Kayayı kımıldatmak

DAĞA TIRMANAN bir adamın karşısına büyük bir kaya çıkar; yolu tamamen kapamış… Ne sağında, ne solunda küçük bir geçit kalmamış.

Yüksekten kayıp düşen bu kaya yüzünden yoluna devam edemeyeceğini görünce, adam bir geçit açmak üzere onu kımıldatmaya uğraşır. Çok yorulur. Bütün uğraşmaları boşa gider.

Ümitsizliğe düşen adam oturur ve:

“Gece basıp bu ıssız yerde yemeksiz, sığınaksız, avlarını aramaya çıkan vahşi hayvanlara karşı savunmasız kaldığımda ne olacak?” diye düşünür.

Fikri buna dalmışken, başka bir yolcu gelir. Birincinin yaptığını aynen yapar; kayayı kımıldatmak imkânını bulamayınca o da başını eğer ve sessizce oturur.

Bundan sonra, daha birçokları gelir; hiçbiri kayayı kımıldatamaz. Hepsinin endişesi çok büyüktür.

Nihayet biri, ötekilere:

“Rabbimize dua edelim, belki bu perişan halimize acır” der. “Bu söz dinlenir, bütün kalpler O’na çevrilir.”

Az sonra, “Dua edelim” diyen adam:

“Kardeşlerim! Hiçbirimizin yalnız başına başaramadığı şeyi hep birden yapamaz mıyız?” düşüncesini ileri sürer.

Kalkar, kayayı hep birden iter ve yuvarlar, yollarına da rahatla devam ederler.

Yolcu insandır, seyahat hayattır, kaya ise her adımda yolunda rastladığı zorluklardır.

Hiçbir insan yalnız başına bu kayayı kaldıramaz. Fakat Allah, kayanın ağırlığını, beraber seyahat edenleri durduramayacak surette hesaplamıştır.        

(Lemannais)

 30/08/2006

© 2013 karakalem.net

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: