Hakem ismi Allah’ın (cc) her şeyi ona uygun fayda ve gayelere göre düzenleyip süslendiren manasına gelen esmasıdır.
Bir kitap düşünün öyle bir kitap ki her sahifesinde yüz kitap yazılmış, her satırında yüz sahife yazılmış, yine her kelimesinde her harfinde yüzlerce satır yüzlerce kelime hatta her noktasında kitabın fihristesi var.
O kitabın her sahifesi, her satırı, her harfi kitaptan çok yazarını tarif eder. Şuurlu biri yazar bunu nasıl başarmış diye merak eder, medhü sena eder, tebrik eder, alkışlar.
Aynen öyle de, bu kitabın her sahifesi zemin yüzüdür, o sahifede nebatat, hayvanat adedince kitaplar var, her biri hatasız ve mükemmel şekilde yazılıyor, yaz mevsiminde başka kitaplar kış mevsiminde başka kitaplar. Bu sahifenin her satırı başka bir bahçe, her bahçede çiçekler, ağaçlar, meyveler hepsi ayrı renk ayrı desen ayrı koku ayrı tat, hatasız kusursuz bir şekilde gözümüzün önünde duruyor. O satırın her biri çiçek açmış, yaprak açmış birer ağaç.
Bu gözümüzle gördüğümüz her bir masnu bize Halıkımızı tanıtıyor bildiriyor. Her birinin nakışı, örgüsü güzelliği Halıkımızın adeta bir şiiri, nağmesi, kasidesi gibi.
Hakemi Zülcelal her birini en faydalı şekilde en uygun şekilde düzenleyip süslendirmiş, her biri çekirdeği ile meyvesi ile boyu tadı ile nizamı intizamı ile Hakemi Zülcelal’den haber veriyor.
Her biri her yıl tekrar tazeleniyor, tekrar düzenleniyor, tekrar tertipleniyor. Her biri ayrı bir sanat her biri ayrı bir zinet manidar tatlar manidar kokular, her biri zerreleri adedince Hakem-i Zülcelal’e işaretler ediyor. Ağacın meyvesinin çekirdeği bir nokta gibi ama içinde koca bir ağacın fihristesi saklı, kocaman ağaç adeta küçücük bir sandukçaya sığdırılmış.
Sadece bir sahifesi bir satırı bir harfi bir noktası değil, bütün sahifeler bütün satırlar, harfler noktalar her biri birer mucize, hiçbir noktasının taklidi dahi mümkün değil.
Serseri tesadüf, kör kuvvet, gayesiz, mizansız, şuursuz tabiat bunları yapabilir mi? Bu has mizana ve gayet ince intizama parmak karıştırabilir mi?
Hakîm-i Zülcelali her sahifedeki her satırdaki her noktadaki sanatıyla kendini tanıttırmak ve sevdirmek istediği halde sen onun tanıttırmasına karşı imanla tanımazsan ve onun sevdirmesine mukabil ubudiyetinle kendini ona sevdirmezsen ne derece hadsizbir cehalet, bir hasaret ettiğini bil.
Allah’a yakışır kul, Peygamber efendimiz (sav)’e yakışır ümmet, Üstadımıza yakışır talebe olabilmek duasıyla. Amin.
Çetin KILIÇ
Kaynak :RNK