Matematik Bölümü

Matematikte de Müslümanların hizmetleri büyüktü. O kadar ki, bu alanda yaptıkları hizmet, günümüz Avrupa’sında da hayranlık uyandırmaktadır. Mesela, Prof. Jacques Risler, “Rönensansımızın matematik hocaları Müslümanlardır” derken Fransız profesörlerinden E.F. Gautier de: Avrupa kültür dairesi “Yalnız cebiri değil, diğer matematik ilimlerini de, Müslümanlardan almış olduğu gibi, bugünkü Batı matematiği gerçekten İslâm matematiğinden başka bir şey değildir.” demektedir.

Müslümanların Batılı ilim adamlarına bu sözleri söylettirecek hizmetleri nelerdi? Özetle şunları söyleyebiliriz: Her şeyden önce rakamları Avrupalılara öğretenler Müslümanlardı. Ne yazık ki, kullanılması güç olan Roma rakamlarını bırakıp Hint rakamları denilen bu rakamları Avrupa birkaç asır sonra elde edebildi. İlk defa Kuzey Afrika’da Müslüman hocalardan ders alan gezgin Piza’lı Leonardo Fibonacci (1170-1240), 1202’de kaleme aldığı eserinde İslâm rakamlarını kullandı.

Sıfırı ilk defa kullanan Harizmi (780-850), cebirin temellerini atmıştır. İlk cebir kitabını “El-Cebr ve’l Mukabele” adıyla o yazmış ve kitabın adı olan el-cebr, Batıya “el-gebra” diye ufak bir telaffuz değişikliğiyle aynen geçmiştir.

“El-Cebir” bugün cebir olarak okutulmaktadır.

Matematik alanında Avrupa’ya hocalık yapan Müslüman bilginlerden biri de Battânî (858-929) dir. Jacques Risler’e göre trigonometrinin gerçek mânâda mucidi Battânî’dir.

Sinüs’ü bulanlar da Müslümanlardır. Müslümanlar sinüs’e ceyb derlerdi. Batılılar bunu tercüme ederken sinüs dediler.

Trigonometriye, tanjant, kotanjant ve kosekantı Ebu’l Vefâ (940-998) kazandırmıştır. Bu konuda ilk ciddi eseri ise Nasirüddin Tûsi (1201-1274) yazmıştır. Trigonometrideki dönüşüm formülleri de İbn-i Yunus (?-1009)’a aittir. 

Newton’a dayandırılan binom formülünü cebire kazandıran Ömer Hayyam (?-1123)’dır. Diferansiyel hesabı da Newton’dan önce Sabit bin Kura (?-901) tarafından bulunmuştur. Matematiğin bir kolu olan Calculus’u ilim dünyasına kazandıran da Sabit bin Kurrâ olmuştur.

Geometriyi aritmetiğe ilk uygulayanlar bazılarının savunduğu gibi Dekart (1596-1650) değil, Müslüman bilginlerden Sabit bir Kurrâ’dır.

Spengler (1880-1936) matematikteki fonksiyon fikrinin tamamen Avrupa’ya ait olduğunu, fonksiyon denilince Avrupa’nın akla geleceğini, başka hiçbir kültürde bu konuda bir ipucuna dahi rastlanmadığını söyler. Bu hususta geniş araştırmalarda bulunan Muhammed İkbal ise bu görüşü reddeder. Avrupalılardan birkaç yüzyıl önce fonksiyon fikrini ilk defa Beyrûnî’nin ortaya attığını söyler. Beyrûnî’nin başarılarında bunu görmenin mümkün olduğunu belirtir. (Selâmet, 27 Haziran 1947, S:5) Beyrûnî’nin 1000 yıldöneminde çeşitli dünya devletlerince adına pullar bastırıldı. Türkiye, Suudi Arabistan, Pakistan, Afganistan, Libya,  Rusya ve İranda sempozyumlar düzenlendi.

Unesco’nun 25 dilde çıkardığı “Couries” dergisi  Haziran 1974 sayısını  Beyrûnî’ye ayırdı. Fotografını koydu ve kapakta şu yazıya yer verdi: “Bin yıl önce Orta Asya’da yaşayan evrensel deha BEYRÛNÎ astronom, tarihçi, botanikçi, eczacılık uzmanı, jeolog, şair, mütefekkir, matematikçi, coğrafyacı ve humanisttir. “

Türk Tarih Kurumu da yayınladığı bilimsel derginin 68 sayısını “Beyrûnî ye armağan” adıyla beyrûnî’ye tahsis etti.  

Ondalık kesir sistemini bulan, bu konuda eser veren ilk bilgin Gıyasüddin Cemşid (?-1429) idi. Virgülü, aritmetik işlemlerde ilk defa kullanan yine oydu. 

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: