Oruç bizi virüsten nasıl kurtarır?

Dün Akşam Fatih Altaylının Teke Tek Programına denk geldim. Fatih Altaylı Doktora soru sordu önümüzde Ramazan Ayı var oruç tutmak bu hastalığı tetikler mi virüs bulaşımını artırır mı diye sordu. 2 doktordan birincisi dedi ki: artırmaz dedi manevi olarak güç alır ve hastalığa yakalanması zor olur dedi. Diğer doktor dedi ki: Ben Ramazan ayında araştırma yaptım. Ramazan ayının başında ortasında ve sonunda kan tahlilleri yaptım. Şunu gördüm bir tane hormonun değeri yükseliyor. Bu hormon bağışıklık sistemini kuvvetlendiren hormon olduğunu söyledi. Dolayısı ile hastalansa bile çok rahat bir şekilde hastalıktan kurtulur. Hasta olmasa da hastalığa yakalanmaz dedi. Fatih Altaylı çok şaşırdı. Israrla başka sorular sorsa da orucun güzelliğinden bahsettiler.

Ben de orucun bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğine ve faydası ile ilgili yazı buldum sizinlede paylaşayım istedim. Boşuna dememişler “Oruç Tut Sıhhat Bul”

Oruç tutmak, sindirim sistemini dinlendirdiği için, vücutta diğer organların kanlanmasını sağlıyor, kemik iliği uyarılıyor, kan yapımı artıyor. Vücut birikmiş zararlı maddelerden temizleniyor, bağışıklık sistemi güçleniyor. Kalp, damar, kanser gibi hastalıklara karşı direnç artıyor. Oruç, bağışıklık sistemini yeniler. Oruç gibi kısa süreli açlık ile ilgili yapılan araştırmalarda, bu gibi durumların metabolizma ve bağışıklık sisteminin çalışmasını olumlu yönde etkilediği gösterilmiştir. Yapılan benzer bir çalışmada, 3 günlük oruçtan sonra vücudun yeni savunma hücrelerinin oluşumunu tetiklediği ve böylelikle bağışıklık sisteminin yenilenmesine katkı sağladığı tespit edilmiştir.

Aşırı yemek, bağışıklık sisteminin gücünü düşürür. Gün içerisinde çok sık bir şeyler yemek, metabolizmayı sürekli hareket geçirmek anlamına gelmektedir. Bu durum ise bağışıklık sisteminin gücünün düşmesine neden olabilir. Çünkü bu sırada vücut tüm enerjisini gıdaları hazmetmek için harcar. Oruç sırasında metabolizma yavaşlar ve sindirim sistemindeki organlar dinlenir. Dinlenmiş organlar ve yavaşlayan metabolizma ile bağışıklık sistemi güçlenir.

NECİP FAZIL ÜSTAD DAN İNCİLER;
( Her cümleyi sindire sindire belki iki üç kez okumak gerek..)

“Ey kendi âilesine bile hükmedemeyen ilerici ( ! ), üç kıt’aya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici ?”
“Camiye henüz dikeyken gel, yatay olarak zaten geleceksin.!” (cenazan yatay gelir)
“Maalesef öz ana babasını huzurevine gönderip, evinde kedi köpek besleyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz.”
“Yola birlikte çıktıklarını, yolda bulduklarınla değişirsen, hem yolunu kaybedersin, hem dostunu !”
“Ya sadece Allah’a baş eğer, başka hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese başeğer, hiçbir şeye değmezsin.”
“İnsanlar ikiye ayrılır; vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar. “
“Abdülhamid hanı anlamak, tarihimizdeki her şeyi anlamak olacaktır. “
“Ya islamla yükselir, ya inkarla çürürsün. bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.”
“Önüne gelenle değil, seninle ölüme gelenle beraber ol !”
“Siz hiç bir sarrafın malını bağırarak sattığını duydunuz mu ? kıymetli malı olanlar bağırmazlar.”
“Soruldu mu ne bilirsin diye, haddimi bilirim demeli.
soruldu mu ne istersin diye, hakkımı isterim demeli.”
“Bir tohumda; gövdesi, dalı, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir.”
“Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam, geçip de aynaya soran olmaz mı ?”
“Ömür ağaç dalından savrulan bir yapraktır, ne kadar genç olursan ol, sonun kara topraktır.”
“Ne gelirse başımıza hakk’tandır, fakat geliş sebebi haktan ayrılmaktandır.”
“İnsanı olgunlaştıran yaşı değil, yaşadıklarıdır.”
“Dinde zorlama yoktur, insan özgürdür elbette, isteyen bu dünyada pişer, isteyen ahirette.”
“Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbirşey bizim değil..”
“biz ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.”
“Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. yaşarken temiz kalsaydık, ölünce yıkanmazdık..”
“Ömrün ilk yarısı, ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da, ilk yarısının hasretiyle geçer.”
“Nki çeşit insan vardır. zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşip kendini düzelten, ikincisi zaman geçtikçe yüzsüzleşen.”
Necip fazıı’a sormuşıar: “-Neden sigarayı bu kadar çok seviyorsunuz?”.. “benim için yanan bir tek o var” demiş.!
“Örtü, şuuruyla örtülmediğinde allah katında bir değeri olsaydı, cennetin baş köşesinde rahibeler otururdu.”
“Ne başını kapat altını göster, ne altını kapat üstünü göster. hepsini kapat ta imanını göster.”
“Kün geçti, bugünü düşünüyorum, yarın var mı ? gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı ?”
“Kadın mezarlığa girerken başını kapatıyor, dışarı çıkarken açıyor. ölüye karşı kapanmak, diriye karşı açılmak ne akıldır ?”
“Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.”
“Ayağın taşa takıldığında bile –allah kahretsin- dememelisin. dua etmelisin ki taşa takılan bir ayağın var.”
“Şimdi fatih sultan mehmet han kalksa mezarından, ne ben onu tanırım, ne de o beni. ama istanbul’u bizanslılar geri almış deyip, tekrar savaşır.”
“Allah var, fakat bizim o’ndan ancak sorulduğunda haberimiz var .”
“Benimki benim, seninki de senindir ! bu şeriattır.
seninki senin, benimki de senindir ! bu tarikattır.
ne benimki benim, ne de seninki senin, herşey sadece allah’ındır. bu da hakikattır.”
“Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün, beni yanında bulamayabilirsin”.

Çok faydalı bu yazıları sizinle paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: