Nur’un Doğuşu (Şiir)

Her yer zifiri karanlık olduğu bir zamanda

Şarkın kayalıklarından güneş doğdu bir anda

 

Karanlıkları yırtarak dünyamıza nur saçtı

Bir Ateş pare-i zekâ gönüllerde gül açtı

Hem öyle bir devirde ki camiler öksüz olmuş

Minareler kelepçeli şerefe susturulmuş

 

Minarelerde uyduruk sözler sarf ediliyor

Ezan diye bu millete zorla yutturuluyor

 

Allah’a ve Resulüne inanmak suç sayılmış

Öz yurdunda Müslümanlık yabancılaştırılmış

 

Her yerde idam sehpası zindanlar kol geziyor

Karakollara gidenler daha geri gelmiyor

 

İman ise ateş olmuş taşısan yanacaksın

Ateştir bu diye atsan imansız kalacaksın

 

İşte böyle bir zamanda gün doğdu yüzümüze

İnsanlığı aydınlatan nur girdi gözümüze

 

Üstad Bediüzzaman’dı şarktan doğan bu güneş

O’na hiç nasip olmadı ne bir evlat ne bir eş

 

Ömrü boyunca çalıştı İslâm’ın bekasına

Fani dünya lezzetini atmıştı arkasına

 

İman kurtuluşu için durmaksızın çalıştı

Gizli din düşmanlarıyla yorulmadan çatıştı

 

Kimseye boyun eğmedi korkmadı hiç kimseden

Mücadeleyi sürdürdü gece gündüz demeden

 

Ama O’nu dinlemeyip zindanlara attılar

Ortadan kaldırmak için aşına zehr kattılar

 

O’na verilen zehirler O’nu etkilemedi

Hapishane ve zindanlar hiçbir para etmedi

 

Medrese-i Yusufiye oldu, hapishaneler

Halim birer insan oldu orada yüzler binler

 

Hapishanelerde kalan en azılı katiller

Canavarlığı bırakıp O’na hizmet ettiler

 

Hayatını hiçe sayıp girdi tehlikelere

İman ve cesaretiyle örnek oldu bizlere

 

Ey gönüllerin sultanı sana sesleniyoruz

Zat-i Âlinize binler selam gönderiyoruz

 

Başlattığın bu nurlu yol dünyayı kuşatmıştır

Nur çemberine girenler milyonları aşmıştır

 

Fatihalar gönderiyor Sana bütün mü’minler

Şahsına minnettar olmuş dünyada ins ve cinler

 

Ahmet TANYERİ – DİYARBAKIR

www.NurNet.org