Müminin Mümine Karşi En İyi Duası Nasıl Olmalıdır?

“Evet Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Çünki bazı şerait dâhilinde dua makbul olur. Şerait-i kabulün içtimaı nisbetinde makbuliyeti ziyadeleşir. Ezcümle: Dua edileceği vakit, istiğfar ile manevî temizlenmeli, sonra makbul bir dua olan salavat-ı şerifeyi şefaatçı gibi zikretmeli ve âhirde yine salavat getirmeli. Çünki iki makbul duanın ortasında bir dua makbul olur. Hem .. yani “gıyaben ona dua etmek”; hem hadîste ve Kur’anda gelen me’sur dualarla dua etmek.

Meselâ: kalb ile dua etmek; hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra; hem mevaki-i mübarekede, hususan mescidlerde; hem Cum’ada, hususan saat-ı icabede; hem şuhur-u selâsede, hususan leyali-i meşhurede; hem ramazanda, hususan leyle-i kadirde dua etmek kabule karin olması rahmet-i İlahiyeden kaviyyen me’muldür. O makbul duanın ya aynen dünyada eseri görünür veyahut dua olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek aynı maksad yerine gelmezse, dua kabul olmadı denilmez; belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir.” 23.Mektub: 279                                                                                                                                                                                 

KÜLLİYATTAN İKTİBAS EDİLEN DUALAR

1- “Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba’larını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet. Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb’îd ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu muti raiyetini başı boş bırakıp idam etme.” 10. Söz: 52

2- “Yâ Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et, emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Âmîn. 6. Söz: 29

3- “Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmîn…” 13. Söz: 147

4- “Ey bu yerlerin hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehalet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızanı istiyorum ve seni arıyorum.” 8. Söz: 36

5- “Cenab-ı Hak beni de, sizi de tarîk-ı Hak’tan şaşırtmasın. Âmîn.” Barla: 248

6- “İlâhi Ya Rabbi! Bizleri bu hakikat ve hidayet yolundan ve hizmetinden ayırma! Hepimize hüsn-ü âkıbet ihsan eyle!” G. Münteşir: 53/91

7- “Cenab-ı Vâhib-ül Ataya’dan dilerim ki, Nur bahçelerinin meyvelerinin hepsinden tatmağa, arkadaşlarım gibi âcizlerini de muvaffak kılsın.” Barla: 57

8- “Ey, göklerde ve ecram-ı ulviyede azameti görünen, Zât-ı Zül Celâl! Ey, zeminde ve zeminin her bir mevcudunda vahdaniyetin delilleri, âyetleri müşahade edilen,   Zât-ı Zül Kemâl! Ey, her bir şeyde ve mahlukta vücub-u vücuduna delâlet eden bürhanlar bulunan, Zât-ı Vâcib-ül Vücud! Ey, azametli denizlerde acâibleri yaratan, Zât-ı Celil-i Zül Kemâl! Ey,dağlarda zîhayatların hâcetleri için iddihar edilen hazineleri halk eden, Halık-ı Kerîm! Ey, her bir şşey’in yaradılışını güzel yapan, güzel tedbirini gören ve ona levazımatını güzel bir tarzda veren, Zât-ı Cemîl-i Zül İkram!  Ey, her bir şey’i her bir hâcetinde, her bir emrinde O’na müracaat eden ve her bir mevcud  her bir keyfiyetinde O’na dayanan ve her bir hak ve hakikat ve hüküm ve hâkimiyet O’na râci olan, Zât-ı Kadîr ve Rabbi Küllişey!    Ey, her şeyde zâhir bir sûrette lütfunun eserleri ve inâyetinin cilveleri ve güzel san’atının lâtif nakışları  ve rahmetinin letâfetli hediyeleri müşahade edilen, Zât-ı Latîf-i Habîr! Ey, zîşuur mahlukatına kudretini göstermek için kâinatı bir meşher-i acâib yapan ve umum masnuatını kudret ve hikmet ve rahmet gibi kemalâtını teşhir etmek için, birer dellâl, birer ilannâme  hükmüne getiren, Zât-ı Kadîr-i Hakîm!  Sen aczden, şerikten ve kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki, bize imdad etsin. El aman, el aman, bizi azâb âteşinden ve Cehennem’den kurtar. Âmin, âmin,âmin …”Os. 3. Şua: 100

