İmanlı ve imansızın varlıklara bakışları

Tabiatperest bir ateiste dedim: Kudreti sonsuz olan Allah, bu kâinatta sayısız varlıklar yaratmış. Sonra onların çoğalmasını sağlamak için çok farklı usuller ortaya sermiş. İnsanı, hayvanı ve kuşları Allah çift cinsten yaratmış. Hayvan ve insanların çoğalması sperm ile oluyor. Kuşların çoğalması yumurta ile oluyor. Ağaçların çoğalması tohum ile oluyor. Bitkilerin çoğalması da çekirdek ile oluyor. Yani koskoca ağacı Allah onun tohumunda preslemiş.

Mesela incirin tohumu nokta kadar küçük olduğu halde; o tohumu toprağa ektiğin zaman, tohumcağız o basit topraktan kendine lazım olan gıdayı toplayıp koskoca bir incir ağacı oluyor ve tadı çok hoş incirleri üretiyor. Karpuzun küçük çekirdeğini toprağa ekiyoruz, ondan öyle bir karpuz oluyor ki incecik bir ip ile 10-15 kilo ağırlılığında içi dolu su karpuz oluyor. Hem de insanların tam suya ihtiyaçları olduğu zamanda, yazın oluyor; kışta olmuyor. O tabiatperest ateiste dedim: Söyle bakalım saydığım bu işleri Allahtan başka kim yapabilir? O bana: Yok sen yanlış düşünüyorsun bütün bu saydığın işler hep kendi kendine olur dedi.

Ona dedim: Bak o büyük Allah dünyamızdan bir milyon üç yüz bin defa daha büyük olan güneşi bizim faydamız için göklere yerleştirmiş. O güneş olmasaydı ne olurdu halımız? Ekinlerimiz olmazdı. Her zaman gece olurdu. Canlı varlıklar soğuktan donardılar yani, yaşayamazdılar. Kısacası güneş olmasa idi yalnız insan değil dünyada hiç bir şey olmazdı.

Bunu da onun önüne serdim! Akılsız güneş ile dünyamızın dengesini gör ışık saniyede 300.000 km. hızla gidiyor. Güneşin ışığı dünyamıza 8 dakikada ulaşıyor. Güneş ile dünya arasında 144.000.000. km. Bu mesafe 142.000.000 olsaydı Güneş bizi yakar kül ederdi. Aramızda ki mesafe 146.000.000 km. olsaydı bizi dondurur idi. Peki bu dengeyi Allahtan başka elinde kim tutabilir ki? Güneşin çevresinde dünyamız saatte 108.000 km. hızla gidiyor. Dünyamız elips şeklinde olduğundan giderken bir yerde 27 dereceye eğilir; 23 dakika öyle gider. Söyle bana bu akılsız varlıklar aralarında böyle mükemmel bir dengeyi tutabilirlar mi? Bunu Allahtan başka hiç kimse yapamaz. O bana: (Haşa ve kella!) bunları Allah dengelermiş gibi lafları bırak. Bütün bunlar kendi kendilerine olmuşturlar diyor, bir de bu zavallı; insan olarak geçiniyor.

Yine ona dedim: Allah; sayısı belli olmayan hayvanat âlemi yaratmış. Bunlardan, evcil, yaratmış yaban mahluk yaratmış. Evcillerden inek, manda, deve, keçi, koyun. Bunların çoğalmaları için erkeğini ve dişisini yaratmış. Bütün bunlar insana hizmet ediyorlar. Bunların hangisi insanın faydası için kendini kendisi yaratabilir? İnsan yapamadığı sütü inek yapıyor. Koyunun yününe kimin ihtiyacı yok ki: Tavuğun pisliği çıkan yerden yumurta çıkıyor. Ama yumurta yemeyen insan yok onu yerken, asla tiksinmeden yiyoruz. Yumurta hakkında bir ata sözü uydurmuşlar: “Pişirirsen aş olur, pişirmezsen kuş olur.” Bu yumurtayı tavuğun karnında uzaktan komanda ile Allah’tan başka kim yapabilir ki?

Köpek eve bekçilik yapıyor. Onlardan bazısı, insanın yapamadığı işi yapıyor. Uyuşturucu kaçakçısını yakalattırıyor. Çünkü köpek, kokusundan uyuşturucu maddeyi anlıyor. Halbuki köpek rızkını Allahtan değil; sahibinden bildiği için, evin dışında kendine bir yer bulup yatıyor. Kedi ise rızkını alıncaya kadar ev sahibini, mıyav mıyav sesleri ile yalvarıyor. Rızkını aldıktan sonra, ev sahibini hiç takmıyor. Rızkı Allahtan geldiğini bildiği için köpek gibi dışarıda değil evin içinde, onun yeri odanın köşesindedir.

Ona dedim bak büyük Allah gözümüzle gördüğümüz bütün varlıkları hikmetle yaratmış. Çok küçük olan pireleri, bitleri O yaratmış. İlim adamlarının dediklerine göre bal arısı bal gibi balı bize yapması için, hiç dinlenmeden koşuyor. Yarım kilo balı yapması için 38.000 km yol alıyormuş. Çok uzak yerlerde çiçeği bulurmuş, onun faydalı kısmını seçerek emermiş. Yolunu asla kaybetmeden geri dönüp peteğini bulurmuş. Bir kilo balın malzemesini temin etmek için, 40 bin arının 6 milyon adet çiçeği bulmaya dolaşmaları gerekiyormuş. Bu arılar bize bal yapması için, onlara bu işleri yaptıran Allahtan başka kim olabilir? Ateist bana demesin mi, hep bu işler kendi kendine olur.

Bu ve bunun gibi olumsuz laflar ile insanları imansız yapmaya çalışan insanlıktan nasibini almayan ateist ve deistlerdir ki; halkı kendileri gibi yapmaya çalışıyorlar. Saygı değer vatandaşlarım yapın ne yapın insanlığı imansızlıktan kurtarmak için Üstad Bediüzzamanın Risale-i Nur eserlerini okuma çaresini arayın, bulun ve kendinizi kurtarın. Çünkü bu eserler 60 dile tercüme edilen eserlerdir. Yani ecnebilerde o eserleri okuyup kendilerini kurtarıyorlar Elhamdülillah.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: