Konya’da Yurtdışı Hizmetleri Değerlendirildi

İstanbul’dan yola çıkıp, yaklaşık 10 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra, Konya Otogarına vardık. Yere ilk ayak bastığımızda Konya’nın düzlük coğrafyası, geniş yol ve sokakları ile düzenli şehir planlaması dikkatimizi çekti. İnsanlardaki huzur halinden, Mevlana’nın maneviyatının bu şehri adeta kucakladığını hemen farkedebiliyorsunuz.

Trafik sıkıntısının pek olmadığı bu güzel şehirde, yaklaşık 10 km mesafedeki merkezine kısa zamanda vardık. Mevlana’ın türbesini ziyaret ettik. Burası dünyanın her tarafından gelen turistlere ev sahipliği yapıyor. Biz oradayken yüzlerce turist vardı. Mevlana’nın “Ne Olursan Ol Yine Gel” çağrısı dünyanın dört bir tarafına ulaşmış.

Ardından, türbenin karşısındaki mezarlığı ziyaret ediyoruz. Burada Üstad Bediüzzaman’ın kardeşi Abdulmecid Nursi’nin mezarını ziyaret ediyor ve fatihalar gönderiyoruz. Sonrasında Şems-i Tebrizi Camiine gidiyor ve bu mübarek zatın mekanında dualar ediyor, içerdeki manevi atmosferden istifade etmeye çalışıyoruz.

Şems-i Tebrizi Camiinin hemen arkasındaki Dersanemize gidiyoruz. Burası 5 katlı olup, en üst katında büyük bir ders salonu var ve  uzun yıllardır hizmete devam ediyor.

Konya’nın bir çok yerinde Dersaneler mevcut olup, buraları adeta manevi bir istasyon gibi, iman hakikatlerini neşrederek, insanların manevi kuvvetlerine destek veriyor. İmanın bu dünyada dahi bir cennet hayatını kazandırdığına, bu mekanlardan istifade edenler şahit oluyor.

Ve meşverete başlıyoruz. Yurtdışı hizmetleri ile alakalı çok kalabalık bir grupla bir aradayız. Yurdışında hizmet edenlerin tecrübeleri paylaşılıyor, karşılaşılan sıkıntılara çözümler aranılıyor, hiç hizmetin gitmediği ülkelere nasıl hizmetin götürebileceği üzerine fikir teatileri yapılıyor, hizmette bulunan abi ve kardeşlerimizin gayreti, sebatı, ihlası bizlere hüsn-ü misal oluyordu.

Hali hazırda 72 ülkede devam eden hizmet faaliyetlerini duyuyor, lakin dünyada 230’dan fazla ülke olduğunu düşündüğümüzde, yol katetmemiz gereken daha çok mesafe olduğunu fark ediyoruz.

Çeşitli ülkelerdeki hizmetleri dinleyince mesrur oluyor, Risale-i Nur’daki İman ve Kuran Hakikatlerine tüm dünyada ne kadar ihtiyaç olduğunu tekrar hatırlıyoruz. Beyazı, siyahı bu hakikatlere sahip çıkıyor, imanını kuvvetlendiriyor, Müslüman olmayanlar ise İslamiyetle şerefleniyordu.

Bir çok ülkede müsait bir zemin oluştuğunda Dersane açılıyor ve kısa bir zamanda Dersane etrafında Risale-i Nur okuyanlardan müteşekkil küçük bir cemaat neşv-ü nema buluyor. Bizler de bu numuneleri duyunca , Üstad Bediüzzaman’ın tesis ettiği Dersane metodunun tüm dünyada ne kadar geçerli olduğuna bir kez daha şahit oluyoruz.

Meşveret sonrasında,  kulaklarımızda;

“Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılabatı içinde en yüksek gür seda, İslamın sadası olacaktır…”

hakikati çınlıyor ve “Nasıl insanlara daha faydalı olabiliriz? Kuran Hakikatlerini tüm dünyaya duyurmak için daha neler yapabiliriz?” mülahazalarıyla İstanbul’a dönüyoruz.

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: