İman insanı her iki yönde yükseltir

Allah çocuğu yarattığı zaman, ona rızık olarak faydası çok olan sütü de yaratıyor, o sütü mükemmel depolara koyup gönderiyor. Amma o yavrunun terbiyesini, imtihan için anne babasının elinde bırakmış. Allah’ımız her şeyi ve çocuğu hiçten yoktan var edip bu dünyaya gönderirken asla ihmal etmeden, çocuğun annesini yavruya sağlam bir hizmetçi, hem de tahmin edilmeyen maddelerden, daha faydalısı olamak imkânsız bir surette rızkını da gönderen Allah’tan başkası olamaz. Babanın ve annenin yani; iki hücreden tek bir hücre olduktan sonra bu insan anne karnında gelişe gelişe ona lazım olan bütün azalar ve duyguların şekli şimali meydana geldikten sonra, 9 ayını doldurduktan sonra, hemen cenin doğuyor. Allahın anne olacak hanıma evladına karşı verdiği şefkat ile, hamilelikte ve doğum esnasında çektiği zahmetlere katlandığı için üzülme şöyle dursun, evlada sahip olduğu için sevinir.

Ondan sonra doğan yavrular biri diğerinde farklı oldukları için, süt emmesi için ağlamakla anneden süt istiyorlar. Gündüz şüyle dursun, geceleyin bile ağlamakla karnı aç olduğunu bazısı 4-5 defa gecede bazısı daha daha fazla annesini uyandırıyor. Allahın çocuğa karşı anneye verdiği şefkat sayesinde hiç üzülmeden rahatsız olmadan yavruyu emzirmek için anne uykusunu bozduğundan ötürü, üzülmek yerine, ne mutlu bana ki sakat olmayan evlat Allah bana hediye etti demekle sevindiğini bildiriyor.

Yavruyu emzirme müddeti iki seneye kadar uzayabilir. Sonra yiyecekleri çiğneyebilmek için Allah yavruya da dişler verir. Zaman ilerledikçe çocuk konuşmayı yarım yamalak sözler ile başlar, gün geçtikçe çocuğun konuşması düzelmeye başlarken anne babanın sevinçleri artar. Çocuğu konuşturmak için sık sık çocuğu dürterler. Çocuk konuşurken bunların zevkleri artar.

Bundan sonra: Gün geçtikçe, anne ve babaya düşen, evlatlara dini terbiye vermek hususunda ilerlemeleri lazım ve çocuğa karşı yalan ve ahlaksız kelimeleri asla konuşmamak icab eder. Anne namaz kılarken kıza da namaz kılmasını öğretmesi için yanına alacak. Baba namaz kılarken veya camiye giderken erkek çocuğunu da yanına alacak. Çünkü, çocuklar çok kopyacıdır. O yavrular beş yaşında oldukları zaman, anne baba eğer Kur’anı Kerimi bilirlerse yavrusuna Kuran kendileri öğretmeye başlamalı. Yok anne baba bilmezlerse, çevrede Kuran öğreten biri varsa ona çocukları göndermeli, eğer çevrede öyle biri yoksa akrabalardan Kuran okumasını bilen biri varsa okutması için onu yalvarıp, göndermek icab eder. Aman kardeşleşler yapıp ne yapıp çocuklarımızı Kuran okumaya karşı cahil bırakmayalım.

Madem ki peygamberimiz aleyhissatu vesselam hadisi şerifinde: “Evlatlarınıza yedi yaşından itibaren namaz kılmalarını emredin. Eğer on yaşına olup namaz kılmazsalar sa (hafıf) tokatlayıp namazlarını severek kılıncaya kadar zorlayıp onlara namaz kılmayı temin edin.” Şimdi yedi yaşında namaz kılmaya mecbur olan bir çocuk beş altı yaşında Kuran öğrenmeli ki yedi yaşında olup, namaza başladığı zaman Kuran okumasını bilmeli.

Muhterem kardeşlerim, bugün Müslümanların en büyük problemi olan evlatlarına namaz kılmaların için gayret gösterir olmalarını temin etmek. Aman kardeşler, yapıp ne yapıp bu hususta gayretli olalım. Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi, bugünkü babalar çocuğunu: “Hafız mektebinden alıp çocuğa fen tahsil ettirmek için Avrupa’ya gönderirler.” Onun başka manası yok. Sonsuz bir hayatta yanması için, çocuğu cehennem ateşine atmaktır.

Kardeşler yapıp ne yapıp, o tek partili devirde, Kuran, ezan ve dini hayatı yasaklanan devirden bizde kalan o kötü hayatın alışkanlıklarını bırakarak onları kafadan atalım artık. Çünkü bizi yoktan yaratan Allah bize Kurani Kerimde haber vermiş ki bu insanlar öldükten sonra onların önlerinde üç çeşit hayat dikilmiş onları bekliyor.

1- Allahın kanununa itaat edenleri cennette sonsuz mutluluk bekliyor.
2- İnanmayıp isyan edenleri de sonsuz bir müddet içerisinde cehennem azabı bekliyor.
3- İmanlı olup ta nefis ve şeytanların hilelerinden kurtulamayıp günahlara boğulanlar, günahlardan temizleninceye kadar cehennemde yanacaklar. Sonra o da cennete gider.

Kardeşlerim ne olur, kendimizi ve aile efradımızı cehennem ateşinden kurtarmak için gayretli olalım. Bu işin asla şakası yoktur. Bu sözler benim sözlerim değil. Bizi hiçten yoktan yaratıp, var eden Allahın Kuranı Kerimde mevcut olan sözleridir.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: