Niçin İhlas Risalesi?

Bediüzzaman Hazretleri altı bin sayfadan oluşan bir risale-i nur külliyatı yazdığı halde, laakal her onbeş günde bir ihlas risalesini okumamızı istemiş, ister istemez neden ihlas risalesi? Diye düşünüyor insan. Bu soruya Şener Dilek abimizin verdiği cevabı sizlerle paylaşmak istedim.

“Bu asırda ihlası bozacak şartlar çoğalmış, insanların pek çoğu afakileşmiş, maddileşmiş, siyasileşmiş, varlık, devlet, servet, alkış hissi bütün bunlar birbiri üzerine gelince insanlar ihlas mihferinden taşabiliyor maddileştikçe, dünyevileştikçe o mehazın kudsiyetinden dereceleri nispetinde uzaklaşıyorlar. Bakıyorsun bir çok insanın dünyasına siyaset girmiş, ruhu, sevdası, leylası siyaset olmuş, ekonomi girmiş, şan girmiş, para girmiş, varlık girmiş, bunlar birbirini kovalıyor arkasından enaniyet geliyor, gurur geliyor, kibir geliyor, nefsine şöhret manasında alkış hissi geliyor.

Bunlarda insanın iklimine girdiği nispette onu maneviyata derecesi nispetinde uzaklaştırma oluyor. Maddiyata tevavül ettikçe, maneviyata karşı gabileşiyorlar. Bu kaidedir, kabuk büyüdükçe, kalınlaştıkça, lüp, öz azalıyor. Bu açıdan bakınca bu asırda her asırdan ziyade ihlas dersine ihtiyaç vardır.

Peygamber(sav) bir sahabeyi Bizans’a İstanbul’a gönderirken veda tepesinde sahabeye tavsiye ediyor.
“Bir kaç gün sonra Allah’ı bilmeyen uzak bir beldeye gideceksin o beldede ezan yok, cemaat yok, İslami hayatın tecellisi tezahuru yok, eğer o beldeye ulaşırsan secdeyi artır” buyuruyor.

Dine karşı lakayt ve luabilik. O hal size kalben, fikren, amelen zarar vermemesi için müyeyakkız olunmalı, ihlas dersinde sıkı durmak, ihlası merkez kabul ederek onun üzerinde tahşidat yapmak, hikmet ve hakikate mutabık bir haldir.”

Kaleme alan: Çetin Kılıç
Kaynak: Şener Dilek sohbeti

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: