İçinde imanlı nesil yetişecek yuvayı yıkandan Allah razı değil!

Okuyucum aile içi sıkıntılarını şöyle ifade etmiş: Ailemizde birbirimizi suçlama ve itham etme ileri noktaya vardı.

Karşılıklı nasıl muhatap olacağımızı bilemez hale geldik. Bizi tepkisellikten kurtarıp sabır duygusuna kavuşturacak bir anlayış yazısına ihtiyacımız var. Vereceğiniz bilgilerle anlaşmamıza yardımcı olursanız ikimiz de sevinecek, belki de yuvamızı yıkılmaktan kurtaracağız… H. ve B.

******

Bana öyle geliyor ki, aile hayatına İslam kültürüyle bakıldığı takdirde tepkileri azaltıp anlaşmayı sağlayan sabır duygusuna sahip olmak mümkündür. Yeter ki aile hayatına İslam kültürüyle bakılabilsin.

Bu anlayış içinde baktığımızda görüyoruz ki, aile içinde ideal olan, hanımla bey ortak düşüncede ve anlayışta olmalı, verecekleri kararlarını birlikte istişare ile vermeli, ‘evet’lerini, ‘hayır’larını ortaklaşa tespit etmeliler. Biri ötekini sabra zorlamamalı, baskıya maruz bırakmamalıdır. İslam kültüründe ideal aile hayatı budur diye düşünmekteyim..

Ancak idealler ne yazık ki, her zaman gerçekleşmemektedir. Ya bey ya da hanım tarafında farklı mizaç, kültür ve arzular bazen ağır basıyor, bu defa birinin ısrarlı isteğine ötekinin (karşı çıkıp isyan etmesi yerine) sabırla evet deme mecburiyeti doğuyor. Böylece ailede anlayışlı bir sabır kahramanına ihtiyaç ortaya çıkıyor. Bir sabır kahramanı doğması gerekiyor aile içinde..

İşte böyle durumlarda deniyor ki: Sabır her yerde güzeldir ama aile hayatında sabır eşsiz şekilde güzeldir. Çünkü aile hayatındaki sabır, sadece kendisi için değil ailenin tüm fertlerini korumaya yönelik bir sabırdır… Nitekim ailede sabreden hanım ise, cennet hanımlarının ablası makamına yükselebileceği gibi, sabreden bey ise, cennet gençlerinin ağabeyi makamına çıkabilir.

Gazali Hazretleri, Mükaşefe’sinde aile içindeki sabrın böylesine yüksek derecesini şöyle ifade etmektedir:

– Hangi hanım beyinin uyumsuzluğuna sabrederse, Allah o hanıma, Firavun’ın zulmüne sabreden Asiye validemize verdiğine benzer sevap verebilir. Hangi bey de hanımının uyumsuzluğuna sabrederse Allah o beye Eyyub Peygamberin sabrına verdiği sevaba benzer sevap verebilir.

Evet, İslam kültüründe aile hayatında sabır böylesine yüce ve kutsaldır. Hem de bu sabrın içi (Batı’daki gibi) boşaltılmış değil, tam aksine cennet ödülleriyle doldurulmuş sabırdır. İmanlı bir ailede içi sevap dolu bu sabır, zorlanmadan kolayca göze alınabilir. Çünkü göze alınabilecek kadar büyük ve eşsiz mükafatı vardır bu sabrın. Zaten sabrın bu mutlu sonucu, ahiretten önce daha dünyada iken de hissedilir. Yuvada geçim söz konusu olur.

Gazali Hazretleri ailedeki sabrın neden bu kadar önemli olduğunu anlatırken şu mühim noktaya dikkat çekerek der ki:

– Allahu Azimüşşan, içinde imanlı bir nesil yetişecek yuvanın yıkılmasına razı değildir. Mutlu şekilde devamını istemektedir. O yüzden sabırlı beylere Eyyub Peygamber sabrı sevabını, sabırlı hanımlara da Asiye validemizin sabrı sevabını vaat etmektedir…

Aile içindeki sabrın yuvayı kurtaran yüce değerine böylece işaret ettikten sonra gelelim sabra zorlayanla, sabredenin Allah yanındaki önemli durumlarına. Biri hep baskı yapıyor sabra zorluyor; diğeri de hep baskıyı sinesine çekip sabretmeyi tercih ediyor. Sonunda ikisi de bir olur mu adalet sahibi Allah yanında? Bakın sabra zorlayanla sabredenin Allah yanındaki durumuna:

-Ailede sabra zorlayan zalim, sabreden de mazlum sıfatını alır! Allah adalet sahibi olduğundan zalimle mazlumu eşit tutmaz. Zalimin karşısında, mazlumun da yanında olur. Onun için sabra zorlayan iyi düşünmelidir. Çünkü eninde sonunda İlahi adaleti karşısında bulup zorlamasının hesabını verecektir. Sabreden de hiç mahzun olmamalıdır. Çünkü o da eninde sonunda sabrının sevabını alıp sevincini yaşayacaktır…

Sonuç böyle olunca bir düşünmek gerekecek. Zorlamanın azabı mı, sabrın sevabı mı sizi beklemeli? Vicdanınızdan gelen cevap ne diyor, bir dinleyin isterseniz?

Ahmed Şahin / Zaman Gazetesi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: