İlmihallere Sıkıştırılan Din(dar)lığımız!

İmandan sonra en ziyade esas tutulması gereken konu takva ve salih ameldir. İbadet ve muamelatın tanziminde Sünnet ve Âyete dayandırılarak mümkün olduğu kadar azimet, değilse ruhsatla devam eden hayatın disiplin edilmesinde ilmihâllerin yeri çok önemlidir

Medeni Âyetlerin tatbiki ile zuhur eden takva ve amel-i salihin temeli Mekki Âyetlerdir. Mekki Âyetlerle şirkin bütün çeşidinin temizlenmesi ile sağlama alınan temelin üzerine muamelât inşa edildi. Asr-ı Saadetin temelinin sağlamlığını iman konusundaki tahşidatta aramak lazım.

İman her müslümanı ilgilendirirken diğer dini kurallar kişinin ihtiyaç ve durumuna göre bilme sorumluluğu getirir. İlmihâlin bütün konuları genellikle kişiye hayatının her zamanında lazım da olmayacak. Ama teneffüs ve gıdaya her an ihtiyaç hissetmesi kesinliğinde iman konusuna ehemmiyet vermelidir.

İlk ilmihâl muhtemelen İmam-ı Azam’ın Fıkh-ı Ekberi’dir. Bu eser akaid ağırlıklıdır. Köklü bir geleneğe sahip olan ilmihâl geleneği, alanında çok eserler vermiş ve halen de vermektedir. Günümüz ilmihâllerin bahsettiğimiz ihtiyaca cevap vermesi tartışılır bir konudur.

Mevcut ilmihallerle dinin darlaştırılıp, sınırlandırılıp, şekil ve formaliteci dindarlığın doğmasıyla zayıflatılmış din anlayışını netice vermesinden endişeliyiz.

Bin yıl öncesinin gündemi ile tanzim edilen ilmihâl geleneği, imansızlık hastalığı karşısında aslî ihtiyaca göre güncellenerek düzenlenmelidir. Bazı  ilmihâlleri istisna tutarak geneline baktığımızda teferruata çok yer verildiğine şahit oluyoruz. Mesela, Bilmen hocanın 460 sahifelik Büyük İslâm İlmihâli’nin “400 sayfasının namaz, oruç, zekat, hac ve kurbana; ahlaka ve davranışlarla ilgili kurallara da 60 sayfa ayrılmıştır.

İlmihâlde sadece bilgiler verilmemeli yanı sıra hikmet tarafı iman ile tevhid edilmeli. Tasavvufi noktaların bahsinde dikkatli olunmalı. Batılı tasvirden sakınılarak hak anlatılmalı. Hem malûmat fazlalığına ve hem de ihtilafî konulara boğdurmadan doğrudan istikametli olanı nazara verilmeli. Günün bilim ve teknolojisini de istimal ederek yapılan izah asrımız insanınca daha uygulanır olmaktadır. Kişisel farklılığı unutmadan muhatabı geniş ve genel tutmalı. Bilgilerle kuralcılığı değil ihlâsı esas almaya yönlendirmeli. İslâmi eserler ve bilgiler altındaki Âyet ve hadisi nazara verecek şekilde şeffaf olmalı. Aradaki nakilcilere nazarın takılmasına izin vermemeli. Böylece nakilcinin hatasını Kur’an’dan anlaşılmasının önü alınmış olur. Dini ihtiyaçlara cevap veren eserlerde mü’minlerin nazarını doğrudan doğruya Kur’ani mu’cizelikle mezcederek daima imanın ve vicdanın ihtizazını tahrik edip Allah’a tevcih edilmelidir.

Günümüz  gerçeklerine cevap veren, ferdi ve içtimai derinliği olan İslami şuur tesisinde yardımcı olarak insanı Rabbi karşısında imanî şuur, tefekkür derinliğinde kulluk yapmaya vesile olacak bir ilmihâl ihtiyaçtır.  Bunun da şahıslardan ziyade sahalarında ehil, günümüz gerçekliğine vakıf heyet tarafından tanzim edilmesi isabetli olacaktır.

Mehmet Çetin

mehmetcetin.de

15.06.2012.Çiftehavuzlar-Çiğli-izmir