İslami Gericilikle Suçlayanları Tarih Yalanlar

Bazı imansızlar ve imanı zayıf kimseler zannediyorlar ki, herkes tarihten cahil ve utanmadan bize, bizi din geri ve cahil bıraktı diyorlar. Halbuki ilim tarihine göz attığımızda, İslamiyetle büyük bir ilerleme kaydettiğini göreceğiz. Sadece din ilimleri değil, fen ilimleri alanında da dünya, Müslümanlar ilme karşı gösterdikleri gayretleri sayesinde parlak devirler yaşadığına şâhit oluyoruz. o kadar ki cehaletin karanlığında yüzen Avrupa bile o sönmez güneşin parıltılarıyla aydınlanmış ve o ölçüde ilerleyebilmiştir. 

Bazı zavallılar bilmiyorlar ki, ilerlemede en büyük pay hiç şüphesiz Müslümanların olmuştur. İslam dininin gelmesi ile her ilim dalında keşifler ve buluşlar yapılmış, dünyanın dört bir yanı İslam ilim ve medeniyetinin ışığıyla aydınlanmıştır. 

Tarihin yakınlarına kadar Avrupalılar yerinde sayarken  müslümanlar bir çok fenni buluşları keşfetmişler ki “Telahuku Efkar” denilen fikirlerin birleşmesinden doğan bir ilmi çalışma neticesinde yirminci asırda keşfedilen  ilmi meseleler Müslümanlar ta o zamanda yüksek bir basamağa çıkardıktan sonar, ecnebiler onlardan faydalanarak onların bazılarını daha yeni yirminci asırda keşfettiler. Endülüs devletindeki hrıstiyanlar yaktıkları 1.000.000 kitap için şimdi bile bizden fazla onlar hayıflanarak üzülüyorlar. Çünkü o kitaplarda ilmi buluşlar için çok hazırlıklar mevcutmuş ve bir Rus yazarı kitabında: Avrupalılar icatlarında, müslümanların bilgilerinden neler gasp ettiklerini yazmış olduğunu bildir. 

Müslümanlar dinlerini yaşadıkları zaman ne kadar ilerlediklerini görmeniz için bazı deliller  öne sürmeye çalışacağız: 

İlk Üniversiteyi Fasın fes şehrinde 659 Miladi senesinde Müslümanlar kurdular. 

Endülüs devletinin Kurtoba şehrinde 600.000 kitaplık kütüphaneyi Müslümanlar kurdular. 

Dünyada ilk Tıp Fakültesini 800 sene evvel yine Müslümanlar kurdular. Hatta ve hatta Hrıstiyan ve Katolik dinine mensup olan din adamları fenle uğraşan ilim adamlarını engizisyon mahkemelerinde mahkum ederken müslümanlar müspet ilimlerde her geçen gün ilerliyorlardı. 

Yine herkesin malumu üzere: Dünya dönüyor dediği için Galile’yi müslümanlar değil onlar öldürdüler. Halbuki Müslümanlar bu problemi: “dinin emri olan namaz kılarken, her hareketinde kıble farz iken, namaz kılanın secdedeki halde de kıbleyi karşısına alabilmesi, ancak dünyanın dönmesi ile gerçekleşir işareti ile” Müslümanlar bu soruyu da, ne kadar erken hallettiklerini gösterir. 

İslam,  nezafet ile tahareti 1400 küsür sene evvel imanın bir parçası sayarken, ecnebilerin  yakınlara kadar evlerinde tuvaletleri yoktu. Ben Sırbistanda Hristiyanlar arasında yaşadığım için 50 sene evvel ter kokusundan onlara yaklaşılmazdı.  Hele yaz aylarında onların yanlarında durmak daha fazla zor olurdu. 

İslam’ın terakki dini olduğu bundan belli olur ki, onların senevi günlerinden üçte birine yakın çalışmaya engelli dini bayramları mevcutken, İslamiyet Müslümanlara Cuma saatinin dışında her zaman çalışma serbestiyeti vermiştir. 

Bugün tarihten ders almayan bazı gafiller, dinlerini yaşamayanlara bakarak dine saldırıyorlar. Sen tembelleşip dinini yaşamazsan suç kimde? Yemek yanda dururken sen açlıktan ölürsen suç kimde? Hırstiyan dini İslam dininden daha iyi olduğunu ispatlamaya kalksan Hırstiyanlara karşı gülünç duruma düşeceğini sakın unutma! 

