İnsana lazım olan mühim hakikatler

Madem ki içtiğimiz sütü insan yapamıyor. Hayvan cinsinden olanlardan inek, manda, koyun, keçi yapıyor. Tavuk neslini devam ettiren yumurta hakkında ata sözü “Pişirirsen aş olur, pişirmezsen kuş olur” deniliyor. O yumurtayı yapmak için, tavuk mu dedi, dur bu incelikleri içeren bir yumurta yapayım? Hayır tavuğa onu Allah yaptırıyor ve oluyor. Yumurtanın kabuğu biraz daha kalın olsa civciv çıkamaz. Biraz daha ince olsan yumurtlarken yumurtanın içinde olan sarı beyaz hepsi dağılır. Yumurtanın bir tarafında var olan boşlukta civciv 21 gün nefes alması için o boşlukta depolanmış.

Pis kokulu hayvan tezeklerinden oluşan gübreden tarlaya attığımız zaman ektiğimiz ekinlerden buğday, çavdar, arpa ve bunlar gibi ekinler; daha çok verimli olduğu halde niye o ekinleri öğütüp ekmek yaptığımız zaman, onların pis kokudan zerre ekmekte yok. Biz hissetmediğimiz için yemekten çekinmiyoruz. O zaman tabiatçılar bunu niye düşünmüyorlar ve demiyorlar ki bunları yöneten bir kudret var. O kudret te Allahtır.

Bu saydıklarım inkâr edilmez bir hakikattir. O zaman insan olanların bilmesi lazım. Çünkü pazara giden adam ne için gittiğini bilmezse, zamanı boşa gitmiş olur. Pazarda ne alacağını hatırlayamazsa alacaklarını yazmalı ve alacaklarını karşılayacak para yanında olmalı ki, işini hal edebilsin. Aynen bunun gibi küçük yavrular bilmez ama, baba bilmeli ki, bu dünya geçici bir han. Kendi kendine demeli aman Allahın bana verdiğin hediyelerin en büyükleri olan evlatlarımı cehennem odunu yapmamak için onları Allahın emrettiği istikamette yetiştirmeye gayret edeyim.

Madem öldükten sonra hesap günü var. O zaman Allahın varlığına inanan anne babaya çok mühim vazife düşüyor. Anne baba zaman fırsatı ellerinden gitmeden evlatlarına sağlam bir din terbiyesini vermeli. Beş yaşından itibaren yavruya ya annesi veya babası Kur’anı Kerimi öğretecekler veya, çevrede Kuran dersi veren birinden evlatlara Kuran dersi vermeli. Onlar noksansız Kuranı Kerimi okumayı temin etmeli. Çünkü çocuk Kuranı Kerimi öğrenmeli ki peygamberimizin a.s.m ın emri olan çocuklarınıza yedi yaşından itibaren namaz kılmayı emredin buyuruyor. Bu hadisi şeriftir ki aleyhissalatu vesselamın emrini izah eder.

İşte Hadis “Muru evladeküm bissati iza beleğa seb’an, vadribu’hüm iza belega aşren” yani “Evlatlarınıza yedi yaşından itibere, namaz kılmalarını emredin, on yaşında olup, eğer namaz kılmazlarsa, kılmalarını temin etmek için onları (hafif hafif) döğün”.

Tam vaktinde bu eğitimi alan bir müslümanın yavrusu, ondan sonraki hayatı, Allahın emirlerinin dışına kaymaması için, onlara bu tavsiyeler çok mühim bir sebeptir. Zaten 17 yaşına kadar bir çocuk babası tarafından ciddi takip edilirse ondan sonra Allahın emirlerinden çıkmaması için yukarıda bahsettiğim eğitim çocuklar için çok mühim bir sebeptir. Her ne kadar okullar tabiat fikrinden kurtuldu ise de, çocuklara lazım olan eğitimi okullarda daha alamıyorlar.

Öğrencinin dini eğitimini okuldan alması için, imam hatip veya ilahiyatı okuması şart olmamalıdır. O iki meslek çocuğa dini bilgiler verir ama bu meslekler dini bilgiler dalında ihtisas olduğu için. çocuk maddi tahsilini hangi dalda yaparsa yapsın beraberinde din eğitimini de almalı ki çocuğun dünyası gülsün ve ahiret hayatını kaybetmesin.

Şimdi yazımızın hedefine gelelim bu insan yaradılış gayesinden sapmamalıdır. Nasıl ki tıbbi alet ve edevatı inşaata kullanamıyorsak; insan dahi, kendi fikirlerine göre peşinatçı olmamalı. Yalnız maddeten çocuklarını yetiştirmemeli. Bu insanın neresine baksak; bu mucize insanı ancak kudreti sonsuz Allah’ın yaptığını görüyoruz. O zaman yaradılış gayesinin dışında ki materyalizm fikrini terk etmeli.

Sonsuz bir hayata ben inanmıyorum, ölen insan nasıl dirilebilir? Diyenlere peki sen niye düşünemiyorsun, tek bir hücreden başlayıp, insan vücudunda yüz trilyon hücre nasıl olabildi? O hücre el, kol, ayak, göz, kulak ve sayılamayacak incelikleri kendinde taşıyor. Peki bu insan kendi kendine mi oldu? Hayır. Her şeyin yaratılması akıllara hayret verdiği gibi bu insanın dahi bütün incelikleri Allahın emri ile olmuştur ki insan o incelikleri tariften aciz kalıyor.

Madem öyledir, tek hücreden insanı yaratan Allah, kainatta ondan üstün olmayan bir varlık olan bu insanı yalnız bu dünyadaki lezzetler için mi yarattı? Lezzetleri çok az, zahmet ve meşekkatleri çok fazla olan bu dünyada ömür sürmesi için mi yaratmıştır? Hayır asla ve kat’a. Belki bu insan makinesinin kullanma kılavuzu olan Kurandaki emirlere uyanlar, sonu olmayan bir müddet içinde Allah onları cennette mutlu edecektir. Allah’a ve emirlerine isyan edenleri de cehennem ateşinde yakacağını bize önceden Kuran bildirmiştir.

İşte bu sebepten ötürü, insan geciktirmeden din terbiyesini zamanında alabilmeli ondan sonra onun hayatına herkes imrenir. O öteki ibadetleri ile birlikte; namazları hiç kazaya bırakmadan ifa etmeye gayret eder. Yalan söylemez, hiç kimseyi aldatmaz, hilekarlık yapmaz, yalnız anne babasına değil, tüm yaşlılara hürmette kusur etmemeye gayret eder. Onun hayatına herkes gıpta eder. Madem ki Allahı memnun etmeye gayret ediyor. Ona her zaman Allah yar ve yardımcıdır. Hulasa onun dünya hayatı da rahat geçer. Ahirette de Allah onu sonsuz bir mutluluk ile cennette mükafatlandırır. Allah bizleri isyankarlardan koruyup dini emirlere uyanlardan eylesin. Amin…

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır