Hulusi YAHYAGiL Ağabeye Münafıkların Musallat Olması Hakkında

Hulusi YAHYAGiL Ağabeye Münafıkların Musallat Olması Hakkında
Risale-i Nur talebeliğine nasıl tayin oldumSual: 10. Lema’da üçüncüsünde Hulusi Abi’ye atfen anlatılan münafıkların ona bir iki sene musallat olma hadisesini açıklar mısınız.
İşte Hulusi’nin kalbi çendan lâ-yetezelzel idi. Fakat bu vaziyet onu fütura sevkettiğinden şefkatli tokat yedi. Tam bir-iki sene bazı münafıklar ona musallat oldular. Dünyanın lezzetini de kaçırdılar. Hem dünyayı ondan, hem onu dünyadan küstürdüler. O vakit vazife-i maneviyesindeki ciddiyete tam manasıyla sarıldı.
Lem’alar ( 42 )
 Perde altındaki düşmanımız münafıklar, şimdiye kadar yaptıkları gibi, adliyeyi ve siyaset ve idareyi zahirî dinsizliğe âlet edip, bize hücumları akîm kaldığı; ve Risale-i Nur’un fütuhatına menfaati olan eski plânlarını bırakıp, daha münafıkane ve şeytanı da hayrette bırakacak bir plân çevirdiklerine dair buralarda emareleri göründü.
O plânların en mühim bir esası; has, sebatkâr kardeşlerimizi soğutmak, fütur vermek, mümkün ise Risale-i Nur’dan vazgeçirmektir.
Bazı da dost suretinde hulûl edip, korkutmak mümkünse, habbeyi kubbe edip evham veriyorlar. “Aman, aman Said’e yanaşmayınız! Hükûmet takib ediyor” diye zaîfleri vazgeçirmeye çalışıyorlar.
 Hattâ bazı genç talebelere, hevesatlarını tahrik için, bazı genç kızları musallat ediyorlar.
Hattâ Risale-i Nur erkânlarına karşı da, benim şahsımın kusuratını, çürüklüğünü gösterip; zahiren dindar ehl-i bid’adan bazı şöhretli zâtları gösterip; “Biz de müslümanız, din yalnız Said’in mesleğine mahsus değil” deyip, bize karşı perde altında cephe alan zındıklara ve anarşilik hesabına o safdil ehl-i diyanet ve hocaları âlet edip istimal ediyorlar.
 İnşâallah bunların bu plânları da akîm kalacak.
Emirdağ Lahikası-1 ( 125 )
Bu gizli din düşmanları ve münafıklar çoktandır anladılar ki, Nur talebelerinin kefenleri boyunlarındadır. Onları Risale-i Nur’dan ve üstadlarından ayırmak kabil değildir. Bunun için şeytanî plânlarını, desiselerini değiştirdiler. Bir zayıf damarlarından veya safiyetlerinden istifade ederiz fikriyle aldatmak yolunu tuttular.
O münafıklar veya o münafıkların adamları veya adamlarına aldanmış olanlar dost suretine girerek, bazan da talebe şekline girerek derler ve dedirtirler ki: “Bu da İslâmiyete hizmettir, bu da onlarla mücadeledir. Şu malûmatı elde edersen, Risale-i Nur’a daha iyi hizmet edersin. Bu da büyük eserdir.” gibi bir takım kandırışlarla sırf o Nur talebesinin Nurlarla olan meşguliyet ve hizmetini yavaş yavaş azaltmakla ve başka şeylere nazarını çevirip, nihayet Risale-i Nur’a çalışmaya vakit bırakmamak gibi tuzaklara düşürmeye çalışıyorlar. 
Veyahut da maaş, servet, mevki, şöhret gibi şeylerle aldatmaya veya korkutmakla hizmetten vazgeçirmeye gayret ediyorlar. 
Risale-i Nur, dikkatle okuyan kimseye öyle bir fikrî, ruhî, kalbî intibah ve uyanıklık veriyor ki; bütün böyle aldatmalar, bizi Risale-i Nur’a şiddetle sevk ve teşvik ve o dessas münafıkların maksadlarının tam aksine olarak bir tesir ve bir netice hasıl ediyor. Fesübhanallah!..
Hattâ öyle Nur talebeleri meydana gelmektedir ki, asıl hâlis niyet ve kudsî gayeden sonra -bir sebeb olarak da- münafıkların mezkûr plânlarının inadına, rağmına dünyayı terk edip kendini Risale-i Nur’a vakfediyor ve Üstadımızın dediği gibi diyorlar: “Zaman, İslâmiyet fedaisi olmak zamanıdır.” اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى
Tarihçe-i Hayat ( 690 )
Yukarıda ki mezkur ifadeler müvacehesinde ve görüşmelerimiz neticesinde hasıl olan kanaatimizce:
a) Şöhretli zatları Kullanarak Nurlardan vazgeçirmek
b) Nurların aleyhine döndermek için çeşitli desiseler kurmak
c) Hulusi ağabey ile Üstad Bediüzzamanın arasını açmak.
ç) Zındıka komitesinin elemanlarını zahirde hulusi ağabeye dost olması
e) Bediüzzamandan Koparmak mümkün olmayınca sanki bir tarikat şeyhi gibi hava estirmeye çalışmak..
f) mesai yükünü arttırmak.
g) merdne fıtri kahramanlığını, fedakarlığını zirüzeber etmek
bu gibi şekillerde Hulusi ağabey (rh) ile 2 sene boyunca meşgul oldukları anlaşılmaktadır. Yani tekbir hadise değil müteaddid desiseler çevrilmiş.
Muhammed Numan ÖZEL
Kaynak: Yozgatnur