Kurban Bayramı imanlı kalplerin coştuğu, Allah sevgisiyle dolup taştığı, Allah’ın rızasını kazanmak için mal ve bedenle ibadet ve fedâkârlıklara koştuğu muhteşem ve şerefli bir gündür. Bayramlar Allah’ın büyüklüğünü, îmanın izzetini, İslâm’ın yüceliğini ilân etmek günüdür.
Mü’minler Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar farzların sonunda “Allahu Ekber, Allahu Ekber!” diyerek tevhidi ilân ederler. Müezzinler günde beş defa “Allahu Ekber!”i tekrarlayarak Müslümanları namaza, kurtuluşa davet ediyorlar. Zerreden şemse kadar her şey “Allahu Ekber!” deyip Allah’ın birliğine, îmana davet ediyorlar. Kâinatta var olan her şey “Allahu Ekber!”i terennüm ediyor. Allah’tan başka şeylere tapanları gaflet uykusundan uyandırmak istiyor.
Hülasa, bayramın sırrı, Allahu Ekber’de gizlidir. Allah’ın büyüklüğü “Alahu Ekber” kelimesiyle ifade ediliyor. Evet, Allah en büyüktür. Korktuğumuz ve sevdiğimiz her şeyden daha büyüktür. Kibriya ve azamet O’na lâyıktır..
Bediüüzaman hazretlerinin nazarıyla, “Sath-ı arz bir mescit. Mekke bir mihrap, Medîne bir minber; o burhan-ı bahir olan peygamberimiz Aleyhissalatü Vesselâm bütüh ehl-i imana imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyaden mürekkep bir halka-ı zikrin serzakiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya taravettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, her bir davasını, mü’cizatlarına istinat eden bütün enbiya ve kerametlerine itimat eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar. Zira O Lailaheilellah der, dava eder.”
İşte O ebedî rehberin arkasında milyarlarla ifade edilen muazzam bir cemaat, Kâbe’nin etrafında pervaneler gibi dönen milyonlarca mü’minler, küre-i arzdaki bütün camilerde bir araya gelmiş Müslümanlar, kadîm ve Bakî olan Allah’ın arş-ı azametine yüzlerini çevirip bu fânilerin üstünde “Allahu Ekber, Allahu Ekber!” diyorlar.
Allah’a ve Resûl’üne bağlılıklarını bütün cihana gür bir sadâ ile ilân ediyorlar. Dünyada hak din olan İslâm şeriatından başka hangi nizam vardır ki, milyarlarca insanı bir anda, bir inanış, bir duygu, bir bayrak altında toplayabilsin? Ne mutlu bize ki, mukaddes dinimiz “Lâ ilahe illallah! Muhammedurrasûlullah!”Bayrağı altında bizi topladı, birleştirdi. O yüce peygamberin varis, Said Nursi hazretleri de alem-i islâm’i ittihada davet ediyor, diyor ki:
“Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, dinimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir, bir, bine kadar bir..” Bu kadar kuvvetli bağlarla birbirimize bağlıyız! Bunlar kâinatı bir arada tutan rabıtalardır. Demek ki, Selâmet ve emniyet yalnız İslâmiyet’te ve îmandadır. İnsanlığın aradığı gerçek hak ve adalet, huzur ve saadet Kur’ân’dadır, İslâm’dadır.
İslam dininde yılda iki tane dini bayram vardır. Ramazan bayramı ile Kurban bayramıdır. Bayramlar yardımlaşmanın, barışmanın, kaynaşmanın, birlik ve beraberliğin en çok tezahür ettiği günlerdir. İslam kaynaklarına göre. Efendimiz,(asm) döneminde kurban hiç aksatılmadan bizzat kendisi tarafından kesmiştir.
Resulullah kurban bayramında iki tane büyük şişman, çift boynuzlu koç alırdı. Bunlardan birisini Allah’ın birliğine ve kendisinin peygamberliğine şehadet eden ümmeti adına keser, diğerini de kendisi ve ailesi adına keserdi.
Biz de hem Allah ve Resulü için, hem de kendimiz ve ailemiz için keseceğimiz kurbanları, muhtaçlara ikram edelim. Akraba ve dostlarımızla ciddî bir îman kardeşliği içinde münasebetlerimizi yenileyelim! Birbirimize kavuşma kucağımızı açalım! Dargınlıkları, kırgınlıkları unutalım! Allah için görüşelim, Bayram anlayışı içinde birbirimizi sevelim.
Ya İlahi ve ya Rabbi!
Filistin’de, Gazze’de, vatanlarını, yurtlarını, yuvalarını muhafaza etmek için Senin yolunda mücadele eden mücahit kardeşlerimizi en kısa zamanda zalim işgalcilere karşı muzaffer eyle, onlara zaferler ihsan eyle…Amin…
Kurban Bayramı’nızı tebrik ve tes’îd ederiz.
05.06.2025
Rüstem Garzanlı