9-“Ya Rabbi! Cebrail, Mikâil, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cinn ve insin şerlerinden muhafaza eyle” 11. Şua: 257

10- “Ey bu yerlerin Hakimi! “Sana itimad ediyorum ve herşeyi senin için terkediyorum ve yalnız seninim ve seni istiyorum.” N.İ.Kapısı: 18

11- “Hatiatımı ve galatatımı afv u mağfiret altına almasını Rabb-ı Rahîmimden niyaz ederim.” 5.Şua: 582

12-“Yâ Erhamerrâhimîn! Bu Resul-i Ekrem’in (A.S.M.) hürmetine, bizi onun şefaatine mazhar ve sünnetinin ittibaına muvaffak ve dâr-ı saadette onun âl ü ashabına komşu eyle! Âmîn.. âmîn.. âmîn..” 15.Şua: 634

13- “Hata etmiş isem Erhamürrâhimîn’den rahmetiyle afvetmesini niyaz ediyorum.” 1. Şua: 692

14- “Ya Rab! Habib-i Ekrem (Aleyhissalâtü Vesselâm) hürmetine ve ism-i azam hakkına, şu risale(ler)i neşredenlerin ve rüfekasının kalblerini, envar-ı imaniyeye mazhar ve kalemlerini esrar-ı Kur’aniyeye naşir eyle ve onlara sırat-ı müstakimde istikamet ver. Âmîn. ” 24. Mektub: 308

15- “Ey bu yerlerin hâkimi! Senin bahtına düştüm, sana dehalet ediyorum ve herşeyi sana bırakıyorum ve sana tevekkül ediyorum.” B. Mes: 463

16-“İlahî! Ben seviyor ve temenni ediyorum ki, benim binlerce lisanım olsaydı da, tâ kıyamete kadar benim bedelime istiğfar etseydiler.” B. Mes: 405

17- “Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç  ender hiçim, fakat bu mevcudatı umumen isterim.” 17.Söz: 221

18- “Yâ İlahî! Yâ Rabbî! Yâ Hâlıkî! Yâ Musavvirî! Yâ Mâlikî ve yâ men lehülmülkü velhamd! Senin mülkün ve emanetin ve vedîan olan şu kulübecikte misafirim, mâlik değilim.” Mesnevi: 68-69

19- “Feya Rabbî, ya Hâlıkî, ya Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetin hacetimdir. Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem fıkdan-ı hile ve fakrimdir. Hazinem aczimdir. Re’s-ül malım, emellerimdir. Şefiim, Habibin (Aleyhissalâtü Vesselâm) ve rahmetindir. Afveyle, mağfiret eyle ve merhamet eyle yâ Allah yâ Rahman yâ Rahîm! Âmîn!” Mesnevi: 106

20- “”Ya İlahî! Hasenatım senin atâ’ndandır. Seyyiatım da senin kaza’ndandır. Eğer atâ’n olmasa idi, helâk olurdum” Mesnevi: 206

21- “Cenab-ı Erhamürrâhimîn’den bütün esma-i hüsnasını şefaatçı yapıp niyaz ediyoruz ki: “Bizleri ihlas-ı tâmme muvaffak eylesin… Âmîn…” 21. Lem’a: 166

22- “Cenab-ı Hak sizlere şifa versin, hastalıklarınızı keffaret-üz zünub yapsın. Âmîn âmîn âmîn…” 25.Lem’a: 220

23- “Yâ Rab! Şu Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bereketi hürmetine, bize ihsan ettiğin maddî ve manevî rızkımıza bereket ihsan et!..” 19. Mektub: 119

24- “Ya Rab! (Enbiyaların, asfiyaların ve evliyaların) ders ve talimlerinin hakkı ve hürmeti için, bize ve Risale-i Nur talebelerine iman-ı ekmel ve hüsn-ü hâtime ver ve bizleri onların şefaatlerine mazhar eyle, âmîn!..” 9.Şua: 187

“İsm-i Azam’ın hakkına ve Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın hürmetine ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın şerefine..(Risale-i Nur Külliyatını) bastıranları ve mübarek yardımcılarını ve Risale-i Nur talebelerini Cennet-ül Firdevs’te saadet-i ebediyeye mazhar eyle. Âmîn! Ve hizmet-i imaniye ve Kur’aniyede daima muvaffak eyle. Âmîn! Ve defter-i hasenatlarına .(Risale-i Nur Külliyatının) herbir harfine mukabil bin hasene yazdır. Âmîn! Ve Nurların neşrinde sebat ve devam ve ihlas ihsan eyle. Âmîn! Ya Erhamerrâhimîn!.. Umum Risale-i Nur şakirdlerini iki cihanda mes’ud eyle. Âmîn! İnsî ve cinnî şeytanların şerlerinden muhafaza eyle. Âmîn! Ve bu âciz ve bîçare Said’in kusuratını affeyle. Âmîn!” Lem’alar: 450

26- “Ya Rabbî ve ya Rabb-es Semavatı Ve-l Aradîn! Ya Hâlıkî ve ya Hâlık-ı Külli Şey! Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemilatıyla ve bütün mahlukatı bütün keyfiyatıyla teshir eden kudretinin ve iradetinin ve hikmetinin ve hâkimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimi(zi bize) müsahhar eyle! Ve matlubumu(zu) (bize) müsahhar kıl! Kur’ana ve imana hizmet için, insanların kalblerini Risale-i Nur’a musahhar yap! Ve (bize) ve ihvanım(ıza), iman-ı kâmil ve hüsn-ü hâtime ver. Hazret-i Musa Aleyhisselâm’a denizi ve Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm’a ateşi ve Hazret-i Davud Aleyhisselâm’a dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm’a cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’a Şems ve Kamer’i teshir ettiğin gibi, Risale-i Nur’a kalbleri ve akılları musahhar kıl!.. Ve (bizi) ve Risale-i Nur talebelerini, nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve Cehennem ateşinden muhafaza eyle ve Cennet-ül Firdevs’te mes’ud kıl! Âmîn, âmîn, âmîn!..” 3. Şua: 58-59

27- “Ey Rabb-ı Rahîmim! Senin (şu) mahlukun ve masnuun ve abdin hem âsî, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelil, hem müsi’, hem müsinn, hem şakî, hem seyyidinden kaçmış bir köle olduğu halde, kırk sene sonra nedamet edip senin dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica ediyor. Hadsiz günah ve hatiatlarını itiraf ediyor. Evham ve türlü türlü illetlerle mübtela olmuş. Sana tazarru’ ve niyaz eder. Eğer kemal-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen; zâten o senin şânındır. Çünki Erhamürrâhimînsin. Eğer kabul etmezsen, senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki, dergâhına gidilsin. Senden başka hak Mabud yoktur ki, ona iltica edilsin!..”

28- “Seher vakti bir haşir meydanı gibidir. Her şey uyanmış, gelmiş, tesbih ediyorlar.Ey nefsim, ne zamana kadar gaflet uykusu içinde sersem olarak kalacaksın? Ömrünün ikinci vakti gelmiş, kabre doğru sefer başlamıştır. Her canlıdan ayrılıyorsun. Ney gibi âvâz etmek için niyaz ve namaza gayret et! De ki: “Ey Rabbim, pişmanım, mahcubum, utanıyorum..Sayısız günahlardan dolayı perişanım. Zelilim, gözlerim yaş dolu, hayatım kararsız, garibim, kimsesizim,  zayıfım, güçsüzüm, hastayım, âcizim, ihtiyarım, iradem yok, aman diliyorum. Afv arıyorum. Yardım diliyorum. Senin dergâhından, Ey Allah’ım.” 18. Söz: 234   

Derleyen: Abdülkadir Haktanır