İki Bayram Gecesinde İbadet

Peygamberimiz (a.s.v.) Ramazan ayı için şöyle buyurmaktadır. “Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azad olmaktır”

Yine bir hadis-i şeriflerinde de şöyle buyurmuşlardır:

“Bir kimse, Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir ve orucun sevabını Allahü tealadan beklerse, geçmiş günahları afolur.”

Sevabını Allah’tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez.

Görüldüğü üzere her vesile ile bizleri ibadete ve ahret amellerine teşvik buyuran Peygamber Efendimiz (a.s.v.) yılın iki bayram gecesinde kalkıp ibadet etmeyi tavsiye ederlerdi. Bu gecelerde uyanık bulunmanın, kalbin uyanıklığına vesile olduğunu bildirirlerdi.

Ramazan bayramı, adeta her gün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder.

Peygamber (a.s.v.) günlük iftarların âdabı bayramda da yerine getirirlerdi, orucunu tatlı bir şeyle açmayı adet edinen Peygamber Efendimiz (a.s.v.) Ramazan Bayramına da tatlı yiyerek başlarlardı. Bayram sabahında hurma gibi bir tatlı almadan evlerinden ayrılmazlardı.

Sa’d bin Evs el-Ensârî anlatıyor:

Resulullah (a.s.v) Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler:

“Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.’’ Buyurmaktadır.

Cemaatler halinde kılınan bayram namazında getirilen tekbirler, akıl, kalp ve ruh üzerinde bulunan gafletin kalkmasına ve Cenab-ı Allah’a şükür vazifesinin yerine getirilmesine en büyük bir vesiledir. Yeryüzünde ki Müslümanların bayram namazlarında beraber getirdikleri tekbirler o anda adeta yeryüzü tek bir ağız ve bir dil, tevhit sesleri ile kâinatı bir semazen gibi vecdeye getirmektedir.

Bayramlar aynı zamanda sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı tezahür eden, fakir ve yardıma muhtaç kimselere yardım elinin uzatıldığı, sevgi ve saygının artmasına vesile olduğu, dargın ve küskünleri bir araya getiren, dar-ı bakaya intikal etmiş kabirlerinden bir dua ve Fatiha bekleyenlere kadar uzan güzel vesilelerden biridir. Ramazan bayramının bir diğer adı da ‘’İydü’l-fıtr’’ yani fıtr bayramı demektir. Bu nedenle  fıtre, zekat ve sadakalarımızı fakir ve yardıma muhtaç olanlara verip bayramın sevincini onlarla paylaşmak umuduyla tüm İslam aleminin bayramını kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim.

Rüstem Garzanlı/ DİYARBAKIR

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: