Mutluluk Nasıl Yakalanır?

Mutluluk, her insanın arzusudur. Kadın, erkek, çocuk herkes mutlu olmak ister. Elbette mutluluk herkesin hakkı. Ama bu o kadar da kolay değil. Çünkü mutlu olma kriterlerinizi iyi tesbit etmeli ve daha kolaylaştırmalısınız!

Geçirdiği kaza sonucu dostumun bir gözü kör olmuştu. Sürekli yakınıyor, tek gözle yaşayamayacağını, işini bile yapamayacağını söylüyordu.
Dünyaya küsmüş, evden dışarı çıkmaz olmuştu.

Ziyaretine gittiğimde yana-yakıla şikâyetlerini sıraladı. Sabırla dinledikten sonra sordum:

“Âmâ olarak dünyaya gelseydin ve geçirdiğin kaza sonucu gözlerinden biri açılsaydı ne hissederdin?”

Düşünmeden cevap verdi: “Herhalde çok mutlu olurdum.”

“Öyleyse” dedim, “şimdi de ol, çünkü bir gözün görüyor.” Bir şaşkınlıktan sonra, aylardır ilk defa gülümsedi.

Dikkat!.. Mutluluk aradığımız yerlerde değil, aramadığımız yerlerde saklı olabilir.
Belki mutluluk, sadece görmektir…
Belki sadece işitmektir…
Belki hayatı koklamaktır…
Belki yalnızca dokunmaktır, tutmaktır…
Belki elimizdekini fark edip şükretmektir…
Belki mutluluk, hayatın olumlu yönlerini keşfetmektir…
Belki de yalnızca nefes almaktır…
Bir hasta için en büyük mutluluk sağlığına tekrar kavuşmaktır…
Peki, acaba sağlıklı günlerinde neden mutlu değildi?
İflas eden iş adamı için en büyük mutluluk, tekrar zengin olmaktır…
Zenginken neden mutlu olmadı?
Ağrılar içinde kıvranan biri için ağrılardan kurtulduğu an en mutlu andır…
Öyleyse ağrısız geçen onca yıl neden mutlu olamamıştı?
Gözleri kör biri için mutluluk, hayatı görmektir:
Oysa bu, her zaman görenleri mutlu etmeye yetmiyor.
Sağır biri için mutluluk, sesleri duymaktır…
Oysa bu, her zaman duyanları mutlu etmeye yetmiyor.
Elsiz-kolsuz biri için mutluluk, dokunmaktır, tutmaktır, sarılmaktır…
Oysa bunlar, her zaman dokunabilenleri, tutabilenleri mutlu etmeye yetmiyor.
Bacakları olmayan biri için mutluluk, yürümek, koşmaktır.
Oysa bu, her zaman yürüyebilen, istediği zaman koşabilenleri mutlu etmeye yetmiyor.
Çünkü kendimizi fark etmiyoruz. Kendini fark edemeyen tabiatı fark edemez, tabiatı fark edemeyen kâinatı fark edemez, kâinatı fark edemeyen hayatı fark edemez…
Bunları fark edemeyenin mutluluk kaynaklarını fark etmesi imkânsızdır.
Evlâtlarımızın sadece sıkıntılarını yaşıyoruz. Yalnızca bizi nasıl kızdırdıklarını, nasıl yorduklarını, nasıl incittiklerini anlatıyoruz.
Evlâtlarımızın aynı zamanda mutluluk kaynaklarımız olduklarını düşünmüyoruz bile!
Hayatı kendimize kendi ellerimizle zehir ediyoruz.
İşte bütün bunları aşmak, hayatla kucaklaşmaktır. Belki de mutluluk, hayatın sadece olumsuz yönlerine bakmak yerine olumlu yönlerine de bakmaktır.
Bunun için öncelikle hayatı her şart altında gülümseyerek yaşamayı öğrenmek lâzım. Gülümseme en büyük güçtür. Bu yetenek ve özellik tüm yaratılanlar arasından yalnızca insana verilmiştir. Allah’ın büyük ikramıdır.
Yavuz BAHADIROĞLU