İmandan Sonra, İbadetlerin En Büyüğü, Allah için Cihat’dır

Bu zamanda o cihadın yerini tutabilecek bir sevap “Emri ma’ruf nehyi anil münker”dir. ( Allahın yasaklarından men etmek,farzları yasaklamak’tır)

Şanı Yüce Allah’ımız Kur’âni Kerim’inde biz mü’minlere; “Ey iman edenler, kendilerinizi ve âilelerinizi ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır.” (Tahrim 6)

Peygamberimiz (a.s.m.) de Hadisi Şerifinde:”Ey Mü’minler! Yalvar yakar olmanıza rağmen, dualarınız kabul olmayacak durumlara düşmeden evvel “Marufu” (iyiliği) emir ve kötülükten men’ediniz” buyurmaktadır. (Kütübü Sitte  cilt 2 sahife 381)

Evet ibadetlerin en makbulu cihaddır. (Allah rızasi için savaşmaktır) Bizim için o cihadın yerini tutacak ibadet “Emri maruf nehyi anil münker’dir” Yani Allahın yap dediklerini sözümüz geçtiği yere emredip yaptırmak ve Allahın yasak ettiği şeylerden insanları men edip yaptırmamaya gayret etmektir.  İşte yukarıdaki yazılar ve  kaynaklar bize yalınız kendi menfaatini düşünmeyi yasaklayıp, bencil olmaktan kurtulmayı emrediyor. Kendimizi ve âilemizi Allah’ın emirlerine uydurmaya çalıştıktan sonra, sözümüzün geçtiği kimseleri de hakka davet etmeye gayret edeceğiz. Biz kendimizi kurtarmadan başkasını kurtaramayacağımıza göre, işe başlarken, ilk önce kendimizi günahlardan korumaya gayret edeceğiz, sonra sevaplı işleri yapma çabasında olacağız. Daha sonra yakınlarımıza Allah’a karşı gelmeyip,Allahın emir ve yasakları hususunda Allaha itaat etmelerini emir ve tavsiyede bulunacağız.

Evet! Ustası bilinmeyen sanat eserinin kıymeti bilinmez. Bu itibarla eserin kıymetini bilmek için ustasını öğrenmeye ihtiyaç vardır.

Bu kaideye göre, Gözümüz önünde herkesi hayrette bırakan Allahın bu kadar sanatlı eserleri tabiata havale edenleri acıyıp karşılayıp yardımlarına koşmak, onların imdadına yetişmek ne kadar lüzumlu olduğu anlaşılır.

Rabbimiz  İnsanları ölü atomlardan yaratıp bütün mahlukat  üstüne çıkarmıştır. Bilhassa biz Müslümanları Allah (c.ş) imanla müşerref kılarak çok sevip çok acıdığı için, geçici dünya hayatına aldanmamaya gayret edip dikkatli olmamızı istiyor. Bize, yaradılış sırrını öğrenmemizi emrediyor. Bu zamanda Ancak büyük bir gayret neticesinde ahiret hayatına ait tehlikelerden kendimizi ve yakınlarımızı kurtarabiliriz. Böylece hakikati görmeme gibi tuzaklardan uzaklaşabiliriz.

Şimdi, Allah’ımız bize, yalınız kendimizi düşünen bir bencil olmaktan kurtulup, hısım akrabaya eş dosta da yardım etmeyi emrediyor.

Biz dünya hayatı ile ilgili yardımlar ile âhiretle ilgili yardımların farkını daha iyi anlamak için bir iki misal verelim:

Bir düşünün! Fakir komşunuzun hasta olduğunu işittiğiniz zaman, hemen onun ziyaretine gider, ziyaret vazifesini yaptıktan sonra oradan ayrılırken, hastanın âilesine, böyle durulmaz, ben arabayı getirinceye kadar siz hastayı hazırlayın doktora gidelim dediğinizde, onlar bunu memnunlukla karşılarlar. Biraz sonra siz araba ile gelip adamı doktora götürür, orada muayene ettirir, muayene parasını öder ilaçlarını da kendi paranızla aldıktan sonra, adamın cebine bir miktar harçlık parası koysanız, şefkatinizin icabını yerine getirip, Müslüman’a yakışır bir vazife yaptığınız için ne  kadar sevinirsiniz değilmi?

İkinci misâl: Sen evden sokağa çıktığın sırada, karşıdan son hızla bir arabanın geldiğini ve komşunun iki yaşındaki çocuğunu yolun tam ortasında olduğunu görsen, koşarak çocuğu ezilmekten kurtarsan, çocuğu ölümden kurtarmaya sebep oldum düşüncesi ile ne kadar sevinirsin değil mi?

Çünkü sen hayvan değil insansın. Allah tarafından kalbine konulan o şefkat ve merhametten gelen hayırseverlik duygusunu kullanma neticesinde ve  bağlı olduğun hak din sayesinde, kalbindeki şefkat duygusu çiçek açıp meyve verdiğini göreceksin.

Böylece bencillikten kurtulup, Müslüman’a yakışır bir hal aldığın için, içinde bir sevinç, bir mutluluk hissedersin? Halbuki görünüşte hastalıktan iyileşen komşun ve ecelden kurtulan çocuk için sen sebep olmasaydın da, onlar bir saat, veya birkaç gün sonra, ölmeleri mümkündür. Yüz sene yaşasalar da yine ölümle karşı karşıya kalmaları kaçınılmaz bir hadisedir.

Halbuki bir kimsenin İmanının kurtulmasına sebep olabilsen, o kimseye sonu olmayan bir mutluluk kazandırabildiğinin o iki misaldeki iyiliklerden, İmanını kurtarmaya sebep olmak ne kadar faydası tariften uzak bir iyilik olduğunu anlıyorsunuz.

Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.org