Bizi tenkit edenler niye, ecnebiler yirminci asırda müslümanların, bir çok devletlerini istila ettiklerini düşünmüyorlar? Halbuki, başka değil, bu sebeptendir ki, 20. asırda onlar fenni ilerleme kaydedip müslümanları maddeten geride bıraktılar. Evet tekrarlıyorum, müslümanlar ne zaman dinlerini yaşadılar, o zaman hem maddi hem de manevi sahada ilerlediklerini görmek için tarihe baksınlar. 

Bilmeden boş laflar konuşmayalım. Bazı zavallılarımız bilmiyorlar ki cahilin islam kadrosunda yeri yoktur. “Men sava yevmani fehüve makbunun” (İki günü eşit geçiren zarardadır) düsturu  islam dini, nasıl gerici olabilir, yani, sen bugün, dünkü bildiğinle kalmayacaksın, yarın da bugünküyle kalmamaya gayret edip bilgilerine, bilgi ekleyerek, hayatını devam edeceksin birde gerici olacaksın öylemi!.. 

Yine dinimiz müslümanlara çocuklarını 7 yaşından namaza başlatmalarını emrederken, o çocuğa en az 1-2 sene evvel bir şeyler öğretmeye başlamak lazım ki o çocuk 7 yaşında namaz kılmasını bilebilsin.

Evet! Japon başkomutanının tasdiki ile de, tarih bize gösteriyor ki, müslümanlar ne zaman dinlerine sağlam bağlanıp onu yaşadılar: Dinin emir olan maddi ilerlemeyi de başarabildiler.

İslamın ilerici bir din olduğu göstermek için,  biz yakın tarihin tek şahidi olan 600 sene gibi, uzun bir müddet, Osmanlı devletinin ayakta kalabilmesini görmeliyiz.  O ecdad gittiği yerde zoraki icraat değil belki adaletle islam medeniyetini yayabilmesidir. Bizim köydeki yaşlı Hıristiyan olan Yovana, Osmanlı Padişahlarından bahsederken boyun büküp eğilmesi, elbette çektiğinden ve zulüm gördüğünden değil, belki Osmanlılar kendilerine müsamaha ve adaletle davrandıklarından ötürü o adam o hareketi yapıyordu. Komunistlikle refahı getireceğini iddia eden Rusya, einde atom bombası olduğu halde, halkı tutamadı  600 değil, ancak 80 sene sürebildi. Hemde Rusların halka zulmedip çeşitli tarihlerde Hoca, Papaz, Subay, Öğretmen ve halktan oluşan yekünü 63 milyon nüfus öldürüldüğü halde bir asır bile tamamlamadan dağıldı.

Evet! Hain olmayan bütün ehli insaf bunu bilir amma: Ne yazık ki. Yüzü ters göstermeye çalışan  bugünkü bazı entrikacılar ve siyasetin kötü propagandalarla insanları kandırmaları, Hatta şehit dedenin torunları olan vatandaşları da, o menfi propagandanın tıkıştırması ile aldattılar “Allah bizlere doğruyu doğru görüp ona uymak, eğriyi de eğri görüp kaçabilmek nasip etsin” Âmin!..

Buraya kadar bahsedilenlerle beraber daha birçoğunu delilleriyle görmek için: Şaban Döğen Beyin “Müslüman İlim Öncüleri” Ansiklopedisine bir göz atalım. 

İlim, insanlığın ortak malıdır. Başlangıcı tarihin derinliklerine kadar uzanan ilim, devamlı ilerleme içerisinde olmuştur. İnsanlığın atası olan Hz. Âdem, Kudret Eli tarafından ilmin menbaı kılınmıştı. Beşer, ilimde ilerledikçe, mucize sahibi peygamberin eşyayı tanımadaki ilmine yaklaşabilmiş, gerçeği yakalayabilmiştir. 

İlim tarihine göz attığımızda, İslâmiyet’le büyük bir ilerleme kaydedildiğini görüyoruz. Sadece din ilimleri değil, fen ilimleri alanında da parlak devirler yaşandığına şahit oluyoruz. O kadar ki cehaletin karanlığında yüzen Avrupa bile o sönmez güneşin parıltılarıyla aydınlanmış ve o ölçüde ilerleyebilmiştir. 

Bu ilerlemede en büyük pay hiç şüphesiz Müslüman âlimlerin olmuştur. O dönemlerde her ilim dalında yeni yeni keşifler ve buluşlar

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Kaynak: Şaban Döğen Kardeşin kitabından.