sorularıma cevap verecek kadar dinler hakkında yeterince bilgim yoktu. O zaman kütüphaneye gidip, her din hakkında kitaplar aldım. Ve okumaya başladım. Bu kitaplarda çoğu şeyi buldum. Genelde birbirlerine benziyorlardı. Fakat aynı değillerdi, bu da benim tuhafıma gitmişti. Çünkü eğer Allah varsa, farklı dinlerin kitaplarında farklı yazıyordu. Eski bir İncil’i okudum ve sonradan yazılan İncil’e de baktım, farklılıklar vardı, değiştirmişlerdi. Sonra Kur’ân’ı okudum. Bu sefer aradığımı bulmuştum. Daha sonra bütün dinlerin pozitif ve negatiflerini yazdığım bir liste yaptım, sonuçta tek pozitif dinin İslâm olduğunu gördüm. İslâm hakkındaki yolculuğum başladı, daha çok öğrenmek ve bilmek için… Ve kararımı vermiştim Müslüman olmaya.

Peki Müslüman olmanıza ailenizin tepkisi nasıl oldu?
İslâmı seçtikten sonra bunu ailem ile paylaştım. Çünkü okuduklarımı ve davranışlarımın değiştiğini onlar da biliyorlardı. Onların tepkisi ne negatif, ne pozitif oldu. Bana şöyle dediler: “Niye her zaman zor olan yolları seçiyorsun, niye biraz daha normal olanları kabul etmiyorsun?” Bana “Sen özgürsün, kendin için doğru olanı seç, biz kabul ederiz” dediler. Fakat çevremin ve arkadaşlarımın bunu anlayışla karşılaması kolay olmadı, çünkü onlar Müslüman değillerdi. Fakat ben yolumu çizmiştim artık, Müslümandım. Şu an hayatımdaki değişiklikleri görünce hepsi kabul ediyorlar ve onlar da anlıyorlar ki İslâm bana doğru olan yolları gösterdi.

Müslüman olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
Müslüman olduktan sonra ben de hayatımı değiştirdim; okuldaki arkadaşlarımı, disko gibi boş eğlenceleri… Aslında yaşantım daha da zorlaştı, çünkü daha çok öğrenmeliydim ve İslâmı daha iyi yaşamalıydım. Dönüp arkama bakınca hayatımın gerçekten çok değiştiğini görüyorum. Eğer Müslüman olmasaydım, hayatım tamamen boş ve anlamsız olacaktı.

Buradaki Müslümanların yaşayış tarzı nasıl etkiledi sizi?
Bu soru gerçekten benim için zor, çünkü negatif olmak istemiyorum. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, İslâmı daha iyi öğrenmek ve bilmek için araştırmaya başlayınca, sorularıma cevap verecek kimseler yoktu. Sonra Müslüman kişileri aramaya başladım. Sorularıma cevap alabilmek için bir camiden randevu aldım. Oraya gittiğim zaman birkaç bayan beni karşıladı ve onlarla konuştum, sorularım olduğunu söyledim. Fakat sorularıma yeterli cevap alamadım. Sorularımdan bazıları namaz ve başörtüsü gibi. Bana verdikleri cevap sadece “Kur’ân’da yazıyor ve Allah emrediyor”, fakat bu cevaplar benim için yeterli olmadı, çünkü gerçekten anlamak istiyordum, diğerlerini takip etmek değil. Orada bulunan kadın gruplarına katıldım, fakat fazla gitmedim, çünkü orada bulunanlar beni yabancı gördüler, bana ‘Niye buraya geliyorsun? Sen Hollandalısın ve seçme özgürlüğüne sahipsin, sen bizlerden farklısın…” dediler. Açıkçası, istenmediğimi hissettim. Kendi kendime öğrenmeye karar verdim. Biraz zaman geçtikten sonra daha çok Müslümanla tanışmaya başladım, ümit etmiştim birşeyler öğrenirim diye, fakat olmadı. Tanıştığım insanlar namazlarını kılmıyorlar, sadece Cuma günü namaza gidiyorlardı. Ramazan ayında da bazı günler oruç tutuyorlardı. Bu arkadaşlarımdan evlenenler de oldu, fakat kısa zamanda boşanmaları bende merak uyandırdı. Nasıl olur bir Müslümanın hayatı? Alkol kullanmak, barlara veya diskoya gitmek veya diğer kadın ve erkeklerle beraber olmak mı? Fakat bana “Biz Müslümanız…” diyorlardı. Benim okuduğum ile etrafımda gördüğüm Müslüman yaşantısı tamamen farklıydı. Uzun yıllar bu şekilde aramayla devam ettim. Daha sonra bulmuştum. Gerçekten Kur’ân’ın yolunu izleyen, Peygamberimizin (asm) sünnetlerini işleyen, gerçekten Allah için namaz kılan ve ibadet edenler, birbirlerine iyiliği tavsiye edenler ve paylaşanlar vardı. Ne zaman ki onlarla tanıştım, işte o zaman inancım kuvvetlenmeye ve gerçek İslâmı daha çok öğrenmeye başladım. Tamamen kaybettiğim gücümü ve inancımı onlar sayesinde, onların yardımı ve desteğiyle tekrar elde ettim.

“KÜÇÜK SÖZLER”LE ARTIK HERŞEYE CEVAP BULMUŞTUM

Risale-i Nur’u nasıl ve nerede tanıdınız?
Eşim devamlı Risale-i Nur’u okurdu ve akşamları da Risale-i Nur sohbetlerine katılırdı. Sohbetlerden eve geldiğinde benimle paylaşırdı, hangi konuyu okuduklarını, ne konuşulduğunu bana söylerdi. Söylediği herşey bana çok açık ve net gelirdi. O kadar netti ki, kafamdaki sorulara cevap bulmaya başlamıştım. Geçen yıl eşimle sinemaya gittik, Bediüzzaman ve onun talebeleri hakkında bir filmdi bu. Açıkçası benim öğrenme açlığım gittikçe büyüyordu ve eşim bana İngilizce Risale-i Nur eserlerini getirdi, okumaya başladıkca kafamdaki sorular cevaplanıyordu. Yıllardır aradığım cevapları bulmaya başlamıştım. Bu yıl Hollandaca dilinde basılan “Küçük Sözler”i okuduğumda ise, artık herşeye cevap bulmuştum. Niye namaz kılıyorum, niye ibadet yapıyoruz, niye Bismillah diyoruz? Bediüzzaman herşeyi o kadar açıkça anlatmıştı ki, onu sevmemek elde değildi.

RİSALE-İ NUR, KUR’ÂN’I DAHA İYİ ANLAMAMI SAĞLADI

Size nasıl bir etkisi oldu?
Ne zaman Risale-i Nur’u okumaya başladım, bütün sorularıma cevap buluyordum. Sanki aklımı okuyor gibi cevaplar geliyordu karşıma. Verilen bütün örnekler Kur’ân’ı daha iyi anlamamı sağladı. Bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Meselâ, tabiata daha farklı bakmaya başladım, günlük olaylara değişik yönleri ile bakmamı sağladı. Çiçekleri, kuşları, ağaçları farklı yönleri ile gördüm ve gerçekten zevk almaya başladım. “Ne kadar güzel yaratılmışlar” diyordum artık. Bahçede oturup kuş seslerini, onların Allah’ı nasıl tesbih ettiklerini dinlemeye başladım. Fakat hayatımdaki en önemli değişiklik “Niye Allah bizden ibadet yapmamızı istiyor?” sorusunun cevabını bulmam oldu ve namaza başladım. Beni farklı âlemlere götürdü. Uzun yıllar sonra namaz kılmaya başlamak, fakat anlayarak… Geçen bütün yıllar namaz kılmayışımın sebebi, hepsi çok zor, nasıl bulacağım ben yolumu gibi, geçen zamanda bütün bu şeyler bana hissettirdi. Müslüman değil gibiydim, çünkü en önemlisi namazımı kılmamıştım. Namaz kılmaya kesin karar verdim ve kâğıtlara büyük yazılarla nasıl kılacağımı ve hangi sûre ve duâları okuyacağımı yazıp önümde bulunan duvara yapıştırdım ve 2 hafta sonra hepsini ezberlediğimi gördüm.
Ve inanıyorum ki eğer bizler gerçekten istersek, Allah kolaylık sağlıyor bizlere. Ben Arap harflerinin zor olacağını, öğrenemeyeceğimi düşünürken herşey o kadar kolay olmuştu ki… Eğer siz inanır ve güvenirseniz hiçbir şey imkânsız değildir.

İNSANLAR RİSALE-İ NUR’U OKUSALAR, İNANIYORUM Kİ
İSLÂMI DAHA İYİ ANLAYACAKLAR

Sizin hayat hikâyenizi okuyanlara bir mesajınız var mı?
Benim için söyleyecek birşeyler varsa, bu dünyamızın daha iyi bir hayat olması için, bütün Müslümanların dinlerine sahip çıkmaları ve en önemlisi iyi öğrenmeleri ve birbirlerini kardeş bilmeleri ve yardımlaşmasıdır. Eğer insanlar Risale-i Nur’u okusalar, ben inanıyorum ki İslâmı daha iyi anlayacaklardır. Kur’ân biz Müslümanlar için kutsal kitap, ama hepsini gerçek manasında anlayabiliyor muyuz? Ben kendim için söyleyeyim, Risale-i Nur’u okuyana kadar anlamamıştım. Hayatımızdaki çok basit örneklerle (tabiat, sanayi, ekonomi, bilim vb.) benim Kur’ân’ı daha iyi anlamamı sağladı ve Kur’ân’ı bana daha çok sevdirdi. Lütfen imanımızın inkişafı için devamlı okuyalım ve öğrenelim. Allah’a emanet olun. Duâlarınızı esirgemeyiniz.

Röportaj:-Fatih Yeşiltepe / Yeni